‘Atatürk Havalimanı yeniden iç hat uçuşlarına açılsın’

‘Atatürk Havalimanı yeniden iç hat uçuşlarına açılsın’
11 Şubat 2020 12:36

Sabiha Gökçen Havalimanı’nda 5 Şubat’ta meydana gelen kaza, uçuş güvenliği konusunda endişe yarattı. İzmir-İstanbul seferini yapan Pegasus’a ait Boeing 737 tipi uçağın pistte duramayıp engebeli araziye düştüğü görüntüler, türlü yorumlara ve pek çok iddianın ortaya atılmasına yol açtı. DW Türkçe, İstanbul’un üç havalimanındaki uçuş güvenliğini uzmanlara sordu.

 

 

Emine Algan / Deutsche Welle Türkçe

 

 

DW Türkçe ile görüşlerini paylaşan uzmanlardan bazıları daha sonra arayarak isimlerinin yazılmamasını istedi. Çünkü bu süre içinde eski savaş pilotu Bahadır Altan’ın Pegasus’taki uçuş eğitmenliği işine son verildi. Altan, kazadan sonra telefonla katıldığı bir televizyon programında, “Ülke freni patlamış kamyon gibi” dediği için bağlantı kesilerek yayından çıkarılmasıyla gündeme gelmişti. Altan twitter’dan şu cümleleri paylaştı: “Yıllardır söylediklerim bu kadar çok insana hiç ulaşmamıştı. Bu farkındalık bir kazayı engeller, bir insanın yaşamını kurtarırsa her türlü bedeli tekrar tekrar öderim.”

 

İkinci pist neden bitmedi?

 

Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan kazadan iki gün önce, “Sabiha Gökçen’de bir pistimiz var. Bu pistimiz çok yoruldu. Uçuşların olmadığı saatlerde, hemen hemen her gece piste bakım yapılıyor” demişti. Bu sözler ikinci pistin neden hâlâ bitmediği sorusunu gündeme getirdi. Sözcü gazetesinin bu konudaki haberine göre Sabiha Gökçen’in ikinci pist ikinci etap inşaatını yapmak üzere, ihaleden altı ay sonra kurulan A K A İnşaat’ın ortakları ile İstanbul Havalimanı’nı işleten şirketler aynı: Kalyon İnşaat ve Cengiz Holding. 14 ayda bitirilmesi taahhüt edilen pist, 43 aydır bitmedi, İstanbul Havalimanı ise 42 ayda tamamlandı.

Peki Sabiha Gökçen’in tek eksiği ikinci pist mi? Yıllarca THY’de görev yaptıktan sonra özel bir şirkete geçen, şimdi de uçuş eğitimi veren tecrübeli bir kaptan pilot, havalimanının eksiklerini şöyle sıralıyor:

“Zemini kullanılmaktan yorgun; lastiklerin tam temasını, tutunmasını engelleyecek kadar kötü, bombeli bir pist. İniş mesafesi açısından büyük bir handikap bu. Düşük görüş şartlarında operasyon yapmak için en ilkel meydan.” Rüzgâr ölçen cihazların da yeterli olmadığını söyleyen kaptan pilot, bu eksiklerin tehlike yaratıp yaratmadığı sorumuza, “En basit, asgari standartları sağlayacak cihazlar var” cevabını verirken asıl tehlikeye şöyle işaret ediyor:

“Kulecilerin de yeterli havacılık nosyonu almış, bilgisi tecrübesi olanlardan seçilmesi lazım. Valiz yükleyen hamallar dahi tecrübeli olmalı. Havacılığın her noktasında mutlaka liyakat gerekir. Asla duayla, torpille, hediyeyle görev yapılmaz.”

Türkiye’de havalimanları, Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne (DHMİ) bağlı olarak hizmet veriyor. Sabiha Gökçen ise, başlangıçta askeri sınai kompleks olarak planlandığı için Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı HEAŞ’a. (Havacılık Endüstrileri A.Ş.) Havalimanındaki uçuş güvenliği konusunda bilgi almak istediğimiz HEAŞ yetkilileri ise görüşme talebimizi cevapsız bıraktı.