Ama biz bulacağız

Ama biz bulacağız
28 Kasım 2012 20:07

Başbakan Erdoğan Madrid’de gazetecilere Büyükanıt ile Dolmabahçe’de yaptğı görüşmeyi anılarında bile anlatmayacağını söylemiş.

Safile USUL H&H YORUM

Anı yazacakmış ama üzerinde binlerce spekülasyon yapılan ve çok merak edilen bu konuyu anılarında bile anlatmayacak, mezara götürecekmiş.
 
Erdoğan’ı tanıyoruz…
 
Birşeyin çok merak edilmesi, onun o konuyu anlatmaması için kuvvetli bir nedendir.
 
Hatta, açıklayacağı varsa bile, baktı ki merak çok, açıklamaz.
 
Bu tür şeylerle oynamaktan da zevk alır.
 
Nitekim, ona çok yakın birisi 2004 senesinde bana, “Basında yazılan şeylerle çok eğleniyoruz ama doğrusunu da söylemiyoruz” demişti.
 
Fakat Erdoğan’ın bununla oynaması pek mümkün olmayacak sanırım.
 
Sorry, ama bu merakı giderecek birileri muhakkak çıkacak.
 
Hatta, bu merakın giderilmesi benim gazetecilik güdüme de epeyce dokunuyor.
 
Şimdi, bakın…
 
Bu Dolmabahçe görüşmesi eğer TSK’nın beyninde hafızalanmadıysa, ben şimendiferim.
 
Bu görüşmeyi TSK’nın o zamanki ve de sonraki komuta kademesi bilmiyorsa da şimendiferim.
 
Erdoğan keyfi ve çağdaş ve kurumsal devlet anlayışı olmayan bir lider, onu biliyoruz ama Büyükanıt kurumsal olmayan tarzda hareket etmemiştir. Bence bu mümkün de değildir.
 
Bunu bilen başka yüksek rütbeli askerler vardır.
 
Büyükanıt bir defa Erdoğan ile görüşmesini sözlü olarak aktarmıştır…
 
Onun dışında bu olay onların (TSK) kozmik odası denen şeyde, yerde herneyse kayda alınmıştır.
 
Büyükanıt’ın Erdoğan ile görüşmesi önceden ve sonradan TSK komuta kademesinde, TSK beyninde değerlendirilmiş ve bundan sonuçlar çıkarılmıştır.
 
Bu görüşme TSK hazıfasında sözlü ve yazılı olarak muhakkak vardır.
 
Şimdi…
 
Büyükanıt-Erdoğan görüşmesine dair epey bir yazdım.
 
Tekrar ediyorum.
 
Bu görüşme kanımca şuydu…
 
Büyükanıt ve TSK komuta kademesi o dönemde darbe gibi birşeyi asla planlamıyordu.
 
TSK’nın yaptığı stratejik dönem değerlendirmesi kapsamında AKP’ye müdahale TSK içinde kurumsal olarak düşünülmedi, planlanmadı. (dikkat edin, kurumsal diyorum, tek tek bazı askerlerin ne düşündüğü ayrı bir konu)
 

Darbe vb. birşey düşünülmemesinin sebebi çok yönlüydü. (bunun detayına girersem şimdi yazı bitmez)
 

Ancak eşi başörtülü birinin Cumhurbaşkanı olacak olması laik kamuoyu ve TSK tabanında acaip bir ilk olduğu için, Büyükanıt bir bildiri yayınlamaya kendini zorunlu hissetti.
 
Bildiriye Hükümet tepki gösterince, ki Hükümet o dönemde ABD yoluyla askerin nabzını ölçüyor ve içinden gel-gitler yaşasa ve aynı zamanda korkuyor olsa da, darbe beklemiyordu gerçekte.
 
Karşı tepki verdi Hükümet ve Büyükanıt’la bir görüşme doğal olarak, otomatikman gerçekleşti.
 
Büyükanıt görüşmede Erdoğan’a, “Biz darbe filan asla düşünmüyoruz ama laik kamuoyu ve TSK tabanının hassasiyetleri bizi bir bildiriye mecbur kıldı” anlamına gelen ince cümleler kurdu.
 
Erdoğan da buna ikna oldu, ki Hükümet o dönemde zaten gerek ABD üzerinden gerek kendine bağlı istihbarat kaynaklarından orduda hangi askerin neye meyilli olduğunu, darbe ihtimalinin olup olmadığını, hangi askerin darbeyi aklından geçirdiğini, hangisinin geçirmediğini vs. biliyordu.
 
Dolayısıyla bu görüşmenin içeriğinde başka türlü birşey arayanlar ilerde yanıldıklarını anlayacaklar kanaatimce.
 
Büyükanıt darbe araştırma komisyonuna, “Bu, sıradan bir görüşmeydi, Başbakan benimle mezara gidecek sözünü neden söyledi, bilmiyorum.” dedi.
 
Bu ifadesi bence doğru Büyükanıt’ın.
 
Benimle mezara gidecek köpürtmesini yapan Başbakan.
 
Güya tarihe bir de gizemli mi geçmek istiyor ne ama sorry, tarih onu birçok şeyden olduğu gibi bu gizemden de mahrum bırakacak.
       


Yazarın Son Yazıları:
Demek ki bir değişiklik yok
Özgür Özel’i yakından tartmak istiyor
Almanya Cumhurbaşkanı ve İmamoğlu