DEPRESYON! Varlığımız yaşama programlıdır, ölüme değil…

DEPRESYON! Varlığımız yaşama programlıdır, ölüme değil…
11 Mayıs 2016 12:03

Toplum olarak en küçük moralsizlik veya keyifsizlikte “depresyondayım” sözcüğünü bol keseden kullanmaya bayılırız. Ama asıl depresyonda olan kişilerin semptomları uzadığında “amannn sen de çok abartıyorsun” demekten de geri kalmayız.

 

 

 

 

Dolly KARLIYOL TOSUN H&H YORUM

 

Peki gerçekten depresyon nedir, ne değildir. Ne zaman kaygılanıp ne zaman akışa bırakmalıyız gibi soruları konunun uzmanı olan Danışman Psikolog / Uzman Homeopat Şeniz Doğan’a sordum…

 

111

 

Halk arasında her türlü stres durumu, moralsizlik, isteksizlik veya enerji düşüklüğü durumları için genel olarak ‘depresyon’dadır deriz. Bu doğru mu? Gerçekten depresyon nedir?

 

-Depresyon, en basit şekilde yaşam ışığınızın sönmesidir. Genel anlamıyla yaşam arzusunun ve heyecanın düşmesi ve uyaranlara karşı duyarlılığın azalması, girişim gücünün ve kendine güveni yitirerek umutsuzluğun, karamsarlığın güçlenmesi biçiminde kendini gösteren bir kayıtsızlık, hissizlik ve umutsuzluk halidir. Her 10 kişiden beşi depresyon şikayeti ile medikal tedaviye başvurmakta ancak yine tedavilerini bitirmeden yarım bırakmaktadırlar. Pek çok kişi depresyonun mental birşey olduğunu düşünmektedir ve depresyon yaşayan pek çok insan durumlarından dolayı utanç duymakta ve bunun kendileri yüzünden yada zayıflıkları sebebi ile başlarına geldiğini düşünmektedirler. “Etraf ne der” ya da diğerleri “kendisi hakkında ne düşünür” endişesi ile de durumlarının içinde kalmaya devam eder ve tabloyu kendileri için daha ızdıraplı ve zor çözümlenebilir hale getirirler.

 

Depresyon’un süreleri var mıdır?

 

-Depresyon tanısı konmus kişilerin %20 kadarı klinik depresyondadır. Yani depresyon semptomları gündelik yaşamlarını sürdüremeyecek boyuta ulaşmıştır. Depresif semptomlar üç günden fazla sürüyorsa depresyondan bahsediyoruz, eğer semptomlar 2 haftadan fazla sürüyor ise de major yani “ağır depresyondan” bahsediyoruz. Eğer iki yıldan uzun süre depresif semptomlar aralıklı da olsa görülmekte ise kronik depresyon, eğer semptomları görünmemekle birlikte kişide gün içi değişmeler görülürse, takıntılar, saplantılar, kuruntular veya bedenin çeşitli yerlerinde tanımlanamayan ağrılar, sürekli hastalıktan korkma, hiçbir fizyolojik sebep olmaksızın hastalık belirtileri, çeşitli korkular üretme, aşırı yemek yeme veya hiç yememek, çok neşeli olmak sürekli gülmek eğlenmek arzusu, alkol kumar vs.. gibi şeylere düşkünlük, aile ve yakınlardan uzaklaşma, iş koliklik veya açıklanması güç cinsel uyumsuzluklar söz konusu ise atipik yani “maskeli depresyondan” bahsetmekteyizdir.

 

Çok neşeli keyifli gibi gözüken insanlarda da depresyon olabilir mi? Veya bu tarz bir durum neden olmaktadır?

 

222

 

-Evet bizim maskeli depresyon olarak tanımladığımız depresyon türüdür. Bu durumlarda çoğunlukla kişinin kendisi de depresyonda olduğunun farkında değildir, ta ki depresyon tedavi edilene kadar. Bu kişiler bastırma ve kontrol mekanizmaları kuvvetli bireyler olup yaşamın negatif olaylarına dirençleri yüksektir. Ancak durumu yönetmeye olan becerileri kendilerine derin zararlar vermektedir. Bu kişiler genellikle hiç bir semptom üretmeden sorun çıkarmadan yıllarca yaşarlar ancak birden yaşamsal risk taşıyan bir hastalık ya da durumla beden bu taşıdığı yükü boşaltmak regüle etmek ister. Bu kişiler kanser yada kalp krizi gibi ani ve yıkıcı rahatsızlıklar ile de depresyonu deşarj ederler ancak çoğu zaman kendi yaşamlarına mal olur.

 

Depresyon ne gibi davranışlar ile kendini gösterir?

 

-Kronik yorgunluk, keder/elem/karamsarlık, kayıtsızlık ve ilgisizlik, duygu durum değişiklikleri, hayattan zevk alamama, anlamsızlık, boşluk, konuşmaya mecalin olmaması, düşünce içeriklerinde değişim saldırganlık, umutsuzluk, benlik saygısında düşme, güven duymama, muhakemede bozulma, delüzyonlar, yeme içme düzeninin bozulması, cinsel uyum sorumları, paranoya yada her an kötü birşey olacakmış kaygısı, hezeyanlar, dikkat sorunları, konsantrasyon ve hafıza sorunları, unutkanlık, iş performansında düşüş, aileden kopma/uzaklaşma, ilişki kurmak istememe, aşırı uyuma yada uykusuzluk, uykuya dalma sorunları, iştah sorunları (çok veya az) değersizlik, yetersizlik, istenmeme duyguları, bastırılmış öfke patlamaları, duygulardan uzaklaşmak …

 

Depresyondaki kişi neler hisseder?

 

– Kendimi üzgün ve veya alıngan hissediyorum.

– Bana daha önce zevk veren şeylerden hoşlanmıyorum (İş, hobiler, spor, arkadaşlar, seks vb.)

– İştahım veya kilom değişti.

– Uyku düzenim bozuldu, şimdi çok fazla yada çok az uyuyorum.

– Kendimi sürekli yorgun hissediyorum ve enerjim yok.

Kendimi suçlu,umutsuz yada değersiz hissediyorum.

– Konsantre olamıyorum,hatırlayamıyorum yada karar veremiyorum.

– Arkadaşlarım yorgun olduğumu yada hareketliliğimin azaldığını fark ediyor.

– Sık sık ölüm üzerine düşünüyorum hatta intihara kalkıştım.

 

Bir kişi doğuştan veya genetik depresyonda olabilir mi ve bu durumun tedavisi var mı?

 

-Evet bazı bireyler ne yazık ki genetik olarak diğer bireylere oranla depresyona eğilimlidirler. Fizyolojik bir durum olmakla beraber organizma yapısının karşılaştığı yaşam olayları ve psikolojik esnekliğe de bağlı olarak ortaya çıkar. Genetik veya doğuştan gelen hatırlanmayan travmatik olayların sebep olduğu depresyon durumları için evet bio frekans ve homeopati ile o derin katmanlara mudahale etmek mümkündür. Çünkü deneyim acı veren hatıra benlik alanında silinmez sadece bir süre dondurulur. Donan ve ağırlık yapan bu şeyin çözülüp serbest bırakılması lazımdır ve homeopati bu katmanların duygusal, zihinsel ve fiziksel olarak çözülmesini sağlarken. Bio frekans yöntemi ile hücre hafızasından çıkarılmasına yönelik müdahaleler yapılır.

 

Depresyon tek başına ilaç tedavisi ile bir yere kadar düzeltilmekte ancak depresyonun altında yatan sebepler ve kişinin içinde bulunduğu ilişkisel düzlem düzeltilmeden tamamen tedavisi mümkün olmamakta ve yine ilaç tedavisinin duygularını köreltip kendilerini hissizleştirdiğini düşündükleri için depresyon tanısı konmuş bireylerin kendisi tarafından medikal ilaç tedavisi yarım bırakılmaktadır. Bu ise orta ve uzun vadede daha derin patolojilere sebep olmakta ve birey asla içine düştüğü bu döngüden kurtulamamaktadır. Ancak güzel haber şudur ki depresyon gerekli mudahaleler yapıldığında ve bütünleyici sistematik bir tedavi ile tamamen düzelebilecek bir durumdur. Çünkü varlığımız yaşama programlıdır, ölüme değil.

 

Siz bu konuda nasıl bir yaklaşım sergiliyorsunuz?

 

-Ben bu konuya geniş bir perspektiften yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum. Üç aşamalı bir çalışma aynı anda yapılmalı. Birincisi o an deneyimlenmekte olan durum için ve gündelik hayatı kolaylaştıracak akut müdahaleler ( benim tercihim bio frekans vs gibi bütüncül yöntemlerdir ancak eğer tablo ağırsa alopatik ilaç tedaviside olabilir bu önemli olan kişinin sağlığı kolaylığı ve konforudur) yapılırken depresyonun altındaki sebeplere yönelik bir sondajlama yapmak, kişinin hayat hikayesini tıbbi hikayesini aile ve ilişkisel düzlemde deneyimledikleri ile yaşam olaylarına verdiği organizmal, duygusal ve zihinsel reaksiyonları yaşam zorlukları ile nasıl baş ettiğinin tesbiti, kendisi ile ilişkisi, dış gerçekliği nasıl algıladığı vs… içeren bir anemnez alma yani danışanı tanıma süreci sonunda yapısal bir homeopatic remedy vererek, kişinin organizmasının ürettiği depresyon semptomunu ortadan kaldırmaya yönelik bir müdahale ve tüm bu müdahaleler yapıldıktan sonra depresyona sebep olan yaşam olaylarının zorlantıların duygusal birikinti ve çöplerinin deşarjı esnasında dışa vurumu kolaylaştıracak kişiyi regule edecek duygularını ve zorlantılarını deneyimleyip hissedip sistemden atabilmesi için psikoterapotik müdahaleler hepsi birlikte kullanılmalıdır. Bu bir paket ve tamamlayıcı bir tedavi bütünüdür.

 

Homeopatinin tedaviye katkısı nedir?

 

-Homeopatinin tedaviye katkısı ve etkisi çok güçlüdür. Çünkü organizma yapısını ve ürettiği semptomları ve altında yatan sebepleri anladığınızda kaynağı ve bu kaynağı nasıl ortadan kaldırabileceğinizi bilebilirsiniz. Homeopatic remediler bize asıl sebebi iyileştirebilme şansı verir. Semptomları tedavi etmez süreç içinde depresyonu yaratan fiziksel sorunları, algıları, duygusal yükleri, patolojik zihinsel örüntüleri tedavi ediyor olursunuz. Bu hem tedaviyi alan kişiye ikinci bir yaşam şansı sunmak demektir hem de hiç bilmediği olabileceğine bile inanmadığı bir yaşam arzusunu geri kazandırarak kişilerin durumlarını düzeltip hayata kendilerini eskisinden bile daha iyi gerçekleştirmek için heyecanla dönmeleri demektir. Yaşadıklarının aslında bir sebebi (kendilerinin suçu olmayan bir sebebi) ve hissettiklerinde bir haklılıkları olduğunu anlar ve kendilerine daha şevkatli ve özenli yaklaşmaya başlarlar. Bu hastalığın aslında kişiye öğretmek istediği şeyin ta kendisidir. Hayatınıza sahip çıkmayı ve kendinize kıymet vermeyi ve yaşamı onurlandırıp takdir etmeyi bu deneyimin içinde öğrenir, kendi mutluluğunu yaratan biri olmaya başlarsınız. İşte bundan sonra hayat anlam kazanır. Boşluk, kayıtsızlık, isteksizlik yerini yaratıclık, oyun, haz, merak ve keşife bırakır ve daha iyi daha mutlu insanlar oluruz. ( Homeopati ile ilgili daha fazla bilgiye ulaşmak isterseniz http://www.halkinhabercisi.com/homeopati-ile-derinden-sifa-seker-toplarindan-hucrelere-mesaj-var yazımı okuyabilirsiniz)

 

Danışman Psikolog / Uzman Homeopat Şeniz Doğan’a
senizdogan.com ve [email protected] mail adreslerinden ulaşabilirsiniz.

içerik

 

 

Dolly Karlıyol Tosun

www.lapetitedolly.com

@LAPETİTEDOLLY

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
DEPRESYON! Varlığımız yaşama programlıdır, ölüme değil…
Homeopati ile derinden şifa ‘Şeker toplarından, hücrelere mesaj var!’
Bana sıkça sorulan sorular!