Engin Ekşi, kaçırılmasının üzerinden 5 yıl geçtikten sonra ‘Gaip Yasası’yla şehit ilan edilmiş. Ancak ağabeyi Fadıl Ekşi, kardeşinin öldüğüne inanmıyor. Jandarma Genel Komutanlığı’nın “temsili mezar’ yapmayı teklif ettiğini ileri süren Ekşi, “Kardeşim geldiğinde, mezarı nasıl açıklarım. Son nefesime kadar kardeşimi arayacağım” diyor.

 
20 yıldır kaçırılan oğlunu bekliyor

Hüseyin Aygün’ü serbest bırakan terör örgütü PKK’nın elinde hâlâ 37 kişi var. Bunlar arasında 1992 yılında kaçırılan Jandarma Er Engin Ekşi de bulunuyor. Ekşi’nin annesi Hatice Ekşi, her telefonu umutla açtığını belirtirken “Oğlum her gün yeniden doğuyor ve yeniden ölüyor. Allah bu acıyı kimseye yaşatmasın” diyor Terör örgütü PKK’nın CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ü serbest bırakmasının yankıları sürerken, 1992 yılında Şırnak’ta kaçırılan Jandarma Er Engin Ekşi’nin annesi Hatice Ekşi’nin gözyaşları dinmiyor.

20 yıldır oğlundan haber bekleyen Ekşi, her kaçırılma haberinde aynı acıları yaşadığını belirtiyor. Ekşi, “Onların anaları yok mu? Bu nasıl insafsızlık.
İnsanları sevdiklerinden alıkoyuyorlar” diyor.

Terör örgütü, 1992 yılında Şırnak Uludere Köyü Taşdelen Karakolu’na yaptığı baskında Jandarma Er Engin Ekşi’yi kaçırdı. Acı haber İzmir’deki baba ocağına ateş gibi düştü.
Aradan geçen 20 yıla rağmen bu  ateş hiç sönmedi. Gözü yaşlı anne Ekşi, acısının her geçen gün daha da büyüdüğünü kaydediyor. Teröristlere “Kendi annenizi düşünerek elinizdeki insanları serbest bırakın” çağrısında bulunurken “20 yıl önce oğlumu davul zurnayla askere uğurladım.

Askerliğinin çabuk bitmesi için izin kullanmıyordu. 10 aylık askerken kaçırıldı. Bir daha da sesini duymadım.
Gece telefon çaldığında haber gelecek diye 20 Ellerinde 37 kişi var 1990-2010 arasını kapsayan 20 yılda 154 kişiyi kaçıran PKK, son 4 ay içerisinde 71 kişiyi alıkoydu.
Kaçınlanlardan bazılan ölü bulundu. PKK’nın elinde öğretmen, korucu, asker, muhtar, kaymakam adayı, polis, mühendis, avukat ve sağlık teknisyeninden oluşan 37  kişinin bulunduğu belirtiliyor.

Ne ölüsünü ne dirisini veriyorlar. Oğlum ölmedi biliyorum, bir gün çıkıp gelecek. Umutla bekliyorum” şeklinde konuşuyor.
Oğlunun, kaçırıldıktan üç ay sonra uluslararası Kızılhaç örgütü aracılığıyla gönderdiği ‘kıymetli annem’ ifadesiyle başlayan mektubuna sarılarak uyuduğunu anlatan Ekşi, şöyle devam ediyor: : “Oğlum kaçırıldıktan sonra kendisine ulaşmak için çok çabaladık.
Tüm girişimlerimiz sonuçsuz kaldı.

Tam umudumuz kaybederken Kızılhaç aracılığıyla mektubu geldi.
Ardından televizyonda terörist kampından yayınlanan görüntülerde oğlumu gördüm. Dünyalar benim oldu. Ancak o zamandan beri yanıt alamıyoruz. Cenazesini gönderseler mezarına giderim. Mezarı da yok kendisi de; büyük boşluk içindeyiz.

Sürekli umutlanıyoruz, ardından haber gelmeyince yeniden üzülüyoruz. Oğlum benim için her gün yeniden doğuyor ve her gün yeniden ölüyor. Her gün evlat acısını yeniden yaşıyorum. Bu acıyı kimsenin yaşamasını istemem. Allah kaçırılan tüm asker, polis, memur, sivillerin yakınlarına sabır versin. Kaçıranlar, kendi analarının da olduğunu unutmasınlar. Bu acılara son versinler.

Bugün Gazetesi