Atatürk alın teriyle kurdu, biz yok pahasına parçalıyoruz

Atatürk alın teriyle kurdu, biz yok pahasına parçalıyoruz
8 Haziran 2012 15:51

" Yeşili görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur. Burasını öyle ağaçlandırınız ki kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu fark etsin"
Mustafa Kemal ATATÜRK

AKP Kahramanmaraş Milletvekili Pakdil, Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerinde milletvekilleri için sosyal tesis yapılacağını bildirdi. Peki bölüne bölüne, satıla satıla bitirilemeyen Atatürk Orman Çiftliği nasıl kurulmuştu…

Deniz Bilgen ÇAKIR H&H DOSYA

Yıl 1925.

Birinci Dünya Savaşı'nın arkasından İstiklal Mücadelesini vermiş bir ülke; Türkiye.

Bozkırın ortasında bir başkent; Ankara…

Oysa Atatürk Yeşili o kadar seviyor ki, Afet İnan'ın anlatımıyla; Köşk için Çankaya'yı seçmesinde etken, birkaç büyük karakavak ve söğüt ağaçlarının bulunması.

Karakavak ve söğütler yetmiyor ona. O istiyor ki, İstiklal mücadelesini yürütülmesine ev sahipliği yapmış bu mağrur kent yemyeşil olsun. Halkın rahatlıkla gezebileceği, nefes alacağı bir cennet yaratılsın.

""

BOZKIRIN ORTASINDA ORTAÇAĞ ŞEHRİ

Ülkenin tanınmış tarımcılarını köşke çağırıyor. Amaç; Ankara civarında kurmak istediği cennet için uygun arazinin seçilmesi. Tarımcılara Ankara civarında modern bir çiftlik kurmak istediğini ve buna uygun arazi bulunması gerektiğini söylüyor. Oysa onlar çiftlik yeri için uzun boylu araştırmalar yapmaya gerek görmüyor çünkü Ankara o devirde 'Bozkırın ortasında bir ortaçağ şehri'.

Bu kanaatlerini Atatürk'e bildirdikleri zaman ise o eliyle bu günkü Atatürk Orman Çiftliği'nin arazisini gösteriyor ve 'burayı gezdiniz mi?' diye soruyor. Tarımcılar şaşırıyorlar. Gösterilen arazi bataklık, çorak, fakir… Bir çiftlik kurulması için gereken hiçbir özelliği taşımıyor.

""

Atatürk'ün cevabı basit oluyor; "İşte istediğim yer böyle olmalıdır. Burayı biz ıslah etmezsek kim gelip ıslah edecek?"

Çağırılan tarım uzmanları şaşkınlıkla Atatürk'ün onları aslında en iyi değil en kötü toprak raporunu alabilmek için çağırdığını fark ediyorlar. Şaşıranlar sadece onlar olmuyor. Yer belirlendikten sonra arazinin verim durumu hakkında görüş istenen diğer yerli ve yabancı uzmanlar da bu topraklar üzerinde herhangi bir tarım faaliyetinin yapılamayacağını iddia ediyorlar. Hatta Tarım Bakanlığı uzmanlarından Schmit hazırladığı raporda, "Bu öyle bir teşebbüstür ki, elverişsiz toprak ve iklim koşulları altında burada ya sabır tükenir, yahut ta para" yorumunu yapıyor.

Verilen olumsuz raporlar ve yapılan yorumlar onu fikrinden vazgeçirmeye yetmiyor ve Gazi Orman Çiftliği'ni kurmak üzere derhal çalışmalara başlanılması emrini veriyor.

""


ARAZİYİ KENDİ PARASIYLA ALDI

İlk iş olarak da tarım uzmanlarına eliyle işaret ederek gösterdiği batak arazi, çiftlik idare merkezi, parklar ve sebze bahçelerinin üzerine inşa edilmesi için, Merhum Abidin Paşa'nın eşi Faika Hanım'dan yüksek bir fiyatla satın alınıyor. Gerekli para da Atatürk'ün kendi aylığından taksitlerle temin ediliyor. Atatürk'ün ödediği bu yüksek fiyat diğer arazi sahiplerini de teşvik ediyor. Bu şekilde Etimesgut, Balgat, Çakırlar, Güvercinlik, Macun, Tahar ve Yağmur Baba çiftlikleri de satın alınıyor.

""

Hemen çalışmalara başlanıyor. Çiftliğin kurulmasındaki her aşamada Atatürk'ün kendisi de bizzat çalışıyor. Terini toprağa akıtıyor. Çalışmalar normalden çok daha kısa bir süre içinde bitiyor.

Atatürk, Bozkırın ortasındaki bir ortaçağ şehrinden modern bir başkent; bataklık, çorak, ot bile yetişmez denilen bir araziden ise insan elinden çıkma bir cennet yaratıyor.

Son olarak da diğer çiftlikleri ile birlikte Atatürk Orman Çiftliği'ni çok sevdiği milletine hediye ediyor. Çünkü o milletini çok seviyor ve bu bağış için endişe edilecek herhangi bir konu kalmadığını düşünüyor.

PEKİ BİZLER NE YAPIYORUZ?

Bizler, bir milleti yok olmanın eşiğinden döndürmüş bu büyük adama olan sadakatimizi, onun bize hediye ettiği toprakları ona buna peşkeş çekerek gösteriyoruz.

Eh be Atam, sen ki en büyük savaşlarda bile hata yapmadın. Bir milletin kaderini tayin ederken yanlışa düşmedin. En zor anlarda bile en doğru kararları verdin.

Peki milletine güvenme, mirasına sahip çıkılacağına inanma konusunda hata yapmış olmayasın?


Yazarın Son Yazıları:
Bizim artık bir şehidimiz daha var
Meğer ben 28 Şubatçıymışım…
MHP Erdoğan dedi!