Yeniden doğsaydı haylaz olurdu

Yeniden doğsaydı haylaz olurdu
12 Aralık 2012 19:21

Bülent Arınç mesir macunu vb. gibi konularla epeyce bir gündeme geldi.


Safile USUL H&H YORUM

CHP’li Aylin Nazlıaka ile de kadın ve cinselliği üzerine çok fazla tartışmaya girdi.

Aylin Nazlıaka’nın sözlerinde Bülent Arınç’a yönelik birşey yoktu.

O sadece Başbakan’ın kadınların kürtaj hakkını engellemeyi meşru sayan sözlerine karşı bir söz söylemişti, ki, bu sözü söylerken kullandığı kelimelerin ne kadar isbaetli olduğu o sözlerin başka ülkelerde de yankı bulmasından belliydi.

Nazlıaka’nın bu sözleri birçok Avrupa basınında alıntılandı.

Fakat Bülent Arınç kendi üstüne alınmış bu konuyu da, yani çok ama çok utanmış.

Nerdeyse şeyimi şey ettiğimin şeyi diyecek hale gelmiş, o kadar utanmış yani.

Son olarak da dün Nazlıaka’ya Meclis Genel Kurulu’nda, “Konuşurken bana bakmayın, zarif bir hanımefendinin bana bakması beni utandırabilir.” dedi.

Nazlıaka’nın konuşmasında anlattığı konunun icabı olarak kendisine bakmasına da üstüne alınmış, belli ki.

Galiba Bülent Arınç çok basık, yani baskılı bir ergenlik çağı geçirmiş ve okulda hiçbir kızın saçını çekememiş.

Şöyle bir iki kız öğrenci arkadaşının derste arkadan saçını çekseydi, Aylin Hanım ona bakınca böylesine üstüne alınmaz ve mahçup delikanlı gibi utanmazdı.

Nazlıaka’yı da bakışıyla mahçup olunacak bir kadın olarak değil, konuşma yapan bir milletvekili olarak görürdü.

Bülent Arınç yeniden doğmalıydı ve bu sefer modern bir okulda sınıfın kızların saçını çeken haylazı olmalıydı.

Hatta şöyle diyelim, Arınç eğer yeniden doğsaydı ve seçme imkanı olsaydı modern bir okulda, sınıfın kızların saçını çeken haylazı olmak isterdi.

En yakın arkadaşları da kızlar olurdu belki de. Ayşe, Fatma, Belgin, Süleyha mesela…

O zaman çok daha içi sakin ve durgun olur, koskoca, yaşlı başlı bir adam olan TRT Genel Müdürü’ne, “Senin mesir macununa ihtiyacın var” gibi dandik laflar etmezdi resmi bir toplantıda.

Yani, mesir macunu lafı onun için bu kadar gizemli de olmazdı.

İlahi Arınç, ne kadar da mahsun kalmış.


ÖZAL KONUSUNDA BEKLENENİ YAPTILAR

Adli Tıp zehirlendiği kanaatine varmadı Turgut Özal’ın.

Haberin açıklandığı salı gecesi Hükümet’e yakın tv’ler altyazılarında bunu geçmediler bile.

Diğer bazı kanallar, “Özal zehirlenmedi.” diye geçerken haberi, onlar sadece, “Adli Tıp raporu yarın savcılığa yollayacak.” altyazısı geçmekle yetindiler.

O kadar bozuldular ki, “Özal’ın zehirlendiği ispatlandı” şeklinde bir altyazı geçemedikleri için.

Ardından çarşamba sabahı Bekir Bozdağ belirdi ve, “Şüpheler ortadan kalkmadı.” dedi.

Bunu bekliyorduk zaten.

2 Kasım’daki yazıda şöyle demiştim:

“Bu işten ne çıkar?

En fazla arkada şaibe bırakmayı hedefleyen muğlak bazı ifadeler.

Yani, Özal’ın zehirlendiği yönünde bir bulgu olmaz ama öyle şeyler yazarlar ki rapora, şüphe kalır.

Ki, arada bir Ergenekon zehirlemeleri hikayesi anlatılabilsin.”


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar