OECD verilerine göre, Türkiye’deki yaşlı nüfusun yüzde 18.9’u günlerini yoksulluk sınırının altında yaşayarak geçiriyor.

 

 

 

 

 

Yaşlılar Haftası kutlanırken, Türkiye’de 65 yaş üstü nüfusun durumunun dünya standartlarının gerisinde olması dikkat çekiyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımlamasına göre, 65-74 yaş grubundakiler genç yaşlıları, 75-84 yaş grubundakiler ileri yaşlıları, 85 yaş ve üstündekiler ise çok ileri yaşlıları oluşturuyor. Türkiye nüfusunun yüzde 8’inden biraz fazlasını oluşturan 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlar arasında yoksulluk, diğer yaş gruplarına nazaran daha yüksek seyrediyor.

 

 

ÖMÜR BEKLENTİSİ DÜŞÜK

 

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) hesaplamalarında, ‘orta değer eşitlenmiş hanehalkı harcanabilir gelirinin’ yarısından az gelire sahip olanlar yoksul kabul ediliyor. Bu hesaba göre, Türk halkı arasındaki ortalama yoksulluk oranı yüzde 17.2’ye karşılık geliyor. 65 yaş üstü nüfusta ise yoksulların oranı yüzde 18.9’u buluyor. 18 yaşından küçük her 4 çocuktan biri de yoksulluk sınırının altında büyüyor. Yoksulların oranı 18-25 yaş arlığındaki gençlik grubunda yüzde 14’e, 26-65 yaşlarındaki yetişkinlerde yüzde 13’e düşüyor. Türkiye’de 65 yaşındaki erkekler arasında ömür beklentisi ortalama 16.2 yılken, aynı yaştaki Fransız erkeklerinde 19.7 yılı buluyor. OECD ortalamasında ise aynı yaştaki erkeklerin ömür beklentisi ortalaması 18 yıla yaklaşıyor. Türkiye, 35 OECD ülkesi içinde, 65 yaşını gören erkeklerin ömür beklentisinin en düşük olduğu 7’nci ülke durumunda.

 

 

‘Genç yaşlılığa’ adım atan Türk kadınlarının ömür beklentisi ise 19.4 yıl olarak tahmin ediliyor. 65 yaşında hemcinslerine göre ömür beklentisi en uzun olan Japon kadınlar 24.2, Fransızlar 24, İspanyollar 23.5, İtalyanlar ve Güney Koreliler 22.8 yıl ömür beklentisine sahip oluyor. OECD genelinde 65 yaşındaki kadınların ömür beklentisi 21.3 yıla ulaşıyor. Türkiye, OECD içinde 65 yaşını gören kadınların ömür beklentisinin en düşük olduğu 5’inci ülke durumunda.

 
3 yaşlıdan biri yalnızlık çekiyor

 

Türkiye’de 50 yaş üstündeki vatandaşların yalnızca yüzde 68’i yaslanabileceği bir akrabası veya yakını bulunduğunu dile getiriyor. Başka bir deyişle, yarım asrı devirenlerin üçte biri, “Yaslanabileceğiniz bir akrabanız veya arkadaşınız var mı” sorusuna olumsuz yanıt veriyor. OECD ortalamasında ise 50 yaş üstü vatandaşların yüzde 87’si, sırtını yaslayabileceği bir akrabası veya yakını bulunduğunu belirtiyor. OECD’nin ekim ayında yayımlanan “Bir Bakışta Toplum” raporunda, “Türkiye’de sosyal bütünlük özellikle yaşlılar için OECD içindeki en düşük düzeyde” denilmişti.

 

Kaynak: Engin Esen-Sözcü

 

Eli öpülecekler ele muhtaç oldu