Tutsak gazeteciler Silivri'den ses verdi: AKP zulmüyle hatırlanacak

Tutsak gazeteciler Silivri'den ses verdi: AKP zulmüyle hatırlanacak
13 Aralık 2012 02:17

Silivri’de tutuklu gazeteciler, meslektaşlarıyla açık görüşte buluştu.
H&H ÖZEL HABER

Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nu (TGF) tarafından düzenlenen “Tutuklu Gazetecileri Ziyaret” kapsamında TGF Genel Başkanı Atilla Sertel ile gazeteciler Melih Aşık, Ertuğrul Özkök, Ayşenur Arslan, Uğur Dündar, Bülent Ecevit, İdris Akyüz, Ümit Zileli, Yalçın Bayer, Yavuz Selim Demirağ Silivri Cezaevi’ndeki meslektaşlarını ziyaret etti. Yaklaşık 7 saat Silivri Cezaevi’nde kalan gazeteciler, tutuklu meslektaşları Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Soner Yalçın, Mehmet Deniz Yıldırım, Hikmet Çiçek ve Turhan Özlü ile görüştü.

Görüşmeler sırasında ilginç diyaloglar yaşandı. Görüşmeye damgasını ise cezaevindeki yaşantıyı ve davanın seyrini büyük bir heyecanla ve taklitler yaparak anlatan Tuncay Özkan’a, Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök’ün yaptığı “Sen buradan çıkınca işsiz kalmazsın Tuncay. Cem Yılmaz’ı sollarsın talk showda” esprisi vurdu.

Tutuklu gazetecilerden CHP Milletvekili Mustafa Balbay, cezaevinden 2B’yle çıkacağını söylerken, Soner Yalçın ise Başbakan Erdoğan’ı Abdülhamit’e benzetti…

İşte o görüşmeden notlar…



BALBAY: TERÖRE KURBAN GİDEBİLECEĞİMİ HESAPLARKEN TERÖRİST DAMGASI YEDİM

CHP Milletvekili ve gazeteci Mustafa Balbay, görüşmede meslektaşlarına “Buradan 2B’yle çıkacağım. Beden ve Beyin sağlığı” dedi. Davayı bir akordeona benzeten Balbay: “Bazen geriliyor, bazen sıkışıyor” diye konuştu.

“Esir bizden daha insani yargılanır” diyen Balbay:

“Burada Gaffar Okkan cinayetinin beş ayrı şekilde işlendiğini, Okkan’ın yedi ayrı suikaste uğradığın öğrendim. Yıllardır çalıştığım  Cumhuriyet gazetesinin 1946’da kurulduğunu öğrendim.” dedi.

“Zaman zaman Neitzche’yi hatırlamıyor değilim. Kaderini seveceksin demiş. Bütün olumsuzluklara rağmen kaderimi seviyorum.

1995’de Ecevit beni çağırdı,  ‘Artık 35 yaşına geldin. Gel beraber siyaset yapalım’ dedi. Ama ben gazetecilik yapacağım diye kabul etmedim. 2002’de Deniz Baykal teklif etti. Onu da kabul etmemiştim. Şimdi hapishanedeyken siyasete girmek zorunda kaldım. Ama çok sevdim. Bunun için çok çalışacağım. Demir parmaklıkların arkasında bile olsa 15 günde bir CHP milletvekili olarak Meclis kürsüsünde konuşma yapmaya çalışıyorum. Konuşmam bir milletvekili arkadaşım tarafından okunuyor.



Uğur Mumcu öldürüldüğünde onun yerine yazmaya başladım. 1999’da yan odamdaki ağabeyim Ahmet Taner Kışlalı öldürüldüğünde benim de başıma gelebilir  diye düşünüyordum. Çocuklarımın benimle ilgili anıları olmasını istiyordum.  Teröre kurban gidebileceğimi hesaplarken terörist yaftası yiyeceğim aklıma gelmiyordu.”


TUNCAY ÖZKAN: İBRAHİM ŞAHİN İÇ ÇAMAŞIRLARINI ÇIKARDI

Tuncay Özkan ise özellikle televizyonda tartışma programları izlerken çok sinirlendiğini söyledi.

Özkan:

“Televizyonda tartışma programlarını izlerken çıldırıyorum. Kendimi tartışmanın içinde buluyorum. Öyle değil böyle, o bilgi yanlış şu söylenmeliydi gibi ekranda Nagehan konuşurken onun ve yandaşların yanlışlarını düzelterek bir an o tartışmanın içinde hissediyorum. Bağıra bağıra onları tartışıyorum.



İbrahim Şahin aleyhinde en çok haberi ben yazmıştım ama şimdi haline çok üzülüyorum. Beyninde bir cihaz takılı ve o cihazla x ray cihazından geçmesi bile sakıncalı. Bir keresinde x rayden geçerken çok öttü. İç çamaşırını bile çıkardı o an ağladım.



Eskiden bir adam asmak için iki şahit gerekirdi. Bu davada iki şahit bile yok ama bir Osman var. O bir Osman, üç Osman olarak şahit yapılmaya çalışıyor. Sanık Osman, gizli tanık Osman, açık tanık Osman.




SONER YALÇIN: AKP ZULMÜYLE HATIRLANACAK

Oda TV’nin kurucusu Soner Yalçın’ın ise oldukça kilo verdiği görüldü. Koğuşların soğukluğundan şikayet eden Yalçın, “Beni niçin içeride tuttuklarını şimdi anlıyorum. Eğer ben dışarıda olsaydım bu işi ve iftiralar atanları ve operasyonun peşini bırakmaz, sorumlularını bulurdum.” dedi.

Yalçın, herkesin gazeteci oldukları için onları konuştuğunu ancak Hanefi Avcı’yı unuttuğunu söyledi. Avcı’nın sadece kitap yazdığı için içeride olduğunu dile getiren Yalçın şunları söyledi:

“Hanefi Avcı sözde ilişkisi olduğu, yardım etmekle suçlandığı Devrimci Karargah davasındaki kişilerin hepsi tahliye edildi. Avcı neden hala yatıyor? Görevdeyken medyada bir sürü tanıdığı vardı. Arkadaşları vardı. Kimse onu yazmaya cesaret edemiyor. Sadece kitap yazdığı için içeride.



Bana kalırsa Kaşif Kozinoğlu’nun üzerinden MİT’in üzerine gideceklerdi. Önce Beşir Atalay’a sonra Erdoğan’a uzanacaklardı. Bu operasyon yarım kaldı.



Bu zulüm çok arttı. Oysa Erdoğan zulüm yüzünden iktidar olduğunu söylüyor. Fatih Hilmioğlu’na yapılan zulüm ortada. Hilmioğlu dört yıldır burada. 21 yaşında oğlunu kaybetti. Israrla içeride tutarak zulmediyor AKP. Bu zulüm AKP’yi de götürecek. Tarihi bir örnek vermek gerekirse Abdülhamit demiryolları açtı, kızlara okul açtı, üniversiteler kurdu ama akıllarda Kızıl Sultan olarak kaldı baskı ve istibdat yüzünden. AKP ne yaparsa yapsın bu zulmüyle hatırlanacak.

Bu davalarda en çok ahkamı Nazlı Ilıcak kesiyor. Oysa Tuncay Güney’in şemasında Nazlı  Ilıcak’ın oğlu Mehmet Ali Ilıcak’ın adı var. Hatta iddianamede Veli Küçük’ün Akşam gazetesini dışarıdan yönettiği iddia ediliyor. Nazlı bunları yazmadığı gibi oğlunu kurtarmak için herkese saldırıyor.

Bu toprakların üç kutsalı vardır. Hz. Muhammed, Fatih Sultan Mehmet ve Atatürk.

Bu kutsallarla oynanıyor. Atatürk’e karşı çıkılıyor. Bu onların sonunu da getirecek.

 
TURAN ÖZLÜ: 12 EYLÜL’ÜN BİLE ADALETİ VARDI

Deneyimli gazeteci Turhan Özlü içeriye girdiğinde ise Ertuğrul Özkök, ayağa kalkarak “Hepiniz çok fitsiniz. Galiba Türkiye’nin en iyi fitness salonu burada” dedi. Turan Özlü ise “Burada içeride bir sorunumuz yok. Asıl sorun aşağıda, yani mahkemede.” Dedi.  

Özlü:
“Burada gazeteciyiz demeye utanıyorum. Diğer sanıklara karşı utanıyorum. Çünkü biz gazetecilerin arasında dayanışma var. Oysa askerlerin hiç kimsesi yok. Onlara arka çıkan kimse yok. Sadece gazetecilik yaptığım için hapisteyim.

Bizi Erdoğan ile Remzi Gür’ün telefon görüşmesini yayınladığımız için hapsettiler. Oysa aynı yayınları diğer gazeteler de yapmıştı. Vatan gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu tanık olarak geldi. ‘Aynı haberler yedi ay önce bize de gelmişti. İçeriğine fazla girmeden ben de haber yaptım dedi. Genelkurmay Başkanı’nın dinleme tutanaklarını Hürriyet, Sabah yayınladılar. Işık Koşener’in kaset çözümünü Hürriyet, Akit ve Yenişafak da yayınladı. Bu davayı yürütenler çok zor durumdalar. Balyoz’da çuvalladılar. Bizim dava yüzünden de çok zor durumdalar. Ben 12 Eylül’de de tutuklanmıştım. 45 gün sonra bırakıldım. 12 Eylül’ün bile bir adaleti vardı.” dedi.



13 Şubat Silivri buluşmasına katılacak olan vatandaşlar akşam 19.00’dan itibaren Silivri’ye gelmeye başladılar.

Samsun, Çorum, Antalya gibi illerden gelen vatandaşlar nöbet çadırlarında nöbet  tutuyorlar. Sabah için olağanüstü bir hazırlık var.

Gönüllüler şimdiden kumanya hazırlıkları yapıyorlar. Silivri Belediyesi çamur olmasın diye bazı yerlere kamyonla mıcır dökerken dozerler ise düzeltme yaptı.