Ekrem İmamoğlu: Türkiye tarihinde böyle bir siyasi kopyalama görülmemiştir

Ekrem İmamoğlu: Türkiye tarihinde böyle bir siyasi kopyalama görülmemiştir
22 Mayıs 2019 21:37

İBB’nin seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu, Haber Global’de açıklamalarda bulundu.

 

 

 

Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

Zifiri karanlıkta yıldızlar çok parlaktır dedim. Şu an da insanların gözlerinde o parlaklıkta bir ışık görüyorum. Biz inanılmaz bir enerji kurmuş durumdayız. 31 Mart’ta yaşanan travma. Ben istemezdim o gece yarım saatte bir çıkıp toplumu aydınlatmayı. Benim görevim değil ki. Yönetenlerin görevi.

Sürece en ufak bir sıkıntı getirmemeleri getirmemeleri gerekirdi. Türkiye’ye tarihi rezilliği yaratan Anadolu Ajansı kurumu. Yok hükmündedir. Veri vermeyi kesti. İnsanlara dedik ki: Biz insanlara hakkımızı yedirtmeyiz, sizin de hakkınızı yedirtmeyiz.

Ya kazanacaktık, ya kaybedecektik. Bu kadar basit. İnsanlar hakkımızı savunan biri dedi. 17 gündür kayıtsız şartsız mücadele verdik. Umut sadece bize oy verenler için değil. İstanbul’un büyük bir kısmı.

Meclis üyesi arkadaşlarıma dedim ki: Tek bir şey istiyorum sizden burada çalışan herkese selamınızı, sıcaklığınızı göstereceksiniz. Kim o çalışanlar? Belki aynı mahallede oturuyorsunuz, çocuğunuz aynı okula gidiyor, aynı apartmanda oturuyorsunuz. Giden partizanlar topluyormuş insanları: İmamoğlu sizi işten atacak.

Kendi partilerinde A gitti B geldi. Gidenlerin ekibinden hepsini işten uzaklaştırdılar. Tek bir şartımız var. Alın teriyle çalışacak. Cebinde kartıyla sadece maaş almaya gidene tahammül etmem. 6 mayıs’ta sıkıntı yaratmış olabilirler. 24 Haziran’da hep birlikte kucaklaşacağız.

Hemşehricilik konusuyla ilgili olarak Ekrem İmamoğlu şunları söyledi:

Çok yanlış. Bizim hemşehriliğini bu şehre ispat etmemiz lazım. Bizim İstanbul’u yaşamamız lazım. O kavram üzerinden kimseye üstünlük taslamam, yaşatmam. Arkadaşlarım bilir. Bu kavramlar üzerinden siyaset yapılmasına karşıyım.

Bu yüzden büyük iftar sofralarına katılmıyorum. Derneklerle, imamlarla iftar sofrası ziyaret. Ben sizinle yaptım bu akşam. Aileleri ziyaret ediyorum. Her mutfağın zenginliğini yaşıyorum. Arnavut olduğunuzu söylediniz. Arnavut bir aileyleydim dün akşam. İyi insansanız sizi herkes sever. Ben işin stratejik boyutunda tercih etmemeye çalışan biriyim. Bazı şeyler vardır ki üst değerdir o. Bir yörenin derneği herkesi temsil eder.

Zaten hemşehri derneği bence yöresinin mutfağını, dilini, tavırlarını, geleneklerini, giyimi kuşamını, yöresindeki bir eksiği takip etmeli. Şu anda İstanbul’da yaşamanın İstanbullu olmanın yolunu yöntemini bulmalıyız. Ben bunun eksiğini yaşadım ilçede. Beylikdüzü’nü yaşamak için dernekler kurun dedim. Oradaki hemşehriliğin şu kavramı var: Yaşadığınız alana duyarlı olabilmek. İstanbul Gönüllüleri Derneği’nde sayı 150 bini aştı. 6 Mayıs’ta 20 bini bulmuştu. O geceden sonra 100 bini bulmuşt 1 günde. Şimdi 150 bini buldu. Bu bir seçim mücadelesi değil sadece. Seçim sonrası da çalışacağız. Eğitim, çevre olabilir. Bu şehre zarar veren unsurların karşısında durmak. Yoksa bir avuç insanın YSK’da aldığı karar gibi olur her şey.

Ekrem İmamoğlu, www.gercekgundem.com’un derlediği bilgilere göre, İBB’den geçen kararlar hakkında şunları kaydetti:

Konu bizim yapmamız değil. Konu siyasi bir evrim geçirdi. Türkiye tarihinde böyle bir siyasi kopyalama görülmemiştir.

18 gün. Biz şunu yaptık. Öğrencilerin aylık abonman kartını 85 liradan 40 liraya indirdik. Su indirimi yaptırdık. Meclis toplantılarını sosyal medyadan yayınladık. Siz uzmanısınız bu konuların. Bir oturumu 3 buçuk milyon kişi izledi. İnsanlar buna aç. Resmi ve milli bayramlarda da ücretsiz ulaşım hakkını İstanbullulara hediye ettik. Bunu yaptığımızda İstanbulluların cebine para koyduk.

Suyun bir aileye katkısı bin 80 lira. İki öğrenci olan bir aileye abonman ücretinin yıllık katkısı 540 lira. İşsizlik olan şu durumda inanılmaz bir şey.

4 yaşına kadar bebeği olan annelere İstanbul’u ücretsiz dolaşma hakkı verdik. Şu anda 6 yaşına kadar çocuklara ücretsiz. Çocuklar okula gidiyor. Ücretsiz gitsin dedik. 12 yaşına kadar.

Biz Mart’ta anlattık. Kardeşim sen hesap kitap bilmiyorsun. Kimin parasını veriyorsun dediler.Belediyeye bu talimatları veren benim. Biz yaptık diye anlatıyorlar. Rakibimizi dinledim dün akşam. Muhtemelen otobüs şirketlerine konuşuyor. Biz bunu yaptık sizin cebinizden çıkmayacak diye. Biz bunu firmalara Şubat’ta Mart’ta anlattık. İstanbul kimin yaptığını biliyor. Önce bir takdir et ya. Kopya çekmek. Halk bizim ne yaptığımızı biliyor. 18 günde bu katkıyı İstanbul halkıyla buluşturduğum için çok mutluyum. İstanbul’un en önemli sorunu kent yoksulluğu.

Ekrem İmamoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Binali Yıldırım’la ilgili olarak”: Birileri bana söyledi. Ben açıklama yaptım. İstanbul’a aday olan birinin söyleyeceği söz değil. Bir lideri, belediye başkan adayını yanlış yönlendirmek kim.

Ben peş peşe açıklama yaptım. Bu kadar açıklama yapan var mıdır bilmiyorum. Her verinin sağlamlığını kontrol ettik.

YSK’ya kusur buluyorsunuz. Siz önce kendi atadığınız insanlara bakın. Mağdur ettiler onu. İl başkanı mı etti başkası mı etti bilemem. 16 milyon insan var. 8 buçuk milyon oy kullanan dedi. Onların çoluğu çocuğu var.

İşsizlik var. Onlara odaklanın. Terör örgütlerinde hareketlenme var diyorsunuz. İstanbul’un sorunlarına odaklanın. Bu bir görevdir. Bugün Ekrem İmamoğlu yönetir. Yarın Erdoğan Aktaş yönetir.

1994 seçiminde sayın Erdoğan kazandı. Rahmetli Erbakan ikisinin elini havaya kaldırdı. Devir teslim yaptırdı. Kazandım diye açıklama yaptıranlar onu mağdur etmiştir tek mağduriyeti olur. Ben 31 Mart’tan önce başka sonra başka bir Binali Yıldırım görüyorum. Uyardık böyle yapmayın diye ama dinlenmedi.

Keşke tartışsak bir araya gelsek. Siz olsanız memnun olurum. Yılların tecrübesi deneyimi var sizde. Başka bir yer olursa da memnun olurum.

Ekrem İmamoğlu veri kopyalanmasıyla ilgili şunları kaydetti:

Amacımız çok net. Bir sürü ihbar var. Süreci sıkıntıya sokmamak sağlıklı bir bilgi alabilmek adına verileri o tarih itibariyle kayıt adına alalım. O süreci kayıt altına alalım. Göreve geldiğimiz sürenin sonrasını kayıt altına alalım. Kayıt altına alacak kişiler bellidir.

Biz Büyükşehir Belediyesi’nde o verileri saklamak üzerine kayıt altına aldık. Ben ne yapacağım? Cebime mi koyacağım? Yarın oynamalar değişiklikler olmasın, afaki değişiklikler olmasın diye tespit altına alındı. Duruyor orada. Engellenmiş değil yapıldı.

Bakanlar konuşuyor. Ama siz kendi bakanlıklarınızda duran kısıtlı seçmen kayıtlarını, mahkum kayıtlarını, engelli kayıtlarını vermemeniz gerekirken bir siyasi partiye teslim ettiniz. Hani veriler namustu? Ben devletine sadık biriyim. Bir yanlış tarif var orada. Ondan dolayı kıyamet kopartıldı. Ben bu devlete kurumlara en az onlara kadar saygılıyım.

Ekrem İmamoğlu FETÖ sorularıyla ilgili olarak şunları söyledi:

5 yıldır belediye başkanıyım, 5 yıl öncesi ilçe başkanlığım var. O bahsedilen sistemle hiçbir ilişkisi olan biri değilim. Spor programına çıktı diyorlar. Bir çok kuruma gittim. NTV’ye, LİG TV’ye çıktım. TV NET’e çıktım. Yeni Şafak grubunun kanalıydı. Konuk olarak katıldım. Mesleği diyorlar. O zaman da eski bir Trabzon spor yöneticisi olarak davete gittim. Aynaya baksınlar. Kimsenin peşinden gitmedim, kimseden icazet alarak parti değiştirmedim.

Hakkımda açılmış tek bir dava yok Allahıma bin şükür. Usulsüzlükler konusunda denetlenmeye her zaman kapım açık. Defalarca teftiş geçirmiş birisiyim. Beylikdüzü Belediyesi’nde defalarca teftiş geçirmiş birisiyim. Aynı konuda 2-3 defa. Rauf Denktaş, Kıbrıs anıtı konusunda. Öğrendim ki aynı kişiyi İç İşleri bakanlığı aynı kişiyi yeniden yollamış. Ekrem İmamoğlu döneminde tüm dosyalar tüm dosyalar incelensin diye. AK Parti’nin Mersin Milletvekili. Benden önceki dönemleri de teftiş edin. Öküz altında buzağı aramak. Böyle olmaz.

Ben adaletin demokrasinin olmadığı yerde nefes alamam. Adaletin, demokrasinin olmadığı yerde çocuklarımın yaşamasını istemem. Benim mücadelem adalet demokrasi. Göreceksiniz haksız yere 16 milyonun elinden alınan emaneti bize teslim edecekler.

Toplum demokrasi seferberliği sürecini benimsemiştir. Çocuklar konuşuyor, 100 yaşında ninemiz konuşuyor, 1919 doğumlu. Kimin geldiğine bakmaksızın. Bu milletin duygularını kimse alaşağı edemez. Bu siyasi bir mesele değildir. Milli bir meseledir.

Biz olan biteni milletin huzuruna koyduk. Toplumun huzurunda İstanbul’un lehine bir sürece meclis üyesi destek vermiyorsa millet hesabını sorar. O şeffaflık süreci sorunları çözecek. Biz kendi adımıza istemiyoruz. Çoğunluk 16 milyon. Oradaki 300 küsür insan temsilci.

Ben kazanırsam herşey hukuki, ben kaybedersem herşey hukuksuz. Olur mu öyule şey. Meclis üyesi arkadaşlarıma da söyledim İstanbul’un lehine her şeye destek.

Şirketlere merkezi hükümetler üzerinden etki etme çabası var. Bunun adı benim mülküm gibi davranmak, koltuğa yapıştım gitmiyorum demek. Milletimiz yutmaz. Bunun adı demokrasi seferberliği. Kurumun 16 milyonun olduğunu göstermek. Toplum bunların hepsinin farkında.

Bu kurum hepimizin. Bu kurum bir sıkıntıya gidiyorsa. Hep birlikte bunu çözmek zorundayız. Bir kaç veri paylaşayım: Borçlanma 4 buçuk kat artmış durumda. 6 milyar liradan 27 milyar liraya çıkmış dsurumda. Yıllık faiz 149 milyonmuş 5 yıl önce. 1 milyarın üzerine çıkmış Bütçe açığı 216 milyonmuş şu an itibariyle 4 milyar liraya çıkmış. Bu kurum hepimizin. İBB’nin bütçesinin kötü yönetildiğinin farkındayız. İsrafı önlemek, tasarruf yapmak. İki önemli kavramdır. Hoyratça harcanmış. Hesapsızca.

Beltur: 264 milyon lira yıllık bütçesi. İstanbul’un en iyi noktalarında hizmetler yapıyor, yapmalı, çok büyük kar hedeflenmemeli. Ama On binde 5, 164 bin kar gösterilmiş. İspark binde 3 kar gösterilmiş.

Zaten büyük karlar etmesin. Hesap verebilir olsun. Ama başka işler dönmesin. Kirası yok, mekan belediyenin, birçok açıdan avantajlısın. Boğazda 10 liraya çay satan kira ödüyor sen ödemiyorsun. Tabii ki vatandaşa hizmet edeceksin.