Dondurmada açıklanmayan gerçekler

Dondurmada açıklanmayan gerçekler
5 Nisan 2013 13:30

Yazımızın konusu; dondurmada kullanılan malzemelerin doğal olup olmadığıdır.

Numan ALADAĞ H&H YORUM

Yazıyı okuduktan sonra gerçekleri öğrendiğinizde, karar vermek siz saygıseğer okuyucularımıza kalıyor.

1- Hadis-i Şerif: Bir zalim, çeşitli sebepler bularak bir hakkı ortadan kaldırmak ister de birisi de ona yardımda bulunursa yardım eden, ALLAH’ın da amanından uzaklaşmıştır, elçisinin de. (Müslümanlıktan çıkmıştır o adam). (C.II, s. 147.)

2- Hadis-i Şerif: Şüphe yok ki en hayırlı olanlarınız, hüküm vermede en doğru hareket edenlerinizdir. (C. s. 76)

3- Hadis-i Şerif: Rüşvetten gelişen her cesede en layık şey ateştir. (C. II, s. 77.)
 
Yüce Türk İslam alemi olarak, önce tüketim kültürünü öğrenmeliyiz. Yaz tatlısı olan dondurmayı severiz. Tüketim kültürünün en önemli sorunlarından biri “farklılık” yaratma üzerine oturmaktadır. İnsan olarak hepimiz, sınıflı bir toplumda bir taraftan üstün gördüğümüz toplumdan kopmamak, ayrı olmamak için aradaki farkları  gidermeye çalışırken, bir taraftan da bulunduğumuz toplumun  içerisinde, göze çarpmayı “fark edilmeyi” ve daha da ilerlemeyi isteriz. Sağlık, güzellik, başarı ve kuvveti yansıtan ürünlerle çevremizde hoşgörüler yaratmaya çalışırız. Türk kamuoyu tarafından, perde arkası bilinmeyen bir rant kovalamacası, farklı olma ve farklı olmama eksenindeki daimi çabaların doğal neticesi olarak ortaya çıkmaktadır.
 
Yüce Türk Milleti’nin karşısına düşündürücü üç önemli mesele çıkmaktadır: Prestij, statü ve sosyal sınıf. Bu üç kavram tüketim kültüründe önemli işlevlere sahiptir ve üçü birlikte sınıf rekabetinin doğal savunma araçları (silahları) olarak tüketim prensiplerini ve düzeylerini şekillendirmektedir. Bu gibi sorunların çözümü nedir?
 
Dondurmada tatlandırıcı olarak kullanılan “fruktoz şurubunun” GDO’lu ürünlerden elde edilmemiştir yazısının ambalajlarda, okunaklı bir şekilde belirtilmesi gerekir.  Büyük Türk Milleti olarak geleceğimizi teminat altına alabilmemiz için, Türk gençliğinin sağlıklı olması ve milli tarım sanayisini modernleştirebilmesi için, gençliğinde yapay gıdalardan uzak durup doğal gıdalarla beslenmesi gerekir.

 
Türkiye’de dondurma sektörünün doğal olarak gelişmesi lazım. İç tüketim ve ihracatta güvenilir %100 Türk sermayesi çemberini genişletmemiz lazım ki, sanayi toplumu olalım. Büyük Türk Milleti olarak, sanayi toplumu olmadan, sanayi ötesi toplum olamayacağımızı aklımızdan çıkarmayıp daima göz önünde bulundurmalıyız. Ve böylece Türk sanayicisi ve çiftçisini destek istediği noktalardan mahrum bırakmamalıyız. Ruhunda vatan sevgisi olan kişi, %100 Türk sermayesi ürünlerini tercih etmelidir ki, huzur  ve refahtan bahsedebilelim. ALLAH aşkına, Türkiye ithalata dayalı hizmet sektöründe tüketime özen gösterdiği müddetçe huzur ve refahtan bahsedilebilir mi?

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir konuşmasında “Yerli sermaye yatırım yapsın; kâr hep dışarıya gidiyor” demiştir. Ne kadar isabetli ve doğru bir söz…
   
HARRAN OVASI VE DONDURMA SEKTÖRÜ

Entegre dondurma sektörünün gelişmesi için, Harran Ovası, vazgeçilmez bir bölgedir. Dondurmanın ana hammaddelerinden biri taze süttür; diğer hammaddelerinden biri ise meyvedir. Harran Ovası’nda süt hayvancılığının gelişmesi, meyveciliğin gelişmesinde de stratejik önem taşımaktadır. Süt hayvancılığında, kimyasal katkısız, doğal yem üretim sorunu yaşanmayıp ve elde edilen hayvansal gübrenin de meyvecilik sektörünün çemberinin hızla genişlemesine önemli katkısı olacaktır.

Harran Ovası’ndaki büyük çiftçilerimizin tarımda halen modernleşmemesi dikkat çekicidir. Sanayi ötesi ülkeler, Türk çiftçisini geçici memnuniyetlerle ödüllendirip  Türk tarımının moderleşmesini ve tarımda sanayileşmeyi engellemektedirler. Ayrıca demirbaş ürünlerin yetiştirilmesine de önderlik yapmaktadırlar. Demirbaş ürünlere özen göstermek, toprağın çölleşmesi demektir. Harran Ovası halkı olarak, geçici memnuniyetçiliklerden (geçici menfaatlere göz yumma) vazgeçerek tarımda yeniliklerle tanışıp acilen tarıma endeksli sanayinin gelişmesine katkı sağlamalıyız.
 
Akçakale ve Harran halk eğitim merkezlerinin dondurma sezonu başlamadan önce, Türk kadınlarına evde pratik dondurma yapımı kurslarını acilen vermelidir. Kursların verilmesi halinde Harran Ovası halkı GDO’suz dondurma tüketilmesine ve süt hayvancılığının gelişmesine önder olacaktır. Gerekirse, ek gelir elde etmek için de bulunmaz bir fırsattır.  
 
%100 Türk sermayesi olan MADO Dondurmanın yetkililerinden aldığım bilgide MADO Dondurma ürünlerinin hiç birinde kesinlikle GDO’lu ürün kullanılmadığını öğrendim. Ürünlerimizin ambalajlarıa GDO’lu ürün kullanılmamaktadır ibaresini yazabiliriz cevabını aldım. İşte Türk ticari ahlakı budur.
 
Yabancı sermayeli dondurma üreticisi yetkililerine: “Ürünlerinize taze sütlüdür, cümlesini okunabilir bir yazı karekteri ile yazıyorsunuz; ürünlerimizde tadlandırıcı olarak kullanılan fruktoz şurubu GDO’ lu ürünlerden elde edilmemiştir, cümlesini yazarsanız ürünlerinizin Türk Milleti tarafından güven verici bir faaliyette olduğunuzu kanıtlamış olursunuz” dedim. Bana verdikleri cevap: “Biz ilgili kurumlardan yasal olarak izin aldık. “GDO’suzdur” diye yazamayız” oldu. Bildiğimiz gerçekleri bilginize sunup paylaşmak istiyoruz. Dondurmada tatlandırıcı olarak kullanılan fruktoz şurubunun GDO’ lu ürünlerden üretilip üretilmediğini araştırdıktan sonra, sigara gibi tüketim sorumluluğu vatandaşa aittir.

   

Ey yabancı sermaye! Madem ki senin ürünlerin GDO’ suzdur ve ekmek yediğin Büyük Türk Milletine saygın varsa niye yazmıyorsun? Sorusunu sormalıyız?

Ey anne – babalar ve öğretmenler ! Çocuklarımızın geleceğini düşünüyorsak, onları sağlıklı ürünlerin ve %100 Türk sermayesi olan ve güven verici Türk ürünlerinin tüketilmesi konusunda eğitelim ki, sağlıklı bir neslin yetişmesine vesile olalım.

Yaz günlerinin bu soğuk tatlısını sevmeyen yoktur. Hele çocuklar, bütün tatlı şeyler gibi dondurmaya da bayılırlar. Çocuk her istediği zaman, istediği kadar dondurma yemeli midir? Çok yerse hasta olur mu? Tehlikesinin yanında faydası var mıdır?
 
   
Sütle, saleple, şekerle, meyve suyu ile yapılan dondurma, elbette faydalıdır. Sağlıklı ve doğal hammaddelerle yapılan 100 gram dondurmada  200 kalori, 4 gram protein, 12 gram yağ, 20 gram şeker vardır; oldukça bol madensel maddeler, bu arada kalsiyum, demir, fosfor ve ayrıca vitaminler bulunur. Çocukların, yaz günlerinde, serinlik verdiği için severek yedikleri bir bardak  dondurmayla tüm bu faydalı besinleri de  almış olurlar. Çocuklarınıza yedireceğiniz dondurmadaki -daha dayanıklı olabilmesi için- katılan kimyasal katkılı  madde, çocukların midesini bozar. İshale ve başka hastalıklara yol açabilir. Dondurmanın bilinçsiz kullanılması halinde, diğer bir tehlikesi de boğazı, sindirim ve solunum yollarını üşütmesidir. Çocuklarda genç yaşta bademcik iltihaplanmasına sebep olur ve ALLAH korusun bademcik ameliyatına yol açabilir.
   
DONDURMAYI NASIL YEMELİYİZ?

1- Azar azar yemeliyiz.

2- Yavaş yavaş.

3- Çok küçük lokmalar halinde yemeli ve ağızda iyice eridikten sonra yutmalıyız.

4- Terli iken kesinlikle dondurma yememeliyiz..

5- Aç karnına dondurmayı yenirse,  tehlikeli hastalıklara yol açar.

6- mide ülseri sorunu olanlar dondurma tüketmemelidir.

7- Doktora danışarak, düzenli tüketilirse daha faydalı olur.
 

GDO’ suz ve doğal üretilen dondurmaya hiç bir diyeceğimiz yoktur. Üretici daha çok katma değer elde edeyim zihniyetiyle hareket edip gerçekleri etikete yazmadığında işte bu  Türk Milletine saygı gösterilmediğinin kanıtıdır.

Tekrar ediyoruz en büyük iddiamız; Dondurmada tatlandırıcı olarak kullanılan “fruktoz şurubu GDO’lu ürünlerden üretilmemiştir” yazısının etikette okunur bir şekilde yazılmasıdır.
     
DİKKAT DİKKAT ! Ey Yüce Türk İslam alemi ! Fruktoz şurubu genellikle mısırdan elde edilmektedir. GDO’lu tohum kullanıldığı zaman, bir dönümden 1000 – 1400 kg. ürün hasatı yapılıyor. GDO’suz tohumdan da ortalama 400 kg. alınıyor. GDO’lu üründen üretilen fruktoz şurubu normalinden yaklaşık üç kat daha ucuzdur. Bu şekilde hem rekabet gücü artırılıyor hem de yüksek katma değer elde ediliyor. ALLAH aşkına, bu üründen elde edilen fruktoz şurubunun doğallığından bahsedilebilir mi?
   

Endonezya-Balıkpapan şehri gezi notlarımdan, sizler için pratik Kahveli dondurma tarifi: 

MALZEME:

1- 10 Yumurta sarısı.

2- 500 gram şeker.

3- 60 gram kahve.

4- 250 gram su.

5- Bir çay kaşığı vanilin.

6- Bir kilo süt.

HAZIRLANIŞI:

Yumurta sarılarını, sütü, şekeri, ayrıca kaynatıp süzdüğünüz kahveyi bir kaba koyun. Hepsini blenderle çırpın. İçinde su kaynayan tencereye çırptığınız malzeme tenceresini oturtup, tahta bir kaşıkla koyulaşıncaya kadar karıştırarak pişirin. Tahta kaşığı tencereye batırdığınızda kaşıkta bir tabaka oluşacaktır. Bu da dondurmanın kıvama geldiğini gösterir. Ateşten indirince vanilyayı da ekleyerek yeniden karıştıralım. Kalıplara boşaltarak on dakika bekletelim. Ardından derin dondurucuya koyup 3 – 4 saat sonra dondurmanızı  afiyetle yiyebilirsiniz.   
 
Yıllarca beraber Türk İslam kültürünü, çiftçisini ve sanayisini kalkındırma duyguları ile mutluluk ve esenlikler dileriz.

Vatan Şehitlerini, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ve hayatını kaybeden Müslümanları rahmetle, gazileri minnetle anıyor, hastalara Şifa-i Şerifler diliyoruz.
 
Ey Türk Milleti! Düşünelim, Çalışalım, Araştıralım, Üretelim.

Özdeyişler:

İnsanlar maddi ihtiyaçlarından başka ruhi ihtiyaçlarla meşgul olursa, huzurluyum, sağlıklıyım diyebilir. (Numan Aladağ)

Hayatımızdaki en büyük zevkimiz, insanlara istidam (İş) yaratmaktır ve bunun çalışıp üreterek, tesadüfen meydana çıkmasıdır. (Numan Aladağ)

Yaşam tehir (erteleme) kabul etmez. O zaman bilinçli tüketici olmalıyız.(Numan Aladağ)

ALLAH’a inanmak ve çalışmak, insanın en iyi iki doktorudur. (Numan Aladağ)

Tecrübe, daha fazlasını üreteyim heyecanını yaşayıncaya kadar, sahip olduğunuz bir hassasiyettir. (Numan Aladağ)
   
Kaynakça:

Hadis-i Şerifler: Hz. Muhammed ve Hadisleri. Abdulbaki Gölpınarlı. Okat yayınevi 1964

Numan Aladağ’ın gezi notları ve düşünceleri.
 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun