Yüzde yedilik düşüş çok gerçekçi

Yüzde yedilik düşüş çok gerçekçi
22 Aralık 2012 00:04

AKP Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay Konda’nın yaptığı araştırmayı , “AKP’nin oy oranı % 51 çıktı” olarak duyurmuştu geçtiğimiz hafta içinde.

 
Safile USUL H&H YORUM

Ancak Cengiz Çandar’dan (ki, sanırım o da artık AKP yorgunu) dün ilginç bir açıklama geldi.
 
Şu an imkanım olsa hemen Tarhan Bey’le konuşur, bir de ona sorardım Cengiz Çandar’ın yorumunu.
 
Fakat sanırım yorumu isabetli.
 
Şöyle ki…
 
Çandar, Konda yöneticileri ile konuşmuş ve kendisine şu anlatılmış…
 
“Önceki seçimde AK Parti’ye oy veren seçmenden yaklaşık yüzde 7’si şu anda AK Parti’ye oy vermeyi düşünmüyor.”
 
O halde yüzde 51 nerden çıktı?
 
Okuduğum haberde bu sorunun yanıtı çok anlaşılır değil ancak muhtemelen bu % 7 halen hangi partiye oy vereceğini bilmediği için, kararsızlar hesabının tüme yansıması AKP’yi yüksek gösteriyor.
 
Ama bu yüzde 7, seçimde AKP’ye hakikaten oy vermezse o zaman Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu durumu oluşur ve AKP % 7 oy kaybına uğramış olur ki…
 
Bu da Türkiye’nin tüm siyasal dengesini değiştirir.
 
Hatta böyle bir gün gelirse (geldiğinde) ben sevinçten yazamaz olurum, şimdiden haberiniz olsun.
 
Devam ediyorum.
 
Yaz aylarında, daha yazlıktayken yazdığım bir yazıda hatırlarsanız, o zaman yapılan (sanırım Hakan Bayrakçı’nın şirketi yapmıştı) bir anketin, AKP % 8 oy kaybetti şeklindeki sonucuna ilişkin olarak, “Bu çok makul bir sonuç çünkü Ege’de artık bayilerde bir önceki sene satılan “Habertürk” vs. gibi gazetelerin satışı azaldı, bunun yerine Sözcü gibi gazeteler yok satıyor, anket sonucu gözlemlerimle uyuşuyor” demiştim.
 
Şimdi yazarken korkuyorum ama hakikaten olabilir bu durum.
 
(yazmayayım, nazar değer, şeytan kulağına kurşun)
 
Ama yine de, son derece dikkatli bir biçimde diyorum ki, Çandar’ın aktardığı %7’lik bir düşüş çok makul görünüyor.
 
Hele bir de İstanbul… Alınırsa yani…
 
Sevinçten ne olurum bunu bilmiyorum.
 
Aman neyse, ben sakin olayım. Daha çok vakit var ve epey sular akar daha.
 
AĞIR İNSAN HAKLARI İHLALLERİNE DİKKAT ÇEKİLEMEZ Mİ?

 
Halkın Habercisi’nde okudum.
 
ODTÜ’lü bazı öğrencilerin evine sabah baskını yapılmış.
 
Terör örgütü suçları dışında, bir öğrencinin evine yürüyüş vb. nedenlerle baskın yapmak çok çok ağır bir hukuk devleti ihlalidir.
 
Mevcut Hükümet çok azgın 12 Eylül yöntemleri uyguluyor.
 
Pardon…
 
12 Eylül döneminde günde 30 kişi faili meçhul olarak öldürülürdü.
 
Oysa şu anda buna benzer bir durum yok, dolayısıyla devlet baskısı hukuk devleti sınırlarını aştığında çok daha gayri-meşru hale geliyor.
 
12 Eylül ile bugünkü Hükümetin en temel ortak yanı ise, şu…
 
Baskıcı siyasal rejimler öğrenci hareketliliğini ve öğrenciyi (ki, öğrenci çok genç bir insandır) düşmanca davranış ve baskılarla eriterek, toplumun siyasal hazinesini yok ederler, toplumu da psikolojik olarak deforme ederler.
 
AKP bu anlamda çok tipik bir baskı rejimi uyguluyor.
 
ODTÜ’lü öğrencilere müdahale biçimi demokrasi argümanı ile yıkmaya çalıştıkları Esad’ın yöntemlerini aratmıyor.
 
Veya, Çinlilerin öğrenci hareketlerine bakışından daha iyi bir bakışa sahip değiller.
 
Yine, dün Eskişehir’de kürtaj hakkı için yürüyen kadınlara açılan ceza davası da buna iyi bir örnek.
 
Bunlarım tamamından Türkiye ilerde AİHM’de mahkum olacak.
 
Fakat şu var.
 
Bu sürede örneğin CHP’nin bu tür olayları etkili basın toplantıları ile Reuters vs. gibi ajansların da yansıtacağı bir biçimde kamuoyuna aktaramaz mı?
 
Reuters’in, AFP’nin, DPA’nın haberleri AİHM’in de farkında olacağı haberler.
 
Bakın…
 
Öğrenci kaç yaşındadır?
 
17-18-19-20-21.
 
Bu yaşta birinin evine kampüs içinde protesto eylemi yaptı diye terörle mücadele ekibi girer mi?
 
Mesele bunu yansıtmak.
 
AİHM bu haberlerin farkında olursa, halen süren “interim measure”a, yani Türkiye’de iç hukuk süreci bitmemiş olsa bile acil haller nedeniyle uygulanan mekanizmaya daha da ağırlık verir ve Hükümet bunu hisseder.


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan