Ergenekon’un kurbanlarına hesabı kim verecek?

Ergenekon’un kurbanlarına hesabı kim verecek?
30 Kasım 2018 17:33

Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülen 237 sanıklı Ergenekon davasının bugün açıklanan mütalaasında “Ergenekon terör örgütünün varlığı kesin ve inandırıcı delille kanıtlanamamıştır. Ergenekon terör örgütünün varlığı ispatlanamamıştır” denildi.

 

 

 

 

Hukuksuzluklarıyla yıllarca kamuoyunun gündeminde olan ve 17-25 Aralık operasyonlarından sonra hükümet üyeleri tarafından da “kumpas” olduğu açıklanan Ergenekon soruşturmasında 7 sanık ifadesini veremeden öldü.

 

Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan Selçuk, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin başkanı Prof. Dr Türkan Saylan ve düzmece suçlamalarla tutuklanan ve 11 gün sonra serbest bırakıldıktan üç gün sonra uğradığı hukuksuzluk karşısında psikolojisi bozulup intihar eden Yarbay Ali Tatar, Ergenekon davasının “kurbanları” arasındaydı.

 

Kamuoyunun gündemine ilk gelen ölüm ise, örgüte finansal destek sağladığı iddiasıyla gözaltına alınan soruşturma kapsamında tutuklandığı cezaevinde kansere yakalanan ve hastane hastane dolaştırıldıktan sonra hayatından ümit kesilince tahliye edilen Kuddusi Okkır’ınki oldu.

 

23 Haziran 2007’de tutuklanarak cezaevine konulan ve cezaevine girdikten 1 yıl sonra rahatsızlanan Okkır’ın hastalığı geç teşhis edildi ve gerekli tedavi sağlanmadı.

 

Sağlık durumu iyice bozulduktan sonra tahliye edilen Okkır, özgürlüğünün 5. günü olan 6 Temmuz 2008 sabahı yaşamını yitirdi.

 

Okkır’ın eşi Sabriye Okkır, cezaevi ve hastane personeliyle rahatsızlığın ortaya çıkmasından sonra işlem yapan hâkim ve savcılar hakkında suç duyurusunda bulundu.

 

İddialar üzerine Adalet Bakanlığı da soruşturma açtırdı. Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu, hâkim ve savcılar hakkında soruşturma yapılmasına gerek olmadığına karar verirken, hastanelerle ilgili soruşturma dosyası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.

 

Okkır ailesi, hâkim ve savcılarla ilgili kararla ilgili olarak Ankara İdare Mahkemesi’ne dava açtı.

 

Ailesinin Okkır’ın tutuklanması sonrasında başlattığı yasal süreç Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de (AİHM) dahil olmak üzere 9 yıl devam etti.

 

AİHM sürecinin ardından Eylül 2017’de Adalet Bakanlığı, Kuddusi Okkır’ın ailesine 95 bin euro ödemeyi kabul etti.

 

Ergenekon soruşturmasında hayatını kaybeden sanıklar zincirinin ilk halkası olan Kuddusi Okkır, bugün olmadığı ortaya çıkan bir örgütün finansörü olma suçlamasıyla hayata gözlerine yumdu.

 

Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır, eşini tutuklayan ve şu an yurt dışında olan hakim ve savcılardan yurda getirilip yargılanmasını istiyor.

 

TÜRKAN SAYLAN

 

Türkan Saylan başarılı bir tıp doktoruydu. Hayatı boyunca cüzzamla mücadele etti. ÇYDD’nin başkanlığını hayatının sonuna kadar sürdürdü. ÇYDD ile pek çok sosyal projeye imza attı.
Saylan’ın evi Ergenekon soruşturması kapsamında 13 Nisan 2009 tarihinde basıldı. Saylan’ın pek çok kişisel evrakına baskında el konuldu. Saylan’ın başkanlığını yürüttüğü ÇYDD’nin büroları da baskında hedef oldu. Saylan, bir süredir kanser tedavisi görüyordu. Bu baskından bir ay sonra 18 Mayıs 2009’da hayata gözlerini yumdu.

 

ALİ TATAR

 

Yarbay Ali Tatar da soruşturma sürecinde ölenlerden biriydi. Tatar, “Amirallere Suikast Girişimi” iddiasıyla önce tutuklandı ardından yapılan itirazla serbest bırakıldı. Savcı Süleyman Pehlivan’ın tutuklama kararına itirazı sonrası hakkında yeniden tutuklama kararı çıkarıldı. Yarbay Ali Tatar, bu kararı öğrendikten sonra 20 Aralık 2009 tarihinde intihar etti. Tatar veda mektubunda “Oramiral Uğur Yiğit Komutanım’a suikast iddiasında adım geçiyor. Babam öldüğü zaman ben seferdeydim. Komutanım (Oramiral Eşref Uğur Yiğit) beni arayarak, ‘Başın sağ olsun, böyle şeyler herkesin başına gelir. Sen rahat ol’ diye bana teselli vermişti. En kötü günümde yanımda olan kişiye karşı nasıl böyle bir şey düşünebilirim. Bana babacan yaklaşan bir insana sadece saygı ve minnet duyabilirim.” yazdı. Ölümünden bir süre sonra hakkında önemli bir delil olan “suikast notu” ndaki el yazısının Tatar’a ait olmadığı belirlendi.

 

İLHAN SELÇUK

 

İlhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi’nin başyazarıydı. Gazetenin en önemli ismiydi. 21 Mart 2008 tarihinde Ergenekon soruşturması kapsamında “silahlı terör örgütünün üst düzey yöneticisi olmak” suçlamasıyla gözaltına alındı. İlhan Selçuk iki gün sonra serbest bırakıldı. Tutuksuz yargılanmasına devam edildi. Selçuk, serbest kalmasının ardından rahatsızlandı. Bir süre tedavi gören Selçuk, 20 Haziran 2010’da yaşamını kaybetti.

 

Kaynak: Sözcü

Ergenekon’un kurbanlarına hesabı kim verecek?