Adalet Komisyonu üyesi CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Hakimler Savcılar Kurulu’nun son dönemlerde yaptığı atamalar, verdiği cezalar ve son olarak 2019 yılı Adli ve İdari Kararnamesi hakkında Adalet Bakanının yanıtlaması istemiyle Meclis’e soru önergesi verdi.

 

 

 

CHP’li Bülbül önergede, epilepsi hastası olan ve Erzurum’a atanan Yargıtay Tetkik Hakim Defne Bülbül ile ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan yargılanan bir sanığın beraatına hükmettiği gerekçesiyle hakkında yer değiştirme cezası verilen Hakim Aydın Başar’ı hatırlatarak, “HSK, yaptığı atamalarda hakim ve savcıların verdikleri yargı kararlarını mı dikkate almaktadır? Bu hakim ve savcıların “bağımsızlıklarına” açıkça müdahale değil midir?” diye sordu.

 

 

Bülbül, önergesinde şunları kaydetti:

 

Hakimler Savcılar Kurulu, son dönemlerde yaptığı atamalar, hakim ve savcılara verdiği cezalar ve son olarak 2019 yılı Adli ve İdari Kararnamesi ile kamuoyunda tartışmalara neden olmaktadır.
HSK 2019 yılı Adli ve İdari Kararnamesi ile Yargıtay Tetkik Hakimi olan aynı zamanda Demokrat Yargı Derneği Genel Sekreteri Defne Bülbül, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi üyeliğine atanmıştır. Epilepsi hastası olan ve sağlık sorunları nedeniyle önceki görev yeri Aydın’dan Ankara’ya tayin edilen Tetkik Hakim Defne Bülbül’ün Ankara’daki tedavisi sürerken yeni yapılan atama nedeniyle tedavisinin kesintiye uğrayacağı ve bu durumun da telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabileceği aşikardır.

 
HSK, daha önce de Hakim Aydın Başar’a, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan yargılanan bir sanığın beraatına hükmettiği gerekçesiyle, yer değiştirme cezası vermişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlarının şikayet dilekçesi ile başlatılan soruşturmada Hakim Başar önce Zonguldak, ardından da Erzurum’a sürgün edilmiş, soruşturma sonucunda ise ‘yer değiştirme cezası alarak birinci sınıf hakim iken, 2. bölgeye tayin edilmiş ve istinaf ve Yargıtay’a üye seçilme hakkını da kaybetmiştir.

 
Sadece bu iki örnek bile HSK’nın hangi kriterlere göre hakim ve savcı ataması yaptığı konusunda büyük bir soru işareti oluşturmaktadır.

 
Bu bağlamda;

 
1- Yaşadığı mağduriyeti “Geçmişte beyin kanaması geçirdim. Ağır nöbetler geçiriyorum. Bekar olduğum için aile desteğine ihtiyacım var. Hastalığım sebebiyle yalnız yaşayamam. Bu, ölümüme göz yummak olur. Eski görev yerimde kalabilir veya Ankara’da başka bir göreve atanabilirim. Birinci sınıfım, hiçbir soruşturmam veya başka cezam yok” sözleriyle ifade eden Tetkik Hakim Defne Bülbül’ün sağlık sorunlarına rağmen Erzurum’a atamasının gerekçesi nedir?

2- Tetkik Hakim Defne Bülbül’ün sağlık sorunları ve dernek faaliyetleri göz önüne alınarak başka bir göreve atanmasıyla ilgili bir çalışma yapılmakta mıdır? Yok ise tedavisinin kesilmesi nedeniyle doğacak ağır sağlık sorunlarından Bakanlığınız sorumlu olmayacak mıdır?

3- Hakim ve savcı atamalarında özellikle sağlık sorunu gibi özel durumlar dikkate alınmakta mıdır?

4- 2019 Kararnamesi ile yapılan atamalarda sağlık sorunları nedeniyle görev yerinde kalmayı ya da başka bir ile atanmayı talep eden hakim ve savcı var mıdır? Var ise hakim ve savcıların talepleriyle ilgili nasıl bir işlem yapılmaktadır?

5- Herhangi bir suçtan yargılanan bir sanık hakkında nihai kararı ‘Türk Milleti Adına’ o mahkemenin yargıçları karar vermektedir. Yukarıda bahsi geçen Hakim Aydın Başar olayında, sanık hakkında beraat kararı verilmesinin ardından HSK tarafından hakimin adeta sürgün edilmesinin nedeni nedir?

6- HSK, yaptığı atamalarda hakim ve savcıların verdikleri yargı kararlarını mı dikkate almaktadır? Bu hakim ve savcıların “bağımsızlıklarına” açıkça müdahale değil midir?