İslami sembollü, Yerli Haçlı-Hıristiyan Amerikan ajanları

İslami sembollü, Yerli Haçlı-Hıristiyan Amerikan ajanları
28 Nisan 2013 13:55

Bu ajanların ortak özelliği sosyal ve medya ortamlarında sürekli boy göstermeleri, çakma İslami sembollere bürünmeleridir.

İBRAHİM ÖZDOĞAN H&H YORUM

Bu İslami sembollü Amerikan ajanların kimi türbanlı-başörtülü, kimi sakallı, kimi sırıtır bir şekilde çok artistik olduğu belli olan İslami beden dilli ve yüz ifadeli sahte bir tavır içinde kendilerini halkın çoğunluğunu oluşturan dindar insanlara yutturma, kabul ettirme gayreti içerisinde.

Bu İslami sembollü Amerikan ajanlarının ortak özelliklerinden birisi de geçmiş hikayeleri komünistlik ve liberallik olan fakat sonradan yeşil dolarlar karşılığı Amerika’ya satılan ajanlarla birlikte hareket etmeleri ve birbirlerine destek verip paslaşmalarıdır.

Bu iki grup ajan aynı medya ortamında yazarlar ve program yaparlar.

Bu iki grup Amerikan ajanının ortak özelliği misyonları gereği Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, Türk Milleti’ne ve Türklüğe karşı düşmanlıkları ve bu kavramlara karşı şiddetle mücadele etmeleridir.

Bu iki grup Amerikan ajanının ortak spesifik özelliklerinde biri de, BOP Eşbaşkanı Recep Erdoğan’ın kendilerine verdiği görev gereği Anadolu’yu dolaşarak veya bulundukları medya ortamında yazdıkları yazılar ve yaptıkları programlarla PKK’nın istediği bölücülüğün tahakkuk etmesi için Türk Milleti’nin her bir bireyinin beyinlerini yıkama operasyonu elemanları olmalarıdır.

Bu İslami sembollü yerli Haçlı-Hıristiyan Amerikan ajanlarının en açık özellikleri ise Türk Milleti’ne kusacakları zehiri İslami vaat üzerinde sunmalarıdır.

Çünkü böyle daha kolay yutturabileceklerini biliyorlar.

Aslında İslam’la zerre kadar ilişkisi olmayan “modern-muhafazakar” kıyafetleri ve kısa kirli sakalları ise milleti dinsel sembollerle aldatma taktiğinden başka bir şey değil.

Bunlar, misyonlarının biteceği güne kadarki geçici görünümlerinden başka bir şey değil.
Şimdi bu makalemde İslami sembollü Amerikan ajanlarının sahteliklerini gözler önüne sermek istiyorum.

Öncelikle sosyolojik bir veriyi kısaca açıklamam gerekir.

Toplumlar beyinsel yönelişlerinin gereği iki ana kategoriye ayrılırlar.

Bunlardan biri “inanç toplumu’’ diğeri “bilgi toplumu’’dur.

İnanç toplumları (dogmatik inançlar), adı üzerinde bilimsel temeli olmayan, dünyayı sadece inançlar ve onların istismarcı temsilcileri üzerinden algılayan, değerlendiren toplumlardır.

Bilgi toplumları ise olayları bilimsel verilere dayanarak değerlendiren ve bilgi seviyesi belli bir düzeyin üzerinde olan toplumlardır.

Amerika, yerli etki ajanlarını, operasyon yapmak istediği ülkenin insanlarının her türlü özelliklerini ve bilgi düzeyi ile inançsal değerlerini göz önüne alarak seçer.

Bunlar, ajanlığın çok basit numaralarıdır.

Hatta devletler iç istihbaratta da bu basit numaraları kullanır.

Toplumumuzun, kategorik olarak “inanç toplumu’’ olduğu su götürmez bir gerçek.

Bu nedenle BOP planı gereği ABD ve onun yerli işbirlikçisi AKP’nin başı Recep Erdoğan “çözüm süreci’’ dedikleri Türkiye’nin bölünüp parçalanma süreci olan “ihanet süreci’’ni Türk Milleti’ne yutturmak için diğer etki ajanları ile birlikte İslami sembollü Hıristiyan-Haçlı işbirlikçisi ABD ajanlarını kullanmaktadır.

İnanç toplumları dinsel sembollerin tuzağına düştükleri kadar hiçbir tuzağa düşmez.

Bu Hıristiyan-Haçlı işbirlikçisi İslami sembollü Amerikan ajanlarından bir kısmı “türban-başörtüsü’’ kullanmakta ve dindar kitleleri bu yolla yani “bak ben iyi bir müslümanım’’ telkini yoluyla “ihanet süreci’’ne ikna etmeye çalışmaktadırlar ve maalesef başarılı da olmaktadırlar.

Gerçekten inanarak başörtüsü kullananlar ve bunu vatanın, milletin bölünmesine alet etmeyip Amerika’nın güdümüne girmeyenler her taktirin üzerindedirler.

Ama İslami bir sembol ve ritüeli kişiliğinde uygulayarak Türk ve Türklük düşmanlığının emrine verirse orada durur hiç çekinmeden ajan damgasını basarım; kimse kusura bakmasın.

Kaldı ki total İslami anlayışta bu sembollerin çok fazla kıymet-i harbiyesi yoktur, bölücülük yapmak, milleti 40 parçaya ayırıp bayrak düşmanlığı yapmak en büyük günahlardandır.

Maalesef, Türkiye toplumu inanç toplumu ve dolayısıyla kitlelerin büyük çoğunluğunu kandırmaktadırlar, amiyane tabirle.

Basındaki bu bir kısım türbanlı-başörtülü İslami sembollü Amerikan ajanları o kıyafetleri ile gerçekten İslamı mı temsil ediyorlar?

Asla değil.

Çünkü, saf İslam’ı ele aldığımız zaman o ajanların kıyafetlerinin dinle hiçbir ilgisi yok.

Güya çok dindarmışlar diye saçlarını kapatıyorlar, erkeklerin daha çok dikkatlerini ve şehvet duygularını kabartacak yüzlerine bir karış yüksekliğinde fondöten, yanaklarına allık, gözlerine rimel, dudaklarına ruj sürüyorlar.

Daha neler yapıyorlar?

Erkeklerin seksüel duygularını tahrik edecek vücutlarının kıvrık hatlarını belli edecek en dar giysileri giyiniyorlar.

Ayrıca saf İslam’ın yasak ettiği erkeklerle bir arada bulunmama yasağını delerek her türlü iş ve medya programı için buluşup birbirlerini süzüyorlar.

Şimdi bu samimiyetsizlere soruyorum, Kuran’da yasak edilen erkeklerle kadınlar birbirlerini gördükleri zaman gözlerini yumsunlar ayetine rağmen televizyon programlarında ve diğer ortamlarda madem dindar geçiniyorsunuz, neden bulunuyorsunuz?

Soruyorum bu istismarcılara;  Allah mı doğru söylüyor yoksa sizin yaptıklarınız mı doğru?

Allah doğru söylüyorsa bu emrin gereğini neden yapmıyıorsunuz da sadece İslami sembolleri kullanarak insanımızı aldatıp bölücülüğe ve Türk düşmanlığına alet ediyorsunuz?

Ya adam gibi İslamı yaşayın ya da yüzünüzdeki maskeleri çıkarıp atın.

Sonra da türbanları ve sahte düşünceleri ile dindarlık numaraları yapıp Türk Milleti’nin anasını ağlatmaya çalışıyorlar.

Bu İslami sembollü Amerikan ajanlarının numaralarını ancak enayiler yutar.

Öncelikle iki yüzlülük gözetmeden modern yaşamı seçmiş kadınlara hiçbir sözüm yok.

Ben sadece dindarlık maskesi ile bölücülüğe destek veren etki ajanlarının çelişkilerini açıklayarak numaralarını deşifre etmek için yazıyorum bunları.

Bu nedenle sakın yanlış anlaşılma olmasın.

Çünkü onlar çok belirgin bir şekilde ve riyakarlıktan uzak bir moderniteyi yaşıyorlar.

Yani düşünceleri ile yaşam tarzları birbirlerine uygun; yüzlerine maske takıp kimseyi aldatmıyorlar.

Modern yaşam tarzını benimseyip ikiyüzlülüğe kaçmadan bu şekilde yaşayanlar da her taktirin üzerindedir.

Ama İslami sembollü Amerikan ajanları Türk toplumunu, riyakarlıkları ile düşüncelerini sahtekarca dolandırdıkları için onları hedef almak her yurtsever ve aydının temel görevidir.
Daha önce de bir vesileyle yazmıştım; Amerika “Solu, sahte solcu bir liderle; dindarları, sahte ve çıkarı için imanını bile satacak bir liderle, milliyetçi kesimi yine sahte ve ajan olan bir liderle’’ darmadağın etmekte ve koyun sürüsü gibi istediği hedefe yönlendirmektedir.

Bugün Türkiye’de bu taktik en keskin şekilde AKP iktidarından beri acımasızca uygulanmaktadır.

Bir kısım kirli sakallı İslami sembollü Amerikan ajanları da Türk halkını uyutmak ve uyuşturmak için ya sahadadırlar ya da medyada dindarlık numaraları ve kirli sakalları ile beyin yıkamaktadırlar.

Kirli sakalda eğer inanç nedeniyle kullanılıyorsa, İslam’da böyle bir sakal şekli yok; sakalının boyu eli ile tuttuğu zaman avucunun içini dolduracak uzunlukta olmalıdır.

Demek ki kirli sakalda bir maske olarak kullanılıyor, dindar insanlara karşı.

Örneğin, aylardır bu ihanet süreci nedeni ile şehit haberi gelmemesini istismar eden birisi iyi niyetli olabilir mi?

Hadi bu numarasını kirli sakalıyla sürü halindeki yığınlara yutturdu; aydınları ve mürekkep yalamış yurtseverleri nasıl aldatacak?

Adama sormazlar mı?

AKP 2002 yılında iktidar olduğunda terör sıfırlanmıştı, tek bir tane dahi şehit cenazesi gelmiyordu ve PKK terör örgütünün hiçbir talebi yoktu; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden.

Çünkü PKK, gücünü tamamen yitirmişti; öbür iktidarların mücadelesi sonucu.
Ama BOP’un çavuşu geldi, terörü yaptığı ajitasyonlarla ve milleti 36 etnik sınıflamaya tabi tutarak bugünkü affedilmez seviyeye taşıdı.

Utanan bir insan aynı mantıkla ona da “Terör sıfırlanmıştı,11 yılda azmanlaştırıp tekrar binlerce vatan evladının şehit olmasına ve PKK’nın ülkeyi bölme ve hak isteme safhasına getirdin, utanın’’ derdi.

Ama dert bu değil.

Dert ne?

Misyonunun gereğini yapıyor.

Benim de böyle birisini vicdana davet etmek en doğal hakkım.

Vicdanları ile konuşmayan herkesten şüphelenmek de en doğal hakkım.

Bir kısım medyada boy gösteren hain de İslami ifadeleri kullanarak PKK’ya yaltaklık, ABD’ye ajanlık yapıyorlar.

Bunlar da o kadar sinsi ajan grubu ki konuşurlarken ağızlarından Cennet nimetlerini akıtıp ABD’nin Türkiye’yi bölme projelerine “yavşak’’ça destek verip ajanlıklarını en verimli şekilde yapıyorlar.

Alçaklığın sınırı yok, dindarlık kılıfı ile Ermeniler’den özür dilenilmesini ve tazminat verilmesini isteyen, Kürtler’e özgürlük adı altında PKK’nın isteklerini ABD talimatı ile meşru göstermeye çalışan, dindarlık numaralarını kullanarak “puşt-godoş’’luk yapanlar bile var.

Kadın kendini o kadar kaptırmış ki bir ABD ajanı olarak  Türkiye’yi bölme noktasına getiren Recep Erdoğan’ın hikmetlerini başörtüsünü siper ederek anlatıyor, yazıyor.

Bugün, gerçek dindarları tenzih ederek söylüyorum ki, İslami sembolleri kullanarak Amerikan ajanlığı yapanlar Allah’ın temiz ve pak dinini emperyalistlerin emrinde aşağılık çıkarları için kullanıyorlar.

Küfre hizmet edenler aynı küfür bataklığının içindedirler.

İslami dinsel değerleri ABD’nin, BOP (Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi) çerçevesinde kullanmak ajanlığın en temel ve kahredici göstergesidir.

Hz.Ali “Hubb-ul-vatan minel-iman’’ yani “Vatan sevgisi imandandır’’ demiştir.

Vatan aleyhine gösterilen her etkinlik hele bu yolda İslami değerleri çok katlı maskeli olarak münafıkça alet etmek affedilmez bir tutumdur.

Yurtsevere bir gözlemimi aktarmak istedim.

Herkes uyanık olmalı.

Çünkü, bu İslami sembollü yerli Haçlı-Hıristiyan Amerikan ajanları ülkenin bölünme parçalanma “ihanet süreç’’inde daha çok kullanılacak.

Eğer başarırlarsa..

Yurtsever Türk Milleti’nin azmi onları püskürtecektir.

AYRAN MİLLİ İÇKİMİZDİR!

Adam oy toplayacak ya, her dala el atıyor.

Türk Milleti’nin nezdinde içki içenler de dahil herkes içkinin çok günah olduğu paradigmasını taşıdığı için,oy devşirme operasyonu ile “Ayran milli içkimizdir’’ dedi BOP Eşbaşkanı.

Asla milleti düşündüğünden dolayı değil.

İslam’da hırsızlık ve yolsuzluk en büyük günahlardandır.

Çünkü onda alın teri ve milletin, yetimin hakkı vardır.

Kamunun malını yemek ve iktidar gücünü çocukları ve çevresinin zenginleşmesi için kullanmak öyle katmerli bir günahtır ki içki yanında çocuk oyuncağı kalır.

Örneğin BOP’un uzatmalı çavuşu konuşmasında tüm emrindeki yöneticilere, bürokratlara “çocuklarınıza haram yedirmeyin,onlara haram para ile gemicikler almayın, zenginlerden burs kabul etmeyin,ultra-süper mücevheratçılara ortak ettirmeyin vs.’’diyebilir mi?

Diyemez.

Çünkü işine gelmez.

İnananlar için söylüyorum, insan içki içtiği zaman günahı kendinedir ama milletin hakkını yolsuzluk ve usulsüzlükle yerse 75 milyonunun hakkını yemiş olur, bunun altından manevi olarak kalkamaz.

Kimse öküz altında buzağı aramasın,hayatımda bira dahil; içkinin tek damlası bile ağzıma girmemiş biri olarak bunları yazıyorum.

Adamın oportünist, pragmatist karakterini anlatmak için yazıyorum.

Adam öyle bir usta ki gece uyurken horlaması bile propagandaya yönelik.


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!