Bahçeli'den çekilme ile ilgili açıklaması

Bahçeli'den çekilme ile ilgili açıklaması
26 Nisan 2013 01:00

MHP Lideri Bahçeli, “PKK, sınır dışına çıkma kararıyla yeni mevziler elde etmeyi planlamaktadır” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK yöneticilerinden Murat
Karayılan’ın örgüt üyelerinin 8 Mayıs’tan itibaren ülke dışına
çekileceğini açıklaması üzerinde, yazılı bir açıklama yaptı. Örgüt
üyelerinin teslim olarak yargı önüne çıkması gerektiğini ifade eden
Bahçeli, “PKK’nın sözde sınır dışına çıkma kararı yalnızca yeni mevziler
elde etmeye dönük alçakça planlanan ve AKP’yle birlikte ifa edilen
karanlık bir kampanyanın parçasıdır”
dedi.

Milliyetçi Hareket
Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu
toplantısının ardından, PKK militanlarının sınır dışına çekilmesiyle
ilgili yazılı açıklama yaptı. Bahçeli, PKK’nın bu açıklamasının yeni
mevziler elde etmek adına yapılan bir taktik olduğunu savundu. Örgüt
üyelerinin yargı önüne çıkması gerektiğini kaydeden Bahçeli
açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu asil ve yedek üyelerinin katılımıyla bugün toplanmıştır.
Bu çerçevede ülke gündemiyle ilgili temel meseleler hakkında değerlendirmelerde bulunulmuş, son gelişmeler ele alınmıştır.
Özellikle
süreç ihanetinin boyutu, AKP-PKK ve İmralı canisi arasında yapılan
müzakereler ve diğer önemli konu başlıkları görüşülmüştür.

AKP
hükümeti Türkiye’nin itibar ve saygınlığını aşırı şekilde zedelemiş,
önüne gelenin diklendiği, istikamet verdiği, hafife aldığı ilkesiz,
iddiasız ve korumasız bir ülke haline getirmiştir.
Ve Türk devlet geleneğini çok ciddi şekilde incitmiş ve kesintiye uğratmıştır.
Hükümet aziz milletimizin hak ve hukukunu, varlık ve birlik haklarını layıkıyla savunmamış, sadakatle sahiplenmemiştir.

Zira AKP’nin buna niyetinin de olmadığı yaşanılan tecrübelerle belirginlik kazanmıştır.
AKP’nin
PKK’yla yürüttüğü pazarlıklar, İmralı canisiyle haince yaptığı
görüşmeler her şeyi gözler önüne sermiş, tüm karanlık yüz ve emelleri
ayyuka çıkarmıştır.
Bölücü terör örgütü, hükümetin gaflet ve ihanete
varan politikalarından dolayı adeta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne denk
bir statüye çıkarılmıştır.

Bu rezil ve kabul edilemez durum
paralelinde PKK terör örgütü Kandil’den sözde gündem belirlemeye, basın
toplantılarıyla varlığını göstermeye, Türk milletinin aklı ve zekâsıyla
alay etmeye son hızla devam etmiştir.
Hükümet ise buna tam bir şuursuzluk ve teslimiyet haliyle destek ve katkı vermiştir.
AKP zihniyeti PKK’ya teşrifatçılık rolünü hakkıyla benimsemiş ve gereğini de yapmış, yapmaya da devam etmektedir.

PKK’nın meşrulaşması konusunda AKP’nin olağanüstü çaba ve yönlendirmesi ahlaksızca sürmektedir.
En
son olarak PKK’nın sınır dışına (sözde) çekilmesiyle ilgili kararı her
şeyi bir kez daha gözler önüne sermiş, AKP’nin acziyetini ve boyun eğen
tutumunu yeniden alenileştirmiştir.
Bölücü terör örgütünün sınır
ötesine çekilip çekilmeyeceği, çekilmesi halinde bunun ne zaman ve nasıl
olacağı, bu kapsamda sınır dışına çıkmanın silahlı mı silahsız mı
gerçekleşeceği aylardır tartışılan konu başlıkları arasında yer
almıştır.
Kandil’deki terör kampından bugün yapılan açıklamaya göre, PKK’nın ülkemizden 8 Mayıs itibariyle çekileceği ilan edilmiştir.

Buna
göre, teröristlerin öteden beri kullandıkları güzergâhlardan gizli ve
kısa süre içinde Irak’ın kuzeyine gidecekleri açıklanmıştır.
Ne var
ki PKK’lı militanların silahlarını bırakmayacakları, üstelik güvenlik
güçlerinin herhangi bir müdahalesi karşısında sözde çekilmenin anında
duracağı ve karşı saldırıya geçileceği terör elebaşları tarafından ifade
edilmiştir.
Bunun yanı sıra, bölücü terör örgütü, Türk Silahlı
Kuvvetleri’ne duyarlılık içinde ve ciddiyetle hareket etmesini
hatırlatmış, Türk devlet güçlerinin tahrikte bulunmamasını küstahça
istemiştir.
Bu gelişmeler karşısında herkesin şu gerçekleri bilmesinde sonsuz faydalar olacağı şüphesizdir.
1-
PKK, etnik temelli bölücü bir örgüt olarak 29 yıldır onbinlerce
insanımızı katleden, vatanımızı bölmeye, milletimizi ayırmaya çalışan
bir cinayet şebekesidir.
Bu itibarla hiçbir örgüt militanın bir şey
olmamış gibi sınırlarımızdan elini kolunu sallayarak çıkıp gitmesi, buna
da güvenlik güçlerimizin sessiz, tepkisiz ve ilgisiz kalması söz konusu
olmayacaktır.
Aksi durumun suç olacağı, teröre yardım ve yataklıkla bir ve aynı anlama geleceği iyi bilinmelidir.
2- PKK terör örgütünün yuvalandığı terör kampları zaten sınır ötesindedir.
Yıllardan
beridir sınırlarımızın mücavir alanlarında konuşlu bulunan terör inleri
saldırı ve provokasyonların karar ve hareket merkezi olarak zehir
saçmaktadır.
PKK’lı teröristler eylem kararlarını uygulamak, saldırı
ve pusularını icra etmek amacıyla yılın belirli aylarında sürekli olarak
silahlı şekilde sınırdan girip çıkmaktadır.
Bu yüzden, PKK’nın çekilmesi gibi bir iddia ve ifade tamamen asılsız, uydurma ve yalandır.
Bölücü
kanlı örgütün sembolik düzeyde sınır dışına çekilmesi, zaman kazanmaya,
stratejik hedefleri için daha sıkı bir hazırlık yapmaya dönük sinsi ve
kurnaz bir taktiksel adımdan başka bir şey değildir.

3- Başbakan
Erdoğan’ın geçtiğimiz Mart ayının son günlerinde yaptığı bir açıklamada,
PKK’lıların sınırlarımızı terk ederken silahlarını gömmelerini veya
mağaraya bırakmalarını istediği bilinen ve kamuoyuna mal olmuş
görüşleridir.
Bununla birlikte Başbakan’ın, militanların sınırdan
geçmelerinin ancak bu şekilde mümkün olacağını söylemesi ve güvenlik
güçlerinin silahı görürse müdahale edeceklerini, aksi durumda suç
işleyeceklerini belirtmesi hafızalardaki tazeliğini hala korumaktadır.
Buna göre PKK’lıların ellerinde silahlarıyla birlikte sınır dışına intikallerinin hiçbir meşru ve ahlaki mazereti olamayacaktır.

PKK’lı
militanlarının görüldükleri yerlerde etkisiz hale getirilmeleri veya
yakalanmaları en başta hükümetin Türk milletine şeref ve namus borcu
olarak değerlendirilmelidir.
Başbakan Erdoğan bu düşünceleriyle eğer
Türk milletinin gözünü boyamadıysa, derhal PKK’lı militanların hakkından
gelecek iradeyi göstermeli ve aldığı millet sorumluluğunun gereğini bir
an önce yapmalıdır.
4- Başbakan ve hükümeti Türk Silahlı Kuvvetleri’ne konusu suç teşkil eden talimat vermekten kesinlikle uzak durmalıdır.
Anayasa’nın
137’nci maddesinde tanımı yapılan kanunsuz emri vermek, hem vereni hem
de uygulayanı tam olarak bağlayacak ve Anayasa suçunu oluşturacaktır.
PKK
militanlarının yol güzergâhındaki birlikleri geri çekme, başka yerlere
kaydırma, hafifletme, karakollardaki gözetleme kulelerini boşaltma,
kontrolleri azaltma, insansız hava araçlarını uçurmama, termal
kameraları kapatma veya militanları görmezden gelme anlamına gelecek her
tavırdan muhakkak ki vazgeçilmelidir.
Bunların hilafına atılacak her
adım Türk milletine ve Türk devletine karşı tarifi olmayacak düşmanca
bir tutum olacak, teşebbüste bulunanın dahi yanına bırakılmayacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi tüm gelişmeleri yakından ve titizlikle takip etmektedir.
Türk milletinin PKK’ya teslim olması ya da PKK’nın hain taleplerine rıza göstermesi hiçbir şart altında söz konusu olmayacaktır.
PKK’nın
sözde sınır dışına çıkma kararı yalnızca yeni mevziler elde etmeye
dönük alçakça planlanan ve AKP’yle birlikte ifa edilen karanlık bir
kampanyanın parçasıdır.
Buna Türk milletinin inanması da düşünülemeyecektir.
Başbakan
Erdoğan ve hükümeti; PKK’ya verdiği tavizlerinin Türkiye’yi ne hallere
düşürdüğünü, çözüm sözleriyle Türk milletinin çözülmeyle ve bölünmeyle
karşı karşıya kaldığını net olarak görmelidir.
Kuşkuya yer
bırakmayacak şekilde söylemek lazımdır ki, PKK’lılar silahlarıyla
birlikte güvenlik güçlerine teslim olmalı ve arkasından da bağımsız
yargı önünde döktükleri kanlarının hesabını vermelidir.
Bunun dışında
militanların sınırlarımızdan geçişlerine seyirci kalmak, bunu
kolaylaştırmak PKK’nın değirmenine su taşımak olacaktır ki, bunun hesabı
kim olursa olsun muhataplarından mutlaka eninde sonunda sorulacaktır.
Türkiye yolgeçen hanı, terörist ikmal ve dinlenme yeri değildir.
Türk milleti, bölücü katilleri masum görecek ve şehitlerimizin haklarını çiğneyecek bir anlayışta da asla olmayacaktır.
Bu nedenle hükümet, bilhassa Başbakan Erdoğan kendisini gözden geçirmeli, milli vicdanların sabrını daha fazla zorlamamalıdır.