Bence kimse Başbakan Erdoğan’ın bağırıyor olmasına aldanmasın.

 

Safile USUL H&H YORUM

Kendini çaresiz hissedince daha çok bağırıyor çünkü.
 
Dünkü grup toplantısında, “Öleceksek adam gibi ölelim” dedi.
 
Gazze’den söz ediyordu ama dikkatli herkes şunu görecektir ki, hiç kimse kendisinin doğrudan içinde olmadığı ve bir başka durum için bu ifadeyi kullanmaz.
 
Ama, insanlar yansıtma yapar.
 
Yani, bir başka durumdan söz eder gibi aslında kendilerini anlatırlar.
 
Erdoğan’ın bu son durumu nasıl oluştu, ona bakalım şimdi de…
 
İsrail Gazze’ye saldırdı.
 
Ama, bu sefer Erdoğan ilk gün çok sessiz ve çökkün kaldı.
 
O gün sadece, “Akşam telefonda Obama ile görüşeceğim.” dedi.
 
O görüşmeden sonra ertesi sabah Başbakanlık bir açıklama yaparak, “Başbakanımız ve Obama ortak duyguda buluştular” mealli ifadeler kullandı.
 
Ancak Obama bunu Tayvan ziyareti esnasında yaptığı açıklama ile yalanladı.
 
Obama, “Erdoğan ve Mursi’ye Hamas’ın bu tutumunun çözümü çok ileri bir tarihe atacağını söyledim. İsrail’in kendini koruma hakkını tanıyoruz.” sözleriyle Erdoğan ile arasına mesafe koydu.
 
Erdoğan buna kızdı ve, “İsrail teröristtir” şeklinde bir karşı açıklama yaptı.
 
Dün ise, ABD Dışişleri Sözcüsü Nuland’ı ABD’li gazeteciler zorladı.
 
Ve, Nuland başta direnmiş olsa da, sonunda, “İsrail’e karşı retorik saldırıların şu anda faydalı olmadığını düşünüyoruz.” diyerek Erdoğan’a taş attı.
 
Erdoğan bu sefer tamamen hissileşti ve grup toplantısında, “Ey ABD” demeye başladı.
 
(benim de aklıma, “İsmet İnönü’nün büyük devletlerle yatağa girenler…” diye başlayan cümlesi geldi)
 
Başbakan kendini çok zor durumda hissediyor ve böyle hissettikçe daha da yanlış konuşmaya başlıyor.
 
Fren tutmaz hale geliyor.
 
Oysa bu işin bir balatası var.
 
Onun örnekleri ise, bizim mazimiz de dahil olmak üzere, bizde epeyce fazla olarak var.
 
Mesela, Atatürk’ün çok iyi bir balatası vardı…
 
Ki, o bizim kurucumuz, onu baş köşeye koyuyor ve öylece devam ediyorum…
 
İsmet İnönü’nün iyi bir balatası vardı.
 
Ecevit’in iyi bir balatası vardı….
 
Hoooop, sağa atlıyorum.
 
Süleyman Demirel’in iyi bir balatası vardı.
 
Mesut Yılmaz’ın iyi bir balatası vardı…
 
Bahçeli’nin oldukça iyi bir balatası var.
 
Hooop, parti içi muhalefete geçiyorum…
 
Koray Aydın’ın iyi bir balatası var.
 
Kılıçdaroğlu’nun iyi bir balatası var.
 
Başka….
 
Valla balatasız bir adamımız pek kalmadı gibi.
 
Başbakanlık makamında oturandan başka.
 
Bu da bayağı ters bir denklem dengesi yani.
 
En tepede balata tamamen aşınmış, aşağılarda tutuyor.
 
Olmaz…
 
Ön lastik tutacak, başka çare yok.
 
Lastiğin değişmesi bile gerekebilir yoksa…