Yılmaz Büyükerşen: İttifak olmasa da risk yok!

Yılmaz Büyükerşen: İttifak olmasa da risk yok!
21 Ağustos 2023 13:19

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.

 

 

Adaylığınızı ilk açıklayan belediye başkanı siz oldunuz. Neden adaysınız, bu kararı almanızda sizi ne etkiledi?
Doğrusunu isterseniz, ben 2019 seçimlerinde de aday olmamaya karar vermiştim. Ama Eskişehirli hemşehrilerimin ve partinin ısrarı ağır bastı ve seçmen yüzde 52,30 gibi yüksek bir oyla beni tekrar Büyükşehir Belediye Başkanlığına getirdi. “Bu son hizmet dönemim olsun diyerek”, 2024 seçimlerinde aday olmamaya karar vermiştim. Biliyorsunuz, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden, Millet İttifakı az bir farkla da olsa, mağlubiyetle ayrıldı. Haliyle bu durum hem seçmende, hem de Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel merkez ve yerel örgütlerinde bir hayal kırıklığı ve burkulma yarattı. Buna bağlı olarak da bir takım yeni tartışmalar, CHP’nin birlik ve bütünlüğünü zedeleyebileceğini düşündüğüm bir gündem oluştu.

 

 

‘KILIÇDAROĞLU SORUMLU İLAN EDİLDİ’
Seçim sonuçlarının sorumluluğunu hepimizin üstlenmesi gerekirken Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tek başına sorumlu ilan edildi. Benim hiç de tasvip etmediğim şekilde kendisine yüklenildi ve sanki Sayın Kılıçdaroğlu o gün istifa etse her şey yoluna girecekmiş gibi bir ortam oluşturuldu. Bu nedenle birilerinin açık ve kararlı bir şekilde duruşunu göstermesi gerekiyordu. Tüm bunların üzerine bir de önümüzdeki seçimlerde Eskişehir’in de kaybedilebileceği tartışmaları ortaya atılınca, güçlü bir reaksiyon göstermek istedim. En azından Eskişehir bazında partide birliği sağlayabileceğim inancını taşıyordum. “2024 yerel seçiminde de aday olacağım” şeklindeki açıklamayı yapmamın ana sebebi budur.

 

 

‘GELİŞMELERİ GÖRMEM GEREK’
Buna rağmen, kesin olarak, aday olup olmamak konusunda halen “tam kararlı olduğum söylenemez”. Çünkü yerel seçimlere daha 7 ay gibi uzunca bir zaman var. Bundan sonraki gelişmeleri ve parti tüzüğündeki değişmelerin neler olacağını görmek gerekiyor.

 

 

Yerel seçimlerde ittifak kurulamaması durumunda muhalefetin elindeki belediyeler için nasıl bir risk öngörüyorsunuz?
Elbette biz, ittifak konusunda genel merkezimiz ne karar alırsa ona uyacağız. Ancak, ittifak olmaması halinde de, ben herhangi bir risk olacağını düşünmüyorum. 1999’dan bu tarafa 5 dönem seçildim, üstelik oylarımı arttırarak seçildim. Bu dönem de aday olduğum takdirde seçilmemem için bir neden veya bir risk görmüyorum. Aynı şeyi, tüm belediyelerimiz için de söylemeliyim.

 

 

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Eskişehir’de dahi yerel seçimlerde kaybetme olasılığına dikkat çekti…
Bilirsiniz futbolda bir söz vardır; “hiç bir maç oynanmadan kazanılmaz” derler. Oynanmadan kazanılmaz da kaybedilmez de. Onun için girilmeden, sonuçları ortaya çıkmadan hiç bir seçimin garantisi yoktur. Ancak seçmenin inanç ve güveni vardır. Ki, o da bizde fazlasıyla var. Elbette her seçimde kaybetme riski her zaman vardır ve öyle de olacaktır. Ancak ben bu riskin Kazım Bey’in ifade ettiği gerekçelere dayalı olacağını düşünmüyorum, yani yalnızca genel başkanın değişmemesi nedeniyle bir risk oluşmaz. Eğer halk, bir belediye başkanının hizmet ve projelerini beğenirse, yapılanlardan memnunsa bunu yerel seçimlerde sandıkta gösterir. Biz bunu aralıksız 25 yıldır yaşıyoruz. Seçmen oy verir ya da vermez. Ben sağduyusu yüksek, yaşam kalitesine sahip çıkmayı seven, vizyon sahibi Eskişehir halkının özellikle yerel seçimlerde partizanca bir tutumla oy kullanacağını hiç düşünmüyorum.

 

 

Eskişehir’de CHP siyasetini sizin yönlendirdiğiniz konuşulur. Bu ne derece doğru?
Bu görüş genelde, yereldeki parti içi rekabette kaybedenler tarafından ortaya atılır. Herhangi bir il ya da ilçe kongresinde kaybeden taraf bu gerekçeyi ortaya atar. Oradaki amaç sanırım, kaybeden tarafın kendi başarısızlığını kamufle etmektir. Bana gelip görüşlerimi soranlara düşüncelerimi söylüyorum. O söylediklerime ne kadar uyup uymayacakları onlara kalmış bir şey. Yoksa ben kimseye parmağımı sallayarak, ne yapacağını söylüyor değilim.

 

 

İlçe belediye başkanlarının performanslarını nasıl buluyorsunuz, sizin başarılarınızdaki rolleri nedir?
İlçe belediye başkanlarımızın performanslarını başarılı buluyorum. Onların başarıları bizden ziyade, mensup oldukları Cumhuriyet Halk Partisi’nin başarısını etkiler. Çünkü partiyi temsil ediyorlar. Başarıları da başarısızlıkları da partinin algısını etkiliyor. Önümüzdeki yerel seçimlerde, mevcut altı belediyemizin yanına yenilerini de ekleyeceğimizi belirtmek isterim.

 

 

Sayın Kılıçdaroğlu ile yakınlığınız biliniyor. Genel seçimlerden sonra kendisine önerileriniz oldu mu?
Seçimlerden sonra kendisiyle hiç bire bir uzunca süren bir görüşmemiz olmadı. Yalnızca son dönemde Ankara’da yapılan belediye başkanları toplantısında bir araya geldik. Gündeme ilişkin düşüncelerimi il başkanları toplantısında açıkladım. Toplantı çıkışında gazetecilerin soruları üzerine de görüşlerimi aktardım. Ben çağrılmadıkça Genel Merkez’e sık sık gidip gelenlerden değilim.

 

 

En deneyimli belediye başkanısınız. CHP’nin tartışmaların odağı haline geldiği şu süreçte yerel seçimler için ne gibi atımlar atılmalı?
Cumhuriyet Halk Partisi’nin tartışmaların odağı haline getirilmesini şaşkınlıkla izliyorum. Ülkenin bu kadar çok sorunu varken, hayat pahalılığı almış başını gitmişken, emekli nasıl geçineceğini kara kara düşünürken, döviz bu kadar yükselip, gelir adaletsizliği bu kadar artmışken, ülkenin en büyük sorunuymuş gibi hiç durmadan CHP’nin tartışılmasını anlamlı bulmuyorum. Bu şu demek değil, parti içinde de hiç bir şey konuşulmasın, tartışılmasın. Elbette parti içinde tartışmalar, yarışlar olur, olmalıdır da. Ancak bunun, ülkenin birinci gündemi olmasını ilginç buluyorum.

 

 

‘TOPYEKUN SEÇİME ODAKLANMALIYIZ’
CHP’nin ne gibi atılımlar yapması gerektiğine gelirsek; Kurultay ve tüzük değişikliği yerel seçimlerden önce yapılmalıdır. Çünkü partimizin birlik ve beraberlik içinde, parti içi tartışmalara son vererek, topyekun yerel seçimlere odaklanmamız gerekiyor. Hatta iktidar olursak yerel yönetimler sisteminde yapılması gereken kanun değişikliğinin neler olacağını kamuya açıklamamızı şart görüyorum. Bugünkü hali ile yerel yönetimler sisteminin demokrasi ile ilgisi olmadığını herkesin bilmesi gerekir.

 

 

‘Hem içeriden hem dışarıdan CHP’yi bölmek isteyenler var’ ifadeleriniz oldu. Bu iddialarınızı destekleyen somut göstergeler neler ve CHP bu tehditlere karşı ne yapmalı?
Ülke içinden partiyi bölmek isteyenler genelde “yandaş” olarak adlandırılan gruplardır. Çünkü, yukarıda da ifade ettiğim gibi, ülkenin sayısız sıkıntıları varken, özellikle televizyon kanallarında açık oturumlarda konu sürekli Cumhuriyet Halk Partisi. Genel başkan değişir mi değişmez mi, değişmeli mi, değişmemeli mi? Konuşulan tek konu bu. Bunun yanında, elbette iç siyasi rekabette CHP’nin zayıflamasını isteyenler de yok değil. Her siyasi parti, rakibinin zayıf düşmesini ister.

Ülke dışından partiyi bölmek isteyenler de, genelde dünyanın bütününe hükmetmek isteyen ülkelerde çeşitli gruplar vardır. Düşünce Kulübü olarak adlandırılan bu gruplar, ülkeler için uzun vadeli planlar yaparlar. Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin çok fazla güçlenmesini, zenginleşmesini istemezler. Atatürk Cumhuriyetini, laikliği, demokrasiyi ve parlamenter rejimi ile ilkelerini en çok savunan parti de, O’nun kurduğu Cumhuriyet Halk Partisidir. Yurt dışından gelen bu tehditler her zaman vardı, bugün de var. Ben de buna inanıyorum.

 

 

‘CHP DİMDİK AYAKTA’
CHP’nin bunlara karşı, tekrar ediyorum ama, birlik ve beraberlik içinde olması lazım. CHP 100 yıllık bir parti ve benzer sayısız olayları yaşadı ama hala dimdik ayakta.