CHP’li Gürer: İktidar, orman ve su kaynaklarını satarak, rant elde etmeye çalışıyor!

CHP’li Gürer: İktidar, orman ve su kaynaklarını satarak, rant elde etmeye çalışıyor!
2 Temmuz 2020 13:22

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Gıda ve Orman Komisyonu’nda ele alınan ve Meclis’e getirilen Kanun Teklifinde, ne gıda güvenliği ile ne de orman alanlarının korunmasıyla ilgili düzenlemenin bulunmadığını söyledi.

 

 

Gürer, düzenlemenin taklit ve tağşiş gıda üretenleri ve satanları cezalandırmak yerine, bu konuda uyarıcı açıklamalarda bulunanları ve yayınlar yapanları cezalandırmaya yönelik olduğunu, orman alanlarıyla ilgili düzenlemenin ise orman varlıkları açısından kaygı verici boyutta olduğunu ifade etti.

CHP Milletvekili Gürer, yapılan düzenlemenin, insanların sağlığıyla oynayan gıda terörünün önüne geçmek ya da orman varlıklarının korunmasından ziyade iktidarın ekonomik anlamda yaşadığı sorunları aşmak için orman ve su kaynakları gibi alanları satarak buradan rant elde etmeyi amaçlaması olduğunu vurguladı.

 

 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Meclis’e getirilen gıda ve orman alanlarıyla ilgili kanun teklifinin getireceği olumsuzlukları sıraladı.

Tarım ve Orman Komisyonu’nda görüşüldükten sonra TBMM’ye getirilen Kanun Teklifinde yer alan aksaklıkları anlatan Gürer, bu konuda iktidarı uyardı ve düzenlemede yer alan sorunlu bölümlerin Kanun Teklifinden çıkarılmasını istedi.

CHP Milletvekili Gürer, korona virüs tedbirleri kapsamında TBMM’de ki basın toplantısına, Türkiye gündemiyle ilgili konularda değerlendirme yaparak başladı.

 

 

2 Temmuz 1993’de Sivas’ta 33 aydın ve 2 otel görevlisinin yakılarak öldürülmesinin yıldönümü olduğunu anımsatan Gürer, karanlık güçlerce çıkarılan olayların tüm boyutlarıyla halen aydınlatılamamış olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. “Canlarımızı saygıyla anıyorum. ”dedi.

 

 

RTÜK’ün Halk TV ve Tele 1 televizyonlarına verdiği kapatma cezalarını da eleştiren CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bunun çağdışı bir sansür anlayışı olduğunu ifade etti. CHP Milletvekili Gürer, RTÜK’ün bir mahkeme olmadığını belirterek, “Meclis bu konuda düzenleme yaparken bu gibi keyfiliğe yol veren bir düzenleme yapmadı. Bireyin haber alma özgürlüğü engelleniyor. Bu karar kabul edilemez, derhal değiştirilmelidir. Özgürlük ve demokrasi tanımında bu tür kararların yeri yoktur. Yanlış ve keyfi verilmiş bir karardır. Yurttaşların haber alma hakkının gaspıdır” dedi.

 

 

Adalet Komisyonu’nda görüşülen ve çoklu baro sisteminin önünü açacak olan düzenlemenin de kabul edilemez olduğuna işaret eden Gürer, “Barolar meslek kuruluşlarıdır. Geçmişte meslek kuruluşlarının bölünmesinin acı örnekleri vardır. İktidar, baro başkanlarının tamamının karşı olduğu bir düzenlemeyi ‘iyi bir düzenleme’ olarak kamuoyuna anlatmaya çalışmaktadır. Tekçi ve ‘ben ne dersem o doğru’ anlayışının yansımasıdır. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle kendilerinden olmayan herkesi böl, parçala, yönet kavramıyla uygulamaya geçirilmek istenen düzenlemelerin benzeridir, kabul etmemiz mümkün değildir” diye konuştu.

CHP Niğde Milletvekili Gürer, tweeter ve facebook gibi sosyal medya hesapları üzerinden yapılması düşünülen düzenlemelerin de ileride ciddi sorunlar doğurabileceğini vurguladı. Yıllardır özellikle muhalefet partilerinin liderlerine, sanatçılara sosyal medya üzerinden yapılan hakaretlere sessiz kalanların 7 bin sahte hesabın yasaklanmasıyla bu yola yöneldiğini ifade eden Gürer, “İktidar bu alanı muhalefete hakaret edildiğinde seyredip bugün tepki gösteriyorsa bunun düşündürücü olduğunu söylemek mümkündür” şeklinde konuştu.

 

 

GIDA’DA GIDA TEÖRÜNE YÖNELİK UYGULAMA BEKLERKEN GIDADA HİLELİ ÜRÜNÜ YAZAN ANLATANA CEZA GELİYOR

 

 

CHP Milletvekili Gürer, düzenlediği basın toplantısının ana gündem maddesi olan gıda ve orman alanlarıyla ilgili düzenlemeler üzerinde yaptığı değerlendirmede ise iktidara uyarılarda bulundu.

CHP Milletvekili Gürer, Tarım ve Orman Komisyonunda görüşülen ve Meclis’e getirilen kanun teklifinde gıda güvenliği ile ilgili kısmen iyileştirmelerin olduğunu ancak büyük fotoğrafa bakıldığında, bu düzenlemenin gıda güvenliğinden çok farklı alanlara hizmet edebileceğinin görülmesi gerektiğini ifade etti.

Gıda ile ilgili yanıltıcı yayın yapanlara ceza verilecek olan düzenlemenin farklı sorunlar doğurabileceğine dikkat çeken Gürer, “Örneğin nişasta bazlı şeker (NBŞ) konusunda tüm dünyadaki bilim insanları kanserojen içerdiğini söylüyor. Ancak Gıda ve Tarım Bakanlığı bu konuda kesinleşmiş bir bilginin mevcut olmadığını ima ediyor. Şimdi NBŞ’nin kanserojen madde içerdiğini söyleyen, yazan ya da yayın yapan medya kuruluşları bunun için cezalandırılacak mı?” diye sordu.

Eleştiri konusuyla ilgili bir başka örnek veren Gürer, “Biz daha önce çayda katkı boya maddesi var dedik, Tarım Bakanı ertesi gün çıktı böyle bir şey yok dedi. Ancak birkaç gün sonra taklit ve tağşiş ürünler listesine bakıldığında çaya katkı boya maddesi koyan çay firmaları açıklandı. Böyle bir durumda çayda boya olduğu kesinleşene kadar, çayda boya var diyen ya da yazan kişi ceza alacak mı?” dedi.

 

 

Düzenlemenin amacının insanların sağlığıyla oynayanlara caydırıcı cezalar verilecek olması gerektiğini belirten Gürer, “Ancak düzenleme, toplumu bilinçlendiren insanları cezalandırmayı içeriyor. Bu kabul edilemez” şeklinde konuştu.

1 kg kaşar peynirinin sütü, yağı, elektriği, çalışanı ve diğer maliyetleriyle 40 liraya mal olduğunu ancak piyasada 25 liraya kaşar peynir satıldığını söyleyen Gürer, “Şimdi burada bu kaşar peynirinin içinde farklı bir şeyler olmadığını açıklamak mümkün mü? Elbette var. 40 liraya mal olan kaşar peynirini 25 liraya satan üretici değil bunu açıklayan ve yazan kişi ceza alacak. Biz bekliyorduk ki hileli ürünler satanlar cezalandırılsın ama baktık ki hileli ürünleri açıklayanlar ceza alacak” ifadelerini kullandı.

GDO’lu yemlerle beslenen hayvanların yapısal olarak değişimlerinin sürekli izlenmesi gerektiğine işaret eden CHP Milletvekili Gürer, bir bilim insanı ya da gazetecinin GDO’lü ürünlerin insan salığına zararlı olduğunu açıklamasının suç haline getirecek düzenlemeden derhal vaz geçilmesini istedi. Gürer, “Hayvanın tükettiği yem, insanın tükettiği gıda aynı kanun maddesi içinde yer alıyor. Bu kabul edilemez” dedi.

 

 

BELEDİYELERİN YETKİSİ ARTIRILMALIDIR

 

 

Günümüzde gıda denetimlerinin sadece Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı birimler tarafından yapıldığını ve bunun yetersiz kaldığını anlatan Gürer, “Önceden belediyeler de denetim yapabiliyordu, belediyelerin laboratuvarları vardı ancak şimdi sadece bakanlık yapıyor. Bakanlığın Ne personel ne altyapı olarak denetim yapabilecek kapasitesi yok” dedi.

Gürer bu konuda Gıdanın Tarım Bakanlığından ayrılarak ayrı bir bakanlık olarak faaliyet göstermesi gerektiğini ve mezun olduktan sonra iş bulamayan gıda mühendisi, ziraat mühendisi ve veterinerlerin bu bakanlıkta özellikle gıda denetimleri konusunda görevlendirilmesi gerektiğini de vurguladı.

Yeni düzenlemeyle sulama uygulamalarının DSİ’den alınarak sulama kooperatiflerine bırakılacağını kaydeden Gürer, 2 yıl önce su kaynaklarının özelleştirilmesi yönünde verilen kanun teklifinin o dönem AKP milletvekillerinin de itirazıyla reddedildiğini hatırlattı. Yeni düzenlemede DSİ’nin sulamadan arındırılarak yeni bir özelleştirmemin yolunu açacak gibi göründüğüne de işaret eden Gürer, bu konuda iktidarın yanlıştan dönmesi gerektiğini ifade etti.

 

 

ÖZEL ORMANLAR YOK EDİLİYOR

 

 

CHP Milletvekili Gürer, orman alanlarıyla ilgili düzenlemenin de sorunlarla dolu olduğunu anlattı. Gürer, orman sınırları dışında olup özel ormanlık alan sahibi olan özel kişilerin orman açmalarının da yasaklanacağını vurgulayan Gürer, “Bu ormanların ülkemize ve topluma faydaları var. Toprağın korunması, erozyonun önlenmesi, eko turizm faaliyetleri, su tutması ve oksijen sağlaması gibi sayılmayacak kadar çok faydası var. Yurttaşın sahip olduğu orman arazisini kendi tercihiyle ağaçlandıracak olmasının da önüne geçiliyor. Orman sınırları dışında olupta alan büyüklüğüne bakılmaksızın sahipli araziler de ekim ve dikim yolu ile yetiştirilen her nevi ağaç ve ağaçlıklarla örtülü yerler düzenlemesi ile kurulan özel ormanların özel orman statüsünden çıkarılması bu ormanların amacı dışı kullanımının yolunu açacak” dedi.

 

 

AKP 2004 YILINDA SÖYLEDİĞİNDEN DÖNDÜ

 

 

6831 sayılı Kanun’un 18’inci maddesine eklenecek olan bozuk ormanlarda orman bitkisi ve fidanlıkların kurulmasına, mantar ve tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğine, odun dışı ürünlerin mamul ve yarı mamul işlemi amacıyla tesis kurulmasına izin verilmesine olanak sağlanmasının da istendiğini anlatan CHP Milletvekili Gürer, “Adalet ve Kalkınma Partisinin 2004 yılında 116 orman fidanlığından 39 tanesini kapatma ve satma kararı aldığını, gerekçe olarak ise özel fidanlıkların ihtiyacı karşılayacak kapasitede olduğunu, devletin fidan üretmesine gerek olmadığını söylediğini burada anımsatmakta yarar görüyorum. Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği konuyu yargıya taşıdı ve bu kararı iptal ettirdi. Yargı sürecinde 5 fidanlık satıldı, bir tanesi Söğütözü fidanlığı -merak edenler için- Konyalı fidanlığı ise yargı kararından sonra satıldı, diğer 33 tanesi ise günümüzde işlevsiz. Orman Genel Müdürlüğü, bugüne kadar fidan üretimine önem verseydi Kızılcahamam fidanlığına sahip çıkar, imara açılmasına olanak sağlamazdı. Günümüzde orman bitkisi fidan üretimi yetersiz ise bunda Adalet ve Kalkınma Partisinin sorumluluğunun büyük Keza, özel fidanlık ve mantar üretimi yapılması ormancılık amaçlarıyla örtüşmediği gibi ormanı tarıma açmak anlamına da geleceğini, odun dışı ürünleri işleyen tesislerin orman içinde kurulmasının son derece yanlış olduğunu da tekrar dile getirmekte fayda var” dedi.

 

 

CHP Milletvekili Gürer odun dışı ürün işleyen tesislerin orman içinde tesis kurmalarının da son derece sakıncalı olduğunu belirterek, kamu yararı ve zorunluluk olmayan bir tesisin orman içinde kurulması, orman alanlarının daraltılmasına neden olabileceğini ifade etti.

CHP Milletvekili Gürer, son dönemlerde iktidarın uygulamalarının ormanlar adına kaygı verici olduğunu söyleyerek, “Her düzenlemede ormanla ilgili maddeler yer alıyor. Orman altına depo yapılması, orman alanlarında maden aramalarına izin verilmesi gibi. Yapılan işte iktidarın ekonomik anlamda yaşadığı sorunları aşmak için su kaynakları ve orman alanları gibi yerleri satarak buradan rant elde etmek istediği anlaşılıyor” diye konuştu.