Haliçport’ta kamu yararı yok!

Haliçport’ta kamu yararı yok!
2 Ekim 2017 09:23

Haliç’teki Taşkızak ve Camialtı tersanelerine 70 yatın bağlanabileceği 2 adet marina yapılmasını öngören projede ilk hukuki inceleme tamamlandı. CHP’lilerin açtığı davaya atanan bilirkişi Haliçport’un evrensel koruma ilkelerine aykırı olduğunu, halktan izole edilmiş bir bölge yaratacağını ve kamu yararına uygun olmadığını belirledi.

 

 

 

Özlem Güvemli / Sözcü

 

 

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın 2013 yılında Haliç’teki tarihi Taşkızak ve Camialtı tersaneleri için açtığı “Yap-İşlet-Devret” ihalesini 49 yıllığına 1 milyar 346 milyon lira teklif veren Fettah Tamince’nin şirketi kazandı. Büyük kısmı hazine arazisi olan toplam 298 bin 353 metrekarelik alana; 3 adet 5 yıldızlı otel, ofis binaları, cami ve her biri 70 yat bağlama kapasiteli 2 adet marinadan oluşan Haliçport projesini inşa etmek üzere planlar değiştirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan planların iptali için 2016 yılında CHP İstanbul İl Sekreteri Hakkı Sağlam ve CHP’li Meclis Üyeleri, Özgür Aydın tarafından açılan davayla ilgili geçtiğimiz günlerde bilirkişi raporu çıktı. Raporda dava konusu işlemin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, evrensel koruma ilkelerine, kamu yararına uygun olmadığı sonucuna ulaşıldı.

 

 

Davacılardan CHP’li Hakkı Sağlam “Haliç için de adalet istiyoruz ve bunu hep birlikte sağlayacağız. Bu dava ile birlikte İstanbul’u yeniden kurtaracağız” dedi. Raporda Haliçport projesinin koruma yasası ilkelerine aykırı olarak hazırlandığı belirtildi. Aynalıkavak Kasrı başta olmak üzere dünya mimarlık mirasına mal olmuş mimarlık tarihi açısından çok değerli tarihsel hafızası bulunan bölgede gerçekleştirilmesi düşünülen projenin evrensel koruma ilkelerine aykırı olduğuna dikkat çekildi.

 

 

KENTSEL DOKUYA UYGUN DEĞİL

 

 

Planlamanın bölgedeki tarihsel ve estetik referanslara uygun olmadığı kanaatine varıldı. Bilirkişi raporunda kent içinde kalan atıl durumdaki tersane ve sanayi alanında planlama yapılırken çevresi ile bir bağ kurulmadığı, yapılanmanın kentsel dokuya uygun olmadığı, deniz bağlantısının yat limanı ve marina ile sınırlandırılıp yerel halkın kullanımına açılmadığı da vurgulandı. Projede kente ait yeşil dokunun, halka açık rekreasyon alanlarının olmadığı bölgenin yerel halktan izole edildiği vurgulandı. Raporda burası kiralanmış bir alan olsa bile kamu mülkiyetinde olduğu belirtilerek “Plan bu şekliyle uygulandığında teorik olarak bile olsa alanı kiralayan kuruluş alanın içinden izni olmadan herhangi bir vatandaşın deniz kenarına ulaşmasına engel olabilir” denildi. Raporda, planlarda tescilli eserlere hangi tür koruma yaklaşımlarının benimsendiğinin anlaşılamadığı belirtildi. Fotoğraflarla varlığı bilinen ve yeri saptanan yapıların plan hazırlama aşamasında ve koruma kurulu onay sürecinde dikkate alınmadığı, bu alanların yeni yapılarla doldurulduğu tespit edildi. Proje, bölgenin endüstriyel miras alanı oluşu itibarıyla da eksik bulundu.