Dışişlerimiz Fransız kaldı

Dışişlerimiz Fransız kaldı
25 Ocak 2012 10:33

Başbakan Erdoğan’ın ‘Monşer’ diye eleştirdiği Türk Diplomatlar hala Monşer…Fransa Senatosu’nun aldığı kararla Avrupa’daki Türk’ler adeta tek vücut olmuş gibi Fransa’ya karşı durdular. Peki bu arada diplomatlar ne yapıyordu?… Güneş Gazetesi yazarı Rıza Zelyut işte bu durumu eleştiren çok önemli bir yazı yazdı. Önce Başbakan’ın diplomatlara ‘Monşer’ dediği o ana gidelim ardından da Rıza Zelyut’un yazısına…

Başbakan Erdoğan’ın ‘Monşer’ diye eleştirdiği Türk Diplomatlar hala Monşer…Fransa Senatosu’nun aldığı kararla Avrupa’daki Türk’ler adeta tek vücut olmuş gibi Fransa’ya karşı durdular. Peki bu arada diplomatlar ne yapıyordu?… Güneş Gazetesi yazarı Rıza Zelyut  işte bu durumu eleştiren çok önemli bir yazı yazdı. Önce Başbakan’ın diplomatlara ‘Monşer’ dediği o ana gidelim ardından da Rıza Zelyut’un yazısına…

 

 

Dışişlerimiz Fransız kaldı

 

Paris’te 40 bin Türk’ün yürüyüş yaptığı sırada ben de Almanya’da idim. Stuttgart Atatürkçü Düşünce Derneği’nin davetlisi olarak o şehirde bulunuyordum.

Almanya’dan Paris’e 526 otobüsün gittiğini söylediler. En az 25 bin kişi eder bu. Türk milletini soykırımcı gösterenlere karşı Atatürkçüler ile cami cemaatinden olanlar el ele vermişlerdi. Sağından soluna herkes tek amaç çevresinde birleşmişti. Bu gösteri; yurt dışındaki Türklerin ilk kez böyle gösterişli biçimde  bir araya geldiği etkinlikti.

Peki Türk devletini Avrupa’da temsil eden büyükelçiler ve konsolosler bu işin neresinde idiler?
Buradan Başbakan Erdoğan’a sesleniyorum:

-Sayın Erdoğan, sizin ‘Monşer!’ diye alaya aldığınız dışişleri görevlileriniz, yine monşer…
Önceki iktidar döneminden kalanları değiştirdiniz de ne oldu?
Fransa’yı protesto için güç birliği yapan Türk kökenli Avrupalıları, sizin yeni monşerler yalnız bıraktılar.

Eğer sizin dışileri görevlileriniz, yani bakanlığınız Sarkozy faşistinin getirdiği faşist yasayı protesto edenlerin yanında dursaydı; emin olunuz ki o gün Paris’i kitlerdi göstericiler. Konsoloslarınız bu protesto işinde kendilerini geri çektiler. Derneklerle bağlantı kurmadılar. Onları cesaretlendirecek hiçbir iş yapmadılar.

Gösteriye katılanlarla konuştum pazartesi günü. ‘Fransa’yı protesto etmesek, hükümetimiz daha memnun olacakmış gibi bir hava edindik!’ dediler. Yani Dışışleri Bakanlığınız, Fransa’yı protesto işine Fransız kaldı.

***

Avrupa’daki Türklerin ortak beklentisi şu idi: İlk kez her kesimden on binlerce  Türk bir araya gelmişti. Hükümet üyelerimizi ve muhalefet partilerinin temsilcilerini bizler gibi siyasi görüş farklarını bir kenara bırakıp Paris’te yan yana yürüyor görmek isterdik. Sanki; iktidarımız da muhalefetimiz de Fransa’ya karşı mahsustan kafa tutuyorlarmış gibi bir izlenime kapıldık, üzüldük; moralimiz bozuldu.

 

TÜRKİYE KAYBETMİŞ DURUMDA

Bu köşede yıllardır yazdım… Avrupa’da yaşayan milletlerin bilinçaltı Türk düşmanlığı ile doludur, diye. Bunun ayrıntılarını da ‘Yabancı Kaynaklara Göre TÜRK KİMLİĞİ’  isimli kitabımda (Kripto Yayınları) ortaya koydum.

Fransa’nın önderliğinde yürütülen soykırım suçlamısı da aslında bin yılı bulan Türk düşmanlığının dışa vurumundan başka bir şey değil. Tarihten gelen ezilmişlik duyguları Avrupalıları Türk düşmanı yapmış ve bu algı, daha doğrusu saplantı bugün bile Avrupa’yı yönetiyor. Onların kendilerini Türklerden üstün görmeleride aslında bu aşağılık kompleksinin dışa vurumu.

Her olayda hiç sorgulamadan Türkleri suçlu göstermek Avrupa’da bir gelenek olmuş durumda. Devlet olarak bu tutuma karşı hiçbir şey yapamıyoruz. Avrupa komuoyunu etkileyecek hiçbir şey yapmıyor Dışişleri teşkilatımız. Bu yüzden, Batılı büyük haber ajansları Paris’teki Türk yürüyüşünü görmezden geldiler. Bunların en eğitimlisi, en demokratı bile böyle tarafgir iken biz içeride birbirimize etmedik laf bırakmıyoruz.

 

SARKOZY’YE  KIZIYORUZ AMA

Dün Başbakan Erdoğan’ın grup konuşmasını dinlerken içim burkuldu. Avrupa’da liderler her koşulda kendi devletini ve tarihini korur iken Sayın Erdoğan; cumhuriyet rejimine isyan eden hainleri masum gibi göstererek iç politikaya yön vermeye çalışıyordu.

Fransız tarihi, Alman tarihi, Amerikan tarihi kanla doludur ama buralarda hiçbir lider çıkıp böyle kendi tarihine sahte belgelerle böyle saldırmaz.

Şimdi bizim başbakanımız düşmanla işbirliği yaparak Kurtuluş Savaşı’nı arkadan vuran hainleri masum gösterir de TBMM bunu alkışlar ise; kimse çıkıp da Fransa’nın Türkleri Ermeni soykırımı ile suçlamasına kızmasın.

Sarkozy’nın  yasalaştırdığı iddiaya benzeyenleri söyleyeceksiniz; alkışlayacaksınız sonra da Sarkozy’ye kızacaksınız. Bu tavır samimi olabilir mi?
Umarım ki Başbakan Erdoğan kendi yönettiği devleti yalan yanlış bilgilerle suçlamaktan bir an önce vazgeçer.

 

STUTTGART THY’YE TEŞEKKÜR:

 Havaalanında beni tanıyarak yakın ilgi gösteren THY çalışanlarına, uçaktaki kibar hosteslere teşekkürü bir borç biliyorum.