‘YSK Erdoğan’ın adaylığını kabul edecek, muhalefet kazanırsa ‘adaylığı Anayasa’ya aykırı’ diyecek’

‘YSK Erdoğan’ın adaylığını kabul edecek, muhalefet kazanırsa ‘adaylığı Anayasa’ya aykırı’ diyecek’
25 Ocak 2023 10:03

YSK’nın Erdoğan’ın 3. kez adaylığını ‘kabul’ edeceği, muhalefet kazanırsa ‘adaylığı Anayasa aykırı’ gerekçesiyle seçimi iptal edebileceği konuşuluyor.

 

 

Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine göre Türkiye 14 Mayıs’ta yakın tarihinin en kritik seçimine hazırlanırken, başta anayasa olmak üzere yasalardaki açık hükümlere rağmen yaşanan hukuki tartışmalar bu sürecin ve sonrasının sancılı geçeceğini gösteriyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptığı, “Hukuk farklı bir şey. Ama bunun yanında guguk, o da farklı bir şey” açıklaması da “süreç sancılı olacak” kanaatini güçlendiriyor. Bu değerlendirmeden sonra siyasi kulislerde ve deneyimli hukukçular arasında daha sık dile getirilen, “seçim guguka göre yapılacak” endişesini, geçmişte sandık güvencesinin bir numaralı teminatı sayılan Yüksek Seçim Kurulu’nun son yıllarda aldığı ve bu seçim öncesinde alacağına hemen hemen herkesin inandığı kararlar besliyor. Hukuki tartışmanın zirvesinde, 2014 ve 2018 yıllarında iki kez Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın üçüncü kez aday olup olmayacağı konusu yer alıyor.

 

 

ANAYASA NE DİYOR?

 

 

Anayasa’nın 101. Maddesi’nde “Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir” deniliyor. Bu açık hükme rağmen iktidardaki Cumhur İttifakı sözcüleri, “Erdoğan’ın 2017’deki sistem değişikliği referandumundan sonra bir kez seçildiği” gerekçesiyle adaylığının önünde engel olmadığını savunuyor. Muhalefet sözcüleri ve deneyimli hukukçular ise Anayasa’daki “bir kimse en fazla iki kez cumhurbaşkanı seçilebilir” hükmünün 2017’deki referandumda değiştirilmeyerek korunduğunu belirterek, Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağına dikkat çekiyor. Erdoğan’ın adaylığı için hukuki tek yolun Anayasa’nın 116’ncı Maddesi’nde işaret edilen, TBMM’nin 5’te 3 çoğunlukla (360 milletvekilinin oyuyla) erken seçim kararı alması olduğu vurgulanıyor. Muhalefet buna destek vermediği için iktidar partilerinin oyu bu kararı almaya yetmiyor. Bu durumda normal tarihi 18 Haziran olan seçim, 14 Mayıs’a ancak Cumhurbaşkanı kararıyla alınabiliyor. Bunun için de seçim kararının 14 Mayıs’tan 60 gün önce alınıp, Resmi Gazete’de yayınlanması gerekiyor. Cumhurbaşkanına bu yetki Anayasa’nın 116’ncı Maddesi’nde tanınıyor. Ancak cumhurbaşkanı bu yetkisini kullandığı takdirde “üçüncü kez” aday olamıyor.

 

 

KULİSLERDEKİ ENDİŞE

 

 

Seçim kararı alındıktan sonra tüm süreci yönetme görevini Yüksek Seçim Kurulu üstleniyor. YSK, seçim takvimini ilan edip, kimin aday olup olmayacağını karar veriyor. YSK kararları kesin olduğu için itiraz da edilmiyor. Erdoğan’ın adaylığının “hukuka aykırı da olsa” onaylayacağına muhalefet dahil hemen hemen herkes inanıyor. Hatta bugünlerde, seçimi muhalefet kazanırsa YSK’nın bu kez de “hukuka aykırılık iddiasını haklı bulup seçimi iptal edebileceği” bile konuşuluyor. Hemen hemen hiç kimse “Anayasa açıkça çiğnenmez, bu kadar hukuksuzluk olmaz” diyemiyor.

 

 

BUNLAR UNUTULMASIN!..

 

 

Bu görüşü ise YSK’nın yakın zamanda aldığı şu 3 önemli karar destekliyor. Bunlardan birincisini 17 Nisan 2017’deki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin oylandığı referandumda, sandıklar kapanmadan alınan “mühürsüz oylar geçerlidir” kararı oluşturuyor. Bu karar sonucu, yaklaşık 2.5 milyon mühürsüz oyun geçerli sayılarak referandumdan “sistem değişikliğinin kabul edilmesini” sağladığı genel kabul görüyor. İkinci sırada, 31 Mart 2019’daki yerel seçimden sonra YSK’nın 6 Mayıs günü İstanbul seçimine ilişkin aldığı ve “sandığa aynı zarf içinde atılan 4 oydan 3’ü geçerli, birini geçersiz saydığı” iptal kararı yer alıyor. Bu karar nedeniyle de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin 23 Haziran 2019’da yenilendiği ve Ekrem İmamoğlu’nun 13 binlik oy farkını 806 bine çıkararak ikinci kez seçildiği biliniyor. YSK’nın yine 2019’daki seçimde Güneydoğu’daki 6 ilçe ve 2 beldede belediye başkanlığını kazanan HDP’li adaylara mazbatalarını vermemesi tartışılan üçüncü karar olarak öne çıkıyor. YSK’nın bu isimlere önce “aday olabilir” izni vermesi, seçimi kazanmalarından sonra “hakkınızda KHK soruşturması var” gerekçesiyle mazbata vermemesi çelişkili bulunuyor. İşte bu yüzden YSK’nın önümüzdeki seçim sürecinde de bunlara benzer hukuki tartışma yaratacak, seçimin güvenirliliği üzerine gölge düşürecek kararlar alabileceğinden endişe ediliyor.

 

 

Bu direniş kazandırdı

 
İstanbul’da 2019’da yapılan yerel seçim, iktidar adayı kaybederse neler yaşanabileceğine ışık tuttu. İktidar sözcülerinin “Hiçbir şey olmadıysa bir şeylerler oldu” iddiası üzerine evler basıldı, seçmenler gözaltına alındı. Sandıktan çıkan oylar defalarca sayıldı, çalınmaması için günlerce çuvalların üzerinde sabahlandı. Buna rağmen YSK, aynı zarfla atılan 4 oydan birini iptal edip seçimi yeniletti.