AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal sosyal medya platformu Twitter hesabından paylaştığı açıklamada AK Parti Grup Başkanvekili görevinden istifa ettiğini duyurdu. AK Parti Eski Milletvekili, Erdoğan’ın eski doktoru ve İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı Op. Dr. Turhan Çömez bu akşam katıldığı TELE1 canlı yayınında, Mahir Ünal’ın istifasının ardından AK Parti’de uygulamada olan ‘imzasız beyaz kağıt’ iddiasını dile getirdi. Turhan Çömez, AK Parti’de kritik göreve gelen isimlere göreve gelmeden önce ‘istifa dilekçesi yazdırıldığını’ ileri sürdü.

 

 

 

Op. Dr. Turhan Çömez, Mahir Ünal’ın “affını” istemesini değerlendirdiği programda çarpıcı ifadeler kullandı. Çömez, “İstifa tek taraflı bir müessesedir. Karar verirsiniz ve dersiniz ki artık ben bu işi yapmıyorum. Saygın bir davranış biçimidir. Bunun gerekçeleri fark etmez ama samimiyetle ayrılırsınız. AKP bu kültürü de yok etti. Bunu da insanların elinden aldığı aslında şunu yapmaya çalışıyor. AKP kültürü sizin ben iradenize bile saygı duymuyorum. Siz istifa bile edemezsiniz ben ancak istersem sizi görevden alırım, siz benden af dilersiniz.” dedi.

 

 

İYİ Partili Turhan Çömez, Mahir Ünal’ın istifa etmediğini görevden alındığını öğrendiği savundu. Çömez, “Zaten önceden o istifa dilekçesi Mahir Ünal tarafından yazılmamıştır. Ben biliyorum ki bir zamanlar sayın Ali Babacan bunu söylemişti, sayın Abdüllatif Şener söylemişti. Ben de söyleyeyim. Birçok AKP’li yetkili göreve gelmeden önce zaten beyaz kağıtları Erdoğan’a teslim ederler. Dolayısıyla Mahir Ünal öğrenmiştir, görevden alındığını ve affedildiğini. Dolayısıyla böyle bir antidemokratik, demokrasinin kurum ve kurallarıyla bağdaşmayan bir kültür hakim.” ifadelerini kullandı.

 

Mahir Ünal’ın istifası sonrası Turhan Çömez’in değerlendirmesi şöyle:

 

 

“Ben eminim kapalı kapılar ardında çok ciddi azarlandı Mahir Ünal… Tam da bir geçiş döneminde tam da 21. Yüzyıl vizyonu anlattığımız dönemde tam da oya ihtiyacı olduğumuz dönemde nasıl böyle bir laf ettin diye ciddi şekilde azarladı. Çünkü artık AKP köşeye sıkışmış durumda, küçülmüş durumda. MHP’nin kendine çizmiş olduğu marjinal alanın içerisinde hapsolmuş durumda. Evet, birde 7 milyona yakın yeni bir oy geliyor. Bunları da aslında AKP hedefliyor. Bunlardan da oy alamayacağını farkında bir anlamda. Koltuk altından gidiyor ve bunun paniği ile Mahir Ünal’ı istifa ettirdi.
İstifa tek taraflı bir müessesedir. Karar verirsiniz ve dersiniz ki artık ben bu işi yapmıyorum. Saygın bir davranış biçimidir. Bunun gerekçeleri fark etmez ama samimiyetle ayrılırsınız. AKP bu kültürü de yok etti. Bunu da insanların elinden aldığı aslında şunu yapmaya çalışıyor. AKP kültürü sizin ben iradenize bile saygı duymuyorum. Siz istifa bile edemezsiniz ben ancak istersem sizi görevden alırım, siz benden af dilersiniz. Erdoğan’a niye af diliyorsun? Sen neyin affını diliyorsun? Son derece saçma sapan yersiz absürt ve kabul edilemez bir laf etmişsin ve kalkıp af diliyorsun Erdoğan’dan… Ben eminim ki görevden ayrılacağını bir yerden duymuştur talimatı almıştır. Hatta altını çizerek söylüyorum. O istifa dilekçesini hazırdır. Zaten önceden o istifa dilekçesi Mahir Ünal tarafından yazılmamıştır. Ben biliyorum ki bir zamanlar sayın Ali Babacan bunu söylemişti, sayın AbdüllatifŞener söylemişti. Ben de söyleyeyim. Birçok AKP’li yetkili göreve gelmeden önce zaten beyaz kağıtları Erdoğan’a teslim ederler. Dolayısıyla Mahir Ünal öğrenmiştir, görevden alındığını ve affedildiğini. Dolayısıyla böyle bir antidemokratik, demokrasinin kurum ve kurallarıyla bağdaşmayan bir kültür hakim. Evet bir korkunun yansıması bir çaresizliğin yansıması, bir iki yüzlülüğün yansıması bugün toplumun gözü önünde cereyan ediyor ve bu millet Türkiye’nin değerlerine sahip bu millet, demokrasiye, hukuka, insan haklarına ve bu ülkenin kurucu değerlerine laik, demokratik hukuk devletine, cumhuriyete sahip olan bu millet sandıkta bunun cezasını, bunun faturasını AKP’ye ödetecektir. Hep beraber göreceğiz.”
Mahir Ünal, 21 Ekim’de Kahramanmaraş Kitap Fuarı’nda yaptığı konuşmada, “Cumhuriyet, bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir.” demişti.