Katıksız ırkçı ‘Gürcü çocuğu’, ‘Arnavut çocuğu’nu savunurken, ağzının suyu akıyordu
28 Şubat 2013 01:59

Bir insan bir şeyin üzerine çok giderse mutlaka üzerinde durduğu hastalık onda yüksek dozda vardır.

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Sadece o olumsuz konuda kendisini gizlemek için yoğun bir şekilde muarızlarını suçlama gayreti içerisindedir.

Tabii ki, savunma durumunda olanlar hariç.

BOP Eşbaşkanı Tayyip geçen gün Kentsel Dönüşüm Töreni’nde konuşurken ”Dün milletvekili arkadaşım Burdur’da, Mehmet Akif Üniversitesi’nde konferans verdi. Konferansta kendini tanıtıyor, ’Ben aslen Türk değilim. Yani etnik yapı köken itibariyle Ben Arnavut’um’ diyor Mehmet Akif’te bir Arnavut’tu. Mehmet Akif bir Arnavut olarak İstiklal Marşı’nın şairi. O, Mehmet Akif’i Türklük’ten çıkarıyor mu?…. Şimdi Hakan Şükür kardeşimiz, bir Arnavut çocuğu olarak, bu ülkenin Milli Takımı’nda ondan daha fazla forma giyen bir ikinci kişi yoktur. Göğsünde ay-yıldızlı bayrağı taşıyan ve en çok gol atan bir kardeşimiz. Bu Milletin evladı. Utanmadan sıkılmadan bazı gazeteler, kalkıyor onunla ilgili güya onun Türklüğün dışında bir yere oturtmak istiyor. Öyle demedi de böyle dedi. Asıl ayırımcılığı işte onlar yapıyor…” gibi ipe sapa gelmez sözlerini savurdu.

Öncelikle uygar düşünceli ve inanmış bir adam olarak; ”Allah’ın laneti ırkçıların üzerine olsun” diyorum.

İnsanlar değerlendirilirken ırklarına göre değil; karakterlerine, ahlakına, ilim ve irfanına göre sıralamaya konulur.

Ama bu ülkede sanki ırkçılık varmış gibi ABD işbirlikçisi ve BOP Eşbaşkanı RTE her gün yeni bir gündem oluşturuyor bu konuda.

Bu gündem üzerinden de günah keçisi olarak Türk Milleti’ni ve Türklüğü ilan edip, kendisine Küresel Güçler tarafından verilen rol gereği, Anadolu’dan Türk adını ebediyen kazımak istiyor.
Durum bundan ibaret.

Ve bundan başka da hiçbir neden yok.

Şimdi bakın, adam Mehmet Akif Ersoy’a Arnavut, Hakan Şükür’e ”Arnavut Çocuğu” derken, duyduğu ruhsal zevkten dolayı ağzının suyu akıyordu, televizyondan izlediğim kadarıyla.
Ve bu konuşması her zaman olduğu gibi çelişkilerle doluydu.

Çünkü, adam Türklere takmış kafayı.
Türkleri ırkçılıkla suçluyor.

Adama sormazlar mı, Türkler ırkçı olsaydı bir Gürcü kökenli olarak sen dahil başka ırktan tek bir insan kalır mıydı bu Anadolu topraklarında?

Türkler ırkçı olsaydı, senin Gürcü kökenli olduğunu öğrendikten sonra seni tekrar başbakan olarak seçerler miydi hiç?

Bu ülkede ırkçılığı deşiştiren ve hortlatan RTE’nin ta kendisidir.

Bu ülkede tatbiki olarak ırkçılık yapan ve bu nedenle her çeşit yönetimde elinden geldiği kadar “Gürcü’’ dayanışması yapan ve onları önemli yerlere getiren RTE’nin ta kendisidir.

Öncelikle şunu söyleyeyim ki, Anadolu topraklarında yaşayan ve etnik kökeni ile inancı ne olursa olsun hiçbir Allah’ın kuluna yan gözle bakmam ve bunu ağır bir günah olarak bilirim.
Ama bir gerçek var ki, onu birlik ve beraberliğimiz adına her zaman haykırırım; o da bu milletin adına “TÜRK MİLLETİ’’ dendiği ve ebediyen de böyle adlandırılacağıdır.

Adam tam bir “Şark kurnazı’’ gibi davranıyor; şimdi de siyasal bir zarara uğrayacağını anladığı için “Ben etnik milliyetçiliği kastettim; ayaklarımın altına alırım derken’’ deyip kıvırtıyor.

Etnik milliyetçilik tanımlaması da bunun icadı.
Sosyoloji de etnik milliyetçilik diye bir tanımlama yok.
Irkçılık var.

Kaldı ki, hiçbir insanın etnik kökenini de ayaklarının altına almaya hakkın yoktur.

“Etnik, ırkla ilgili’’ anlamı taşımaktadır, kimsenin ırkına da hakaret edemezsin.
İster Türk, ister, Kürt, ister Gürcü vs. olsun fark etmez.
Etnik kökenini sevmek ırkçılık değildir.

Ancak hiç hak etmediği halde etnik kökeninin insanlarına ayırımcılık yaparsan o ırkçılıktır.
Peygamber “Kimse kavmini sevmekle kınanamaz’’ demiştir.

Ama RTE’nin görevi, bu topraklarda yaşayan ve yüzde doksanını oluşturan Türk soyunu baskı altına alıp suni olarak Yugoslavya örneğinde olduğu gibi çok federasyonlu etnisiteye dayanan bir devlet oluşturmak.

Çıkarmayı düşündüğü bölücü anayasadan neden Türk lafzını tamamen silmek istiyor?
İşte yukarı da kaydettiğim nedenden dolayı.
ABD işbirlikçisi RTE, Mehmet Akif’e Arnavut diyor.

Arnavut da olsa Türkmen kökenli de olsa hiç fark etmez ama o büyük insan kendisini Türklükten başka hiçbir şeyle vasıflandırmadı ve herkesin bildiği gibi Türk olduğunu İstiklal Marşı’nda o kadar açık bir şekilde söylüyor ki, “Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal’’ dizesiyle ispat ediyor.

Üstelik Mehmet Akif’in annesi katıksız bir Özbek Türk’ü olduğu halde.
Mehmet Akif, yazdığı eserlerin hiçbirinde kendisinin Arnavut olduğuna dair bir kayıt koymamıştır.
Çağdaşı hiçbir yazara da Arnavut olduğuna dair bir şey söylememiştir.
Böyle bir şey söyleseydi, onun ağzından anı olarak yazarlardı.
Mehmet Akif katıksız bir Türktü.

Bu ülke de ırkçılığı hortlatmak için Mehmet Akif’e Arnavut diyen ve sık sık bunu yinelemekten zevk alan tek kişi RTE’dir.

Adam şimdi de zevkle, Hakan Şükür’e Arnavut diyor.
Tanınmış bir sima üzerinden ırkçılığı kötüleyerek Türklüğü cendereye sokup hem kendi ırkçılığını örtüyor hem de verilen görevi yerine getiriyor.
RTE’nin en yakınındaki kişiler üç halkalıdır.
Birinci halkada mutlaka Gürcü kökenliler vardır.
İkinci halkada, o konuda yeterli Gürcü kökenli yoksa Kürt kökenliler vardır.
Üçüncü halkada eğer yeterli Gürcü ve Kürt kökenli eleman yoksa, Türklük bilincini yitirmiş, Arapçılık paradigması ile düşünen Türk kökenliler vardır.
Asla bilinçli ve soyundan gurur duyan bir Türkü yakınında barındırmaz BOP Eşbaşkanı RTE.
Siz hiç Tayyip Erdoğan’ın maiyetinde çalıştırdığı bir Türk milliyetçisi bir kimse görüp veya duydunuz mu?

Yine yineleyeyim benim hiç kimsenin etnik kökeni ile bir sorunum yok ve bu ülkede çalışıp çabalayan her insan hak ettiği yere gelmeli.
Ancak, birileri her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına alarak kendi kökeninden insanları köşe başlarına getiriyorsa işte o zaman kral çıplak derim.

Her türlü milliyetçiliği ayakları altına alan BOP Eşbaşkanı bir yığın Gürcü kökenli insanı milletvekili ve belediye başkanı yaptığı gibi TBMM’ne taşıdıklarını da etkili görevlere getirmiştir.

Şu listeye bir göz gezdirin:

1-Recep Tayyip Erdoğan ‘’Başbakan-Gürcü kökenli’’,
2-Faruk Çelik ‘’Gürcü kökenli-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’’,
3-Ertuğrul Günay ‘’Eski Kültür ve Turizm Bakanı’’, Hayati Yazıcı ‘’Gümrük ve Ticaret Bakanı-Gürcü kökenli’’,
4-İdris Naim Şahin ‘’Eski İçişleri Bakanı-Gürcü kökenli’’,
5-Erdoğan Bayraktar ‘’Çevre ve Şehircilik Bakanı-Gürcü kökenli’’,
6-Suat Kılıç ‘’Gençlik ve Spor Bakanı-Gürcü kökenli’’,
7-Ahmet İyimaya ‘’Adalet Komisyonu Başkanı-Gürcü kökenli’’
8-Hüseyin Şahin ‘’Türkiye-Gürcistan Parlamentolar arası dostluk Grubu Başkanı ve Bursa Milletvekili-Gürcü kökenli’’,
9-Kadir Topbaş ‘’İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı-Gürcü kökenli’’ vs.

Liste böyle uzayıp gidiyor ve Gürcü kökenli yurttaşlarımızın minnacık nüfus oranına rağmen ne kadar köşe başı kaptıklarının haddi ve hesabı yoktur; bürokrasideki bir yığın kadrolaşma hariç; Tayyip Bey sayesinde.

Şimdi tarihe not düşme bakımından bir iddia da bulunuyorum.

Partisine aldığı Numan Kurtulmuş Gürcü kökenli birisi.
Hayır, bunu kendisi inkar etmiyor, Numan Kurtulmuş’un.
2009’da daha henüz Saadet Partisi genel başkanı iken kendi memleketi olan Ordu-Ünye de çıkan ‘’Haber Posta’’ gazetesi ile yaptığı röportajda çok açık bir şekilde Gürcü kökenli olduğunu söylüyor.

Zaten bence de söylemesi çok doğal; ayıp ve günah değil.
Burada olay şu, Tayyip Erdoğan, Gürcü kökenli ve eski partilisi Numan Kurtulmuş’u partisine aldı ki, kendisinden sonra aynı etnik kökene sahip birisi başbakan olsun diye.
Şimdi bunun adına ırkçılık demeyecek miyiz?

RTE, millete kuşa bak kuşa deyip işi kurnazlık kıvraklığı ile götürüyor.
Yani olmayan ırkçılık üzerinden Türklüğe bindirirken, kendisi aynı işi yapıyor.
Kimse yanlış anlamasın benim ne kimsenin etnik kökeni ile bir sorunum var ne de yukarı da adlarını zikrettiğim şahıslarla.

Bilakis bütün etnik kökene sahip herkes bu ülkenin birinci sınıf insanıdır ve aralarından milletimize ve devletimize hizmet eden çok miktarda yurtseverler çıkmıştır.

Örneğin eski Sağlık Bakanı Refaaddin Şahin ile eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’da köken itibariyle Gürcü olmalarına rağmen yurtsever kişilikleriyle ülkemize ‘’Türk Milleti’nden olma bilinciyle çok hizmet etmişlerdir ve halen daha da fikirlerinden yararlanmaktayız.

Bugün, bakanlardan yarıdan fazlası köken itibariyle de Türk değil.

Örneğin; Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Tarım Bakanı Mehdi Eker, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ki bunların hepsi Kürt kökenli.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin Arap kökenli, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Zaza kökenli.

Bu da normal, hiçbir itirazımız yok.

Ama bu ülkenin yüzde doksanını oluşturan Türkmen kökenli bakanların çok azınlıkta kalması gayet düşündürücü.

Tayyip Erdoğan ırkçılığı lanetlerken acaba el altından ne yapıyor dersiniz?

BOP Eşbaşkanı RTE en son grup toplantısında güya yapılıyormuş gibi yine ırkçılık üzerinden Türk Milliyetçiliğine vururken 1940 yılında ‘’Türk Antropoloji Enstitüsü’’ tarafından yayınlanmış ve içinde kafatası resimleri bulunan, altında Atatürk ve İsmet İnönü’nde imzaları olan bir dergi göstererek çok büyük bir cehaletlik örneği sergiledi.

Yani bu derece cahillik olmaz. Adam sanıyor ki, bu dergi ırkçılık adına çıkarılmış.
Antropoloji’nin önemli bir bilim dalı olduğunu ve ta Atatürk zamanında kurulan bölümüyle öğretime başladığından haberi yok.

Antropoloji, insanın kökenini, evrimini, biyolojik özelliklerini, toplumsal ve kültürel yönlerini inceleyen bir bilim dalıdır; yani konusu bütün özellikleriyle insandır.

‘’Şecaat arz ederken, sirkatin söyler’’ kelam-ı kibarını anımsamaktan başka elimizden bir şey gelmiyor şimdilik.

Türkün ve Türklüğün amansız karşıtı BOP Eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anadolu topraklarından en küçüğüne kadar, Türk izlerini silmek için ilgili ilgisiz her şeyi değerlendiriyor.
Tayyip Erdoğan 1940’ların kafasında bile değil, o derginin yayın tarihini baz olarak alırsak.
Birazcık kültürü olanlar bile RTE’nin bu acı bilgisizliğine katıla katıla gülüyorlar.
Herhalde uykuda bile, olmayan Türk ırkçılığını sayıklıyordur.