Ekrem İmamoğlu’ndan Binali Yıldırım yorumu: Bu bir gelişme

Ekrem İmamoğlu’ndan Binali Yıldırım yorumu: Bu bir gelişme
26 Haziran 2019 21:34

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Habertürk TV’de Didem Aslan Yılmaz’ın konuğu oldu.

 

 

 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran seçim gecesi AKP’nin İBB adayı Binali Yıldırım’ın sonuçların gelmesinin ardından kendisini tebrik etmesi hakkında konuştu.

Ekrem İmamoğlu’nun açıklamasının satır başları şöyle oldu:

23 Haziran süreci

31 Mart’la kıyaslanacak bir gün değildi her şeyden önce. Çünkü bir tarafta kaygılar, tereddütler, insanı ne yazık ki beklentilerinizi karşılamayan kurumlar hem de size ait kurumlar. Dolayısıyla bu ssefer daha tedbirliydik.

Kendi bilgi ağımızın yanı sıra, başka bağımsız ajansların bilgi sunması. Kamuoyunu aydınlatma konusunda hazırlıklıydı bütün Türkiye buna.

İstanbul yerel seçimi olmaktan çıkmıştı. Türkiye’nin demokrasisi için çok önemli bir gündü. Bunun sorumluluğunun hissedilmesi için elimizden geleni yapmıştık.

O gün yaptıklarımızın anlattıklarımızın karşılığını alma günüydü. Oy kullandığım sandık ve oradaki insanların muazzam ilgisi, gün içerisinde aldığımız duygular, katılım konusundaki insanların ifadeleri, elbette sandık açılmasıyla beraber gelen ilk sandık sonuçlarıyla beraber vücut bulmaya başladı.

Altın sandık diyeceğimiz sandıklar vardı. İstanbul’un 39 ilçesinde de var. Onların ortalaması İstanbul’un sonucunu veriyordu. Sistemi 3-4 kademeli izliyorduk.

Partimizin zaten var olan, partimizin genel merkezinde kurgulanmış, yazılımı her şeyi hazır olan bir sistemimiz var. İkincisi biz sandıklarda gönüllüler üzerinden, o sisteme gönderdiği bilgilerin kıyaslandığı bir başka sistem. Giriş yapılan iki sistemi kontrol eden bir başka sistem.

O yazılım 31 Mart’ta da vardı aynı sonucu vermişti. Biz oradaki verilerle sonucu tahmin edebiliyorduk aslında.

23 Haziran’da da çok tutarlı değildi Anadolu Ajansı. 770 küsur binlerde uzun süre durdu. 806 bine yakın biz sonucu netleştirdiğimizde, ANKA ajansı da verileri vermişti, AA, verileri durdurmuştu.

Bence devletin birimleri de ona güvenmesin, hükümetin yetkilileri de güvenmesin. Bugün bu sistem bugün yanlışı bize yapar yarın başkasına yapar.

Altın sandık, 7-8 seçimdir yanıltmayan sandıklar. Bazı sandıklarla elde edilen veriler Türkiye’nin seçim sonucunu da etkileyen sonucu oluşturuyor.

Hep birlikte çok kafa yorduk. Hatamızı sıfır noktasına kadar indirmeye çalıştık. Biz sonucu hemen hemen görmüştük. Yüzde 15 verileri girmişti, saat 18.00 gibiydi. Biz verileri yaklaşık hissetmiştik.

O altın sandıklardan da yüzde 50-55’i girilmişti. Rakibimizin açıklamasını bekliyordum açıkçası. Heyecan vardı.

Binali Yıldırım’ın açıklaması hakkında

Bu bir gelişme. Birkaç ay içerisinde gelişme. Keşke o günleri yaşamasaydık. Her işte bir hayır var diyorlar. Demokrasi adında bir sınav verildi. Gönülden şunu söylüyorum ki ilk seçim kazandığımıza yüzde yüz inanıyoruz.

Hiçbir kaygı duymuyorum. İnanın o kadar emin konuşuyorum ki, o sseçimin buraya gelmesi. elbetteki sonuçları çok sevindirici. Farkı daha büyük istiyorum çünkü demokrasi adına bunu istiyorum.

Toplum, siyasi iradenin üzerinde olmalı. Millet istediği zaman değiştirebilir. Millet hiçbir zaman bir siyasinin kararına boyun eğmez, eğmemeli.

Keşke 31 Mart gecesi bunu bitirseydik. Seçimi kazanmak için her yolun mübah olduğu, her konunun sürece dahil edildi, hepsini beraber yaşadık tüm bunların yaşanmamasını isterdim.

 
KAMPANYA SÜRESİNCE EN ÇOK RAHATSIZ EDEN KONULAR

 

Elbette üzüldüklerim oldu. Benim soyuma sopuma ırkıma, dedemin mezarına gitmeye varıncaya kadar işler. Üniversite diplomamla ilgili olan. Esas ağır olan rakibinizin ve onunla beraber yol yürüyen herkesin çaldılar demeleri. Kim? Hala cevabı yok. Muhatabı yok.

Benim en çok canımı yakan, üzen şey bu. Çaldıların anlamı birilerine hırsız demek anlamına geliyor. Kim o?

Rakibimizin yüzüne sordum. Cevabını alamadım. Benim için en ağır söz o idi. Benim asla kabul edemeyeceğim bir iftira idi.

En büyük desteğim ailem. Eşim, çocuklarım, annem, babam. Elbette çok yakın çalışma arkadaşlarım. Gönüllüler, CHP’li ve İYİ Partili çalışma arkadaşlarım. Toplumun her kesimi sürecin içindeydi.

Otobüsün üzerine çıktığımda hiçbir hazırlık yoktu, doğaçlama. Ama elbette altyapısı var. Her gün insanlarla bir diyaloğum var. Her gün mesajları, mailleri okumaya çalışıyorum. Vatandaştan kopmuyorum.

Zafer değil yeni bir başlangıç sözüyle ilgili olarak, “Bu yaptığınız dil, kurduğunuz felsefe çok yürümez siyasette diyorlar. İlla bir karşıtlık olması lazım. Benimle hiç ilgisi yok. Bir millet meselesinde karşıtlık niye olsun ki? Didem hanımla farklı düşünebilirsiniz. Düşünebiliriz ama mevzu Türkiye ise orta yol üretemez miyiz?

Orada kurduğum her kelime, aslında toplumda hissettilerimi yansıttım. Siyasi hasımlık var. İnsanlar birnirine selam vermiyor.

Ben hiçbir seçimi bir zafer olarak görmüyorum. İki futbol takımın maçından zafer çıkabilir. Ama bir İstanbul yerel seçiminde zafer kime karşı? Şu denebilir sadece, demokrasiye zarar vermek isteyen bir avuç insana zafer denebilir ama millete karşı asla bir zafer değil.
Atatürk cumhuriyeti’nin projesiyim sözüyle ilgili

Malum medyayı takip etmiyorum ama bazı raporlar önüme düşüyor. Orada manşet başlıklarını görüyorum. “İmamoğlu proje” vs. diye. Benim gizlim saklım yok. Her yönümle ortadayım. Tüm yaşamımız göz önünde. Okan Bayülgen’in programında soruldu ve ilk orada söyledim.

 
MAZBATA SORUSU ÜZERİNE

 

Hiç heyecan duymuyorum alıştık ya. Sayın Valimizle bir görüşme yaptık. Devir teslimi Sayın Vali yapacak. Vekaleten görev yapıyor.

İnsanlar katılım gösterecek, mesai saati sonrasına koyduk.

Bütün belediye çalışanlarına şunu hatırlatacağız, sizin maaşınızı ne ben veriyorum ne bir parti veriyor. Bu şehrin 16 milyon insanı veriyor. Troll belediye çalışanları istemiyoruz.