Örtülü ödeneği hâlâ Erdoğan kullanıyor

Örtülü ödeneği hâlâ Erdoğan kullanıyor
14 Ocak 2015 09:35

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Karslı, fotoğraf çektirmeyi hiç sevmiyor. “En çok üniversitede ders anlatırken, kürsümde rahat oluyorum” diyor. Karslı, daha önce siyaset yapmış ve sevilen, kire bulaşmamış kişilerin önümüzdeki günlerde Merkez Parti’ye katılacağını söylüyor…

 

 

Başbakanlığının son döneminde örtülü ödenek harcamalarında rekor kıran Erdoğan’a seslenen Karslı, “Çıkın nereye ne kadar harcadığınızı halka açıklayın” diyor ve ekliyor: “AKP şu anda fokur fokur kaynıyor. Devlette iki başlılık yaşanıyor”Hukuk profesörü olan ve kısa süre önce Merkez Parti’yi kuran Abdurrahim Karslı AKP ile ilgili ilginç iddialar dile getirdi. İktidarın Merkez Parti’yi engellemek istediğini de belirten Karslı,  çarpıcı iddialarda bulundu. İşte o röportajın satır başları:

 

 

Hukukçu olarak Balyoz ve Ergenekon davalarına da Türkiye’de yapılan özelleştirmelere de itiraz ettim. Biz hakka adalete taraftar olduk. Cemaate operasyon da hukuken yanlış. Polislere yapılanlara karşıyım çünkü hükümetin polislerle kavgasının sebebi polislerin “hırsız var” demesi. Cemaate düşmanlığın sebebi de aynı. Türkiye’deki her şey başlayan küresel operasyonların devamı.

 

 

AKP şu anda fokur fokur kaynıyor. Kendi aralarında ciddi sıkıntıları var. Hiçbir bakan bürokratına iş yaptıramıyor. Çünkü bürokratları Tayyip Erdoğan atamış. Devlette iki başlılık yaşanıyor. Tayyip Erdoğan neden Davutoğlu’nu getirdi? Ben karikatür Başbakan diyorum. İsteklerine “Hayır” demeyeceği için. Bence örtülü ödeneği hâlâ Cumhurbaşkanı kullanıyor. Türkiye’nin en büyük sıkıntısı denetlenmeyen ekonomi. Örtülü ödeneği bize çıkıp açıklamaları lazım. Uçaklara doldurulup, yurtdışına terör örgütlerine götürülen para bunlar. Bir insan dindarım deyip de tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemez. Bir astsubay kaçırıldı. Alıp geldiler. Ne kuvvetimiz var ki kurtardık? ABD kendi adamını kurtaramıyor IŞİD’ın elinden. Siz nasıl hangi usulle alıyorsunuz diye sormazlar mı?

 

 

Güneydoğu’ya devlet gitmiyor. Eskiden Güneydoğu’da AKP’lilere dokunmuyorlar diye ses çıkarılmıyordu. Ama şimdi PKK, AKP’lilere de dokunuyor. PKK esnafa ya çocuğunu dağa vereceksin ya da haraç vereceksin diyor. AKP’li olanlar da PKK’ya haraç verir oldu. PKK vergi topluyor. Mahkeme kurmuş. Kendi elemanlarını kurmuş. Tayyip Erdoğan ya Güneydoğu’yu verip kurtulacak. Ki kurtulamaz. Fırat ve Dicle kanlı akar, o bölgeyi böldüremezler. TSK da artık eskisi gibi “Hükümet ne yaparsa, yapar” diye düşünmüyor. “Böldürmeyiz” diyor. Hükümet Güneydoğu’da eskisi gibi at oynatamayacak. Hükümet orada yaşayanları PKK’nın kucağına itmiş durumda. Nihai hedef özerklik ve Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü. Hükümet şu anda bazı tavizler verip, özellikle mahalli idarelerde yetkileri artırıp, anlaştık gibi görünüp 2015 seçimlerinden geçmek istiyor. Ama BDP ve Kürtler de artık anladı ki, bu şahıs bütün memleketi dolandırdığı gibi artık onları da dolandırıyor. Bence bu işe artık evet demeyecekler.

 

 

Tayyip Erdoğan oğluna telefon edip o paraları sıfırla dediği anda kendini sıfırladı. Zafer Çağlayan’ın oturduğu bir yerde saat kaç diye soramazsın. Üstüne alınır diye. Eşyayı bile kirletti bunlar. Düşün ki 4 bakan. Geldikleri yer belli. Malvarlığının kaynağını açıklayamıyor. “Oğluma düğün yaptım. Oğlum üç dil bilir. Reza Zarrab’a danışmanlık yapar” diyor. Bu millet danışmanlıktan elde edilen parayla bu kadar mülkiyetlerin makul şekilde elde edilmeyeceğini bilir. Bu millet bunu vicdanına yedirmiyor. Millet “çalsa da bizim hırsız” diyor. Demokrasi, erdemli mütavazı insan yetiştirir. Ruha önem verir. Şöhrete düşkünler. Şöhret, şehvet, yalan ve para. Böyle gitmez.

 

 

71 İLDE ÖRGÜTLENDİK

 

 

Merkez Parti olarak 71 ilde ilçeleriyle birlikte teşkilatlandık. Ankara’da 3 bin metrekarelik genel merkezimizde onlarca kişi çalışıyor. İstanbul’da 20 ilçe teşkilatı kuruldu. Kalan 19’unu da açacağız. Hedefimiz 1 milyon üye. Bütün taşra teşkilatlarımızı tek bir kuruş vermeden kurduk. Üye kayıtlarımızı başlattık. Kanuni her şeyi tamamladık. Seçime çalışıyoruz. Ama teşkilatlarımızı kurdurmamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Islak imzalı kurucular listemizi almıyor adamlar. “Bugün git yarın gel” deniyor. Listeyi alıp insanları tek tek arıyorlar. “Siz bu partiye kurucu olmuşsunuz. Size yardımcı oluyorduk. Oğlunuza şurada iş bulmuşuz. Bunlar sizin için sıkıntı olur. Ya da şu yardımı almışsınız” diyorlar. Anadolu’daki teşkilatlarımızda yaşandı bunlar. Merkez Parti’den korkuyorlar. Çünkü içindeki insanlar dini, hukuku bilir. Türkiye’yi tanır. Söyleyeceklerimizin etkisinden korkuyorlar.

 

 

Erzurum’un Horasan ilçesinde büyüdüm. Hasankaya’da lise son sınıfı okurken anneme ekmek pişirtirdim. Ekmek alacak para yoktu. Köyden ekmeği getirir uzun süre küfünü silerek yerdim. Ben bu memleketi tanırım. En sıkıntılıdan en yükseğine bilirim. Hukukçuyum, birçok şirketi iflastan alıp çıkarmışımdır. Bir parti iktidara geldikten sonra görev süresi 1453 gündür. Bizim her güne bir projemiz var. İlk proje köyden başlar. TOKİ şehirdeki işleri bırakıp köye gidecek. Tek katlı, insanca yaşanacak evler yapacak.

 

 

Kaynak: Sözcü / Hande Zeyrek