Aydınlanma dönemi

Aydınlanma dönemi
5 Şubat 2015 11:15

“Amerika Birleşik Devletleri Vatandaşlarına,

 

 

Bu kitabı size emanet ediyorum.Kitap,din üstüne düşüncelerimden oluşmaktadır.Düşüncesi benden ne kadar farklı olursa olsun her insanın kendidüşüncesine sahip çıkma hakkını büyük bir çabayla savunduğumu hatırlamanız adil bir davranış olacaktır.Bu hakka karşı çıkan herkes,şu anda sahip olduğu düşüncenin kölesi olacaktır,çünkü kendisini onu değiştirmekten alıkoymaktadır.Her türlü yanlışa karşı en amansız silah Akıl’dır.Bugüne kadar başka bir silah kullanmadım,bundan sonra da kullanmayacağım.” 27/Ocak/1794

 

İçten dostunuz ve vatandaşınız

 

 

Thomas PAINE

 

 

Aziz ÇATALPINAR H&H YORUM

 

Yukarıdaki sunuş Thomas PAINE’in Akıl Çağı adlı eserinde inancını açıkladığı 1.Kitap’tan alınmıştır. Bu eser, yazarın Aydınlanma Dönemi çerçevesinde ele alındığında önemli bir yere sahiptir. Thomas PAINE(1737-1809) Aydınlanma Döneminin (Akıl Çağı), aydın ve devrimci yazar ve düşünürleri arasında önemli bir yere sahiptir. Amerikan Bağımsızlık Bildirgesinin hazırlanmasına katkıda bulunmuş, İnsan Hakları (1792) adındaki eseri, Fransız Devriminin sağlam zemine oturmasındaönemli katkı sağlamıştır.

 

Aydınlanma Dönemi, 18.yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan her konuda aklı esas alan düşünce sistemi ve bu düşünce sistemi ile gelen bu yeni çağa denir.Bu dönemde, doğru bilgiye ulaşmanın ancak aklın kullanılmasıyla mümkün olacağı düşüncesi temel olarak kabul edilir.Bu dönemde doğa bilimlerinde deney ve gözlemin de etkisiyle büyük gelişmeler sağlanmıştır. Newton, Galileo, Descartes, Kopernik gibi isimler fen bilimleri, Jean Jacgues Rousseau sosyal bilimler, Bach ve Mozart ise güzel sanatlar alanında önemli katkıda bulunan sanatçı, düşünür ve bilim adamları arasında yer almaktadır.

 

Aydınlanma Dönemi ile Avrupa’da;

 

Çağa uymayan düşüncelerin yerini yeni ve aklı temel alan düşünceler almış,çeşitli bilimsel ve teknolojik gelişmeler sanayi devriminin temellerinin atılmasına önayak olmuş,yukarıda da değindiğim üzere Amerika Birleşik Devletlerinin kurulmasında ve Fransız İhtilalinde etkili olmuştur.

 

Bilimsel temellerden yoksun,akla ve mantığa uygun olmayan düşüncenin toplum yaşamında temel alınması önemli sıkıntıların da ortaya çıkmasında temel neden olarak kendini gösterir.İnsanı aşağılayan,hor gören,başkasının tahakkümü altına sokmayı amaç edinen bir düşünce sistemi akla ve mantığa uygun değildir.

 

İşte Avrupa yüzyıllar öncesinden bu gerçeğin farkına varmış,tüm kurum,sanatçı,düşünür ve bilim adamlarıyla birlik olup gereğini yapmıştır.

 

Her kurum ve o kurumla ilgili her sorumlu kendi görev ve sorumluluğunun bilinciyle ve büyük ciddiyetle işine eğilmiş,sonuca gitmiştir.Ama herne şekilde olursa olsun herkes bir şekilde katkıda bulunmuş ve bunun sorumluluğunun bilincini hep taşımışlardır.

 

Afrikalı-Amerikalı Baptist Papaz ve Amerikan Yurttaş Hakları Hareketi Önderi Martin Luther King:

 

 

“Uçamıyorsan,koş;koşamıyorsan,yürü. Eğer yürüyemiyorsan,sürün;ama hareket etmeye devam et. Geleceğe yürümeyi sürdür…”diyor. Bu düşünceye sahip olmasının tek nedeni onun değişmeyen tek gerçeğin ‘DEĞİŞİM’ olduğunun farkında olmasıdır.1929-1968 yılları arasında yaşayan bir din adamı ve aynı zamanda akla ve bilimeinanan bir aydındır King.

 

13.yüzyılda yaşayan Türk –İslam Mutasavvıfı Hacı Bektaş-ı Veli: “İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.” diyerek doğru yolu, gerçek yolu,rehber edinilecek yolun aklın ve bilimin yolu olduğunu işaret etmiştir.

 

Doğruluğu bilimsel verilerle desteklenmeyen düşünce ve olgulara her zaman kuşku ile bakılır. İşte o kuşkunun ortadan kaldırılmasının yegane yolu öne sürdüğümüz düşünce veya görüşün akla uygun olması ya da bilimsel verilerle desteklenmesi gerekir.Yani bilimin ya da aklın süzgecindengeçirilmesi önemli bir gerekliliktir.

 

Ulusunu 20.yüzyılın çağdaş ulusları arasına taşıyan, ilerici ,devrimci bir dünya lideri olan Mustafa Kemal Atatürk: “Hayatta en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir.” diyerek akıl ve bilimin insan yaşamındaki önemini en gerçekçi biçimde dile getirmiştir. Kendi ulusunun yanı sıra diğerbirçok ezilenulusunbağımsızlıklarını kazanmalarında öncü ve yaptıklarıyla örnek olmuştur.

 

Yüzyıllar önce aydınlanmanın gerekliliğine inanan ve toplumunun tüm kesimleriyle topyekün bu çalışma içine giren Avrupa, umarım bu önemli geçmişiyle (Aydınlanma Çağı), aydınlanmaya acil gereksinimi olan ülkelere,uluslara örnek olur.

 

Darısı aydınlanmayla henüz yüzleşmemiş toplumların, ulusların başına…

 

Aklın ve bilimin o göz kamaştırıcı,muhteşem ışığı herkesin yolunu aydınlatsın.

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Arpa ancak orağa geldi
Bizim diyarlarda Haros zamanı
İbogil’in küçük odasında sıkışıp kalan yaşam ve hayaller