Muharrem İnce halktan daha fazla oy alır

Muharrem İnce halktan daha fazla oy alır
21 Ağustos 2014 10:42

Ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin, 5-6 Eylül 2014 tarihlerinde seçimli kurultayı olması nedeni ile BOP Eşbaşkanı tarafından Türkiye’nin bir karpuz gibi ortadan ikiye bölünme noktasına gelmesi ve ortada yine aynı şahıs tarafından anayasa ile yasaların sahipsiz bir tarla gibi çiğnenmesi nedeniyle devlet kavramının buharlaştığı bir ortamda ülkemizin güvenliği, milletimizin bekası için her yurtseverin yapması gerektiği gibi, ben de çok önemli bir gerçeği sevgili okurlarımla, saygıdeğer parti delegeleri ile paylaşmak istiyorum.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

O gerçek, yerel veya genel herhangi bir seçime Cumhuriyet Halk Partisi, Muharrem İnce’nin liderliğinde girdiği taktirde çok yüksek oranda oy alması ve partisini ilgili alanlarda iktidara taşımasıdır.

 

 

Muharrem İnce, bu konuda kendini her alanda ispat etmiş gerçek siyasi bir kişiliktir.

 

 

22.Dönem parlamentosunda birlikte olduğumuz Muharrem İnce’yi yakından tanıma fırsatını bulmakla birlikte üç dönemdir milletvekilliği yapması nedeniyle de hep takip ettim.

 

 

2002-2014 tarihleri arasında Muharrem İnce’nin Cumhuriyet Halk Partisi içindeki yoğun etkinliği her şeyden önce onu halkın gönlünde liderlik makamına oturtmuştur.

 

 

Halkla içiçe olduğum için bunu iddiasız olarak söylüyorum.

 

 

Bakın, önce bir şeyi ortaya koyalım ki, o da ben bu karşılaştırmayı şu anda CHP genel başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu ile yapıyorum.

 

 

Bunun nedeni de Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçimli bir kurultaya gitmesi ve şimdilik itibari ile genel başkanlık için iki adayın yarışmasıdır.

 

 

Yoksa Muharrem İnce’yi, giderek düşen ivmesine rağmen RTE ile karşılaştırıp onda da daha fazla oy alabileceğini ve nedenlerini yazacaktım.

 

 

Öncelikle bir tespiti ortaya koyup Muharrem İnce konusundaki tezimizin dayanak noktalarını belirtelim.

 

 

O gerçek nedir?

 

 

Dört senedir Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı olan Kılıçdaroğlu’nun döneminde dört seçim geçirilmiş ve aldığı en yüksek oyun % 26 olduğu tescillenmiştir.

 

 

Bundan daha ötesi var mı?

 

 

Yok.

 

 

Peki, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık için zorlamasının bir anlamı var mı?

 

 

Yok diyeceğim ama ‘’Yenilen pehlivan güreşe doymaz’’ atasözü bu sorunun yanıtı için daha çok yakışıyor.

 

 

Bakınız, sevgili okurlar ve CHP delegesi; bu gerçek bize şunu gösteriyor ki, Kılıçdaroğlu’nun halktaki karşılığı en fazla % 26’ dır ki, o da zaten partinin kemik oylarıdır.

 

 

Yani, Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye kattığı kişisel oyu yoktur.

 

 

Bunun adına da liderlik denmez.

 

 

Lider odur ki, hangi partinin başında olursa olsun karizması ile ekstra oylar getirerek iktidara gitmesi ve başbakan olmasıdır.

 

 

İşte, CHP genel başkanlığına aday olan Muharrem İncenin halkta karşılığı var.

 

 

Ve şunu hiç yüksünmeden söylüyorum ki, Kılıçdaroğlu’nun halktaki karşılığı % 26 olmasına rağmen Muharrem İnce’nin halktaki karşılığı % 100’dür.

 

 

Yani, bu ne demek?

 

 

CHP’yi ve kendisini halkın tümüne iyi anlatırsa bütün kesimlerden istisnasız oy alır.

 

 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun dibine kadar sağa açılmasına ve bu cenahtan birçok insanı milletvekili yapmasına rağmen CHP’nin yukarıda belirttiğim gibi en fazla % 26 yapmıştır, bu da zaten açıkladığım gibi partinin kemik oylarıdır.

 

 

Kılıçdaroğlu’na kerhen verilmiş oylardır.

 

 

Neden böyle oluyor?

 

 

Çünkü halkın büyük çoğunluğu onu bu konuda samimi bulmuyor, kurnazlık yaptığını düşünüyor.

 

 

Bu nokta çok çok önemli, sağ ve muhafazakar seçmenin düşünsel yapısını iyi bilen biri olarak bütün CHP’lileri bu konuda uyarıyorum.

 

 

Yani samimiyet konusunda uyarı yapmak istiyorum.

 

 

Ama Muharrem İnce son derece samimi olarak Cumhuriyet Halk Partisi ‘’sol’’ bir partidir ve parti ‘’solcu’’ların elinde olması gerektiğini çok net bir şekilde hiç yüksünmeden söylüyor.

 

 

Ve ‘’Cumhuriyet Halk Partisi, halktan daha fazla oy almak için sağa açılarak değiştiğini değil, sol kavramını ve politikalarını anlatarak iktidar olmalı’’ diyor.

 

 

İşte bu açıklık halkta çok samimi bir şekilde karşılığını buluyor.

 

 

Bakın neden?

 

 

Bunlardan biri sağdan gelen siyasileri partiye almam demiyor, bilakis CHP’nin değerlerini sindirdikleri taktirde kapının sonuna kadar açık olduğunu belirtiyor.

 

 

Diğeri de önceki gün bir TV kanalında canlı yayında kendisini izlerken bir anekdot anlattı ki, bu kendisinin ne kadar içten ve takıyye yapmayan bir yüksek karaktere sahip olduğunu gösteriyor.

 

 

Bu anekdotta ‘’Benim babam sakallı hacı olan birisidir, benim il başkanı olduğum dönemde yeğeninin askerdeki töreni için bir askeri birliğe gittiğinde sakalından dolayı, içeri almıyorlar, bu büyük bir hatadır, böyle bir laiklik olamaz, tıpkı Ecevit’in söylediği gibi inançlara saygılı bir laiklik olması gerekir’’ mealindeki sözleri dindar halkımızın olumlu tepkisini çekmiştir,zaten bu yöndeki düşüncelerini kamuoyu çok yakından yıllardan beri bilmektedir.

 

 

İşte halkımız böyle içten ifadelere tav olmaktadır.

 

 

Yoksa takıyye yaparak, bir yazımda da belirttiğim gibi ‘’sağ’’ yelpazeden adaylar değil de tüm milletvekillerini ilahiyatçı ve müftülerden yapsanız halk bunu yemiyor, aldatılmış hissine kapılıyor.

 

 

CHP müftü kökenli milletvekilimiz sakın bundan alınmasın, tanışmasak da kendisini sever ve ilgiyle takip ederim; benim başka bir şeyi anlattığımı zaten herkes ayırt ediyor.

 

 

Muharrem İnce’nin böyle bir kompleksi yok.

 

 

Her şeyden önce yukarıda belirttiğim gibi çok net bir şekilde ailevi yapısını ortaya koyuyor.

 

 

‘’Sol’’ değerlerin bir dinsizlik olmadığını halka anlatmaya ve genel başkan olduğu ya da ileride başbakan olduğu zaman uygulayacağı politikalarla bunu ispat edecektir.

 

 

İşte birinci madde olarak, Muharrem İnce’nin bu içtenliği onu halkın gönlüne gerçekten yerleştirmiştir.

 

 

İkinci olarak, Muharrem İnce’nin on iki yıldır AKP ve RTE faşizmine karşı dik duruşuyla TBMM’deki etkin mücadelesi onun ne kadar kararlı ve lider karakterli olduğunu halka benimsetmiştir.

 

 

Muharrem İnce CHP genel başkanlığına layık olduğunu her bakımdan ispat etmiştir.

 

 

Bu bağlamda Muharrem İnce’nin Yalova belediye başkanlığını AKP’nin elinden alarak CHP’ye kazandırması onu bir fenomen yapmıştır.

 

 

Yerel seçimler sırasında AKP ve RTE’ye karşı verdiği mücadele adeta bir savaş niteliğindedir.

 

 

Seçim AKP faşizmi ile yenilenmesine rağmen tekrar kazanmıştır.

 

 

Öyle ki, Muharrem İnce bu seçim sırasındaki mücadelesinde uyku gereksinimini zaman zaman kırık sandalyelerde uyuklayarak da karşılamıştır.

 

 

İşte bir lider böyle olur.

 

 

Yani fedakar ve birliğinin önünde savaşan bir komutan gibi.

 

 

Üçüncü olarak, Muharrem İnce’nin ne kadar cesur ve korkmaz bir liderlik karakterine haiz olduğunu halk görmüştür.

 

 

Bir lider korkmayandır, rakiplerine meydan okuyandır.

 

 

Rakiplerinden korkan ve onlara meydan okuyamayan birinden lider olmaz.

 

 

Muharrem İnce hiç korkmadan ve cesurca başta BOP’un kıdemli çavuşu RTE olmak üzere tüm rakiplerine meydan okuduğunu halkın tümü görmüştür.

 

 

Dördüncü olarak Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Atatürkçü, ulusalcı, üniter devlet politikası rotasından çıkarılan CHP’nin tekrar Muharrem İnce’nin liderliğinde aynı çizgiye getirileceğine yüksek bir kanaat getirmektedir.

 

 

Bu bağlamda yine Kılıçdaroğlu tarafından tozlu raflara kaldırılan CHP’nin altı ilkesinin bir daha kastedilmemek kaydıyla Muharrem Bey tarafından halkın gündemine sunulacağından kimse kuşku duymamaktadır.

 

 

Bu altı ilkenin Kılıçdaroğlu tarafından rafa kaldırılması ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Atatürk tarafından oluşturulmuş temel karakterleri de çiğnenmiş ve BOP Eşbaşkanı RTE’nin PKK tarafından oluşturulan bölücü politikalarına destek verilmiştir.

 

 

İşte Kılıçdaroğlu’nun oluşturduğu bu talihsizlikleri Muharrem İnce rafa kaldıracaktır.

 

 

Bu nedenle bölücülüğe destek verenler dışında hangi partiye oy vermiş olursa olsun halkın büyük bir çoğunluğunun Muharrem İnce’nin CHP genel başkanı olmasını dört gözle beklemektedir.

 

 

Beşinci olarak ki, bu bence çok önemlidir; halkımız Muharrem İnce’nin alçakgönüllü karakterini de çok net olarak keşfetmişlerdir.

 

 

Alçak gönüllü bir lideri halkımız sonuna kadar başının üstünde taç eder.

 

 

İşte bu cevheri de seçmen Muharrem İnce’de keşfetmiştir.

 

 

Son cumhurbaşkanlığı seçiminde iki buçuk milyon CHP seçmeninin sandığa gitmemesi Kılıçdaroğlu’nun protesto edilmesinden başka bir şey değildir.

 

 

Ve bu protesto aynı zamanda Muharrem İnce’ye CHP’nin başına geç mesajıdır.

 

 

Muharrem İnce’nin antiemperyalist kişiliği de halkta karşılığını bulmaktadır.

 

 

Kılıçdaroğlu’nun otel odasında ABD büyükelçisi ile yanlarında partiden hiçbir tanık ve Türk çevirmen olmadığı halde buluşup konuşması onun küresel güçlerle Türkiye’nin aleyhine de olsa işbirliği içinde olduğu kuşkusunu güçlendirmiştir.

 

 

Altıncı neden, Muharrem İnce’nin işbirlikçi bir zihniyet ve karaktere sahip olmamasını halkın ayırtında olması nedeniyle karşılığının olmasıdır.

 

 

Muharrem İnce’nin halkta karşılığının olmasının çok önemli bir nedeni de onun siyasette bilgi birikiminin ve il başkanlığından gelen deneyiminin ayırtına varılmasıdır ki, bu da yedinci nedendir.

 

 

Sekizinci neden Muharrem İnce’nin 77 milyonluk Türk halkının ‘’ortasınıf’’ bir köylü ailesinin çocuğu olarak halkta karşılığının yeteri kadar olmasıdır.

 

 

Muharrem İnce’nin genel başkan adayı olduktan sonra tüm parti içi seçimlerin delegenin değil de üyelerin katılımı ile olsun düşüncesi ile seçimi kaybeden genel başkan gitsin deklarasyonu başlıbaşına bir devrim ve cesaret örneğidir.

 

 

‘’Denenmiş bir kişi bir daha denenmez’’ özdeyişi bir gerçeğin çok açık ifadesidir.

 

 

Bu nedenle CHP delegesine ‘’Siz partinizi iktidar mı yapmak istiyorsunuz yoksa particilik oyunu mu oynamak istiyorsunuz?’’ sorusunu sormadan geçemeyeceğim.

 

 

22.Dönem’de ‘’sağ’’ oylarla seçilen bir parlamenter olarak ama daha sonra BOP Eşbaşkanı RTE’nin küresel işbirlikçiliği ortaya çıkınca ülkemin ve milletimin çıkarlarını düşünerek o gruptan ayrılıp, dönem sonuna ve bugüne kadar AKP ile mücadele eden bir siyasi olarak ‘’Muharrem İnce CHP genel başkanı olduğu taktirde AKP seçmeninden de blok halinde oylar alacağını çok güçlü olarak düşünüyorum’’ serzenişimi tüm CHP delegelerine ve mensuplarına bildiriyorum.

 

 

Aynı zamanda bunu AKP’nin kurucu il başkanı olarak da deneyimlerimle birlikte bir kısım siyaset sosyolojisi verilerine dayanarak da söylüyorum.

 

 

Bakın sevgili CHP’liler ‘’sağ’’ın göbeğinden gelmiş biri olarak tekrar söylüyorum; siyaset sosyolojisinin verilerin açısından Kılıçdaroğlu ‘’sağ değerler’’ için ağzı ile kuş tutsa partinin kemikleşmiş % 26 oyu dışında halkta karşılığı yok.

 

 

Ama Muharrem İnce’nin taşıdığı değerler bakımından Cumhuriyet Halk Partisi için alacağı oyun halkımızın % 100’ün de karşılığı var.

 

 

Gaye üzüm mü yemek yoksa bağcıyı mı dövmek?

 

 

[email protected]

 

İbrahim ÖZDOĞAN twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!