Yeni anayasa referandumu için ‘kahrolsun şeriat’ sloganı attırıyorlar

Yeni anayasa referandumu için ‘kahrolsun şeriat’ sloganı attırıyorlar
27 Nisan 2016 15:08

Önceki gün bir konferansta konuşan TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın ‘’Yeni anayasada laiklik olmamalıdır ve dindar olmalıdır…’’ ifadeleri tam anlamı ile bir tuzaktan ibarettir ve içinde RTE’nin başkanlığı ile diktatörlüğünü garantiye alacak ‘’Yeni anayasa’’ referandumu için yapılan sinsi hazırlıktır.

 

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

 

Öncelikle belirtmemiz gerekir ki, İsmail Kahraman velinimeti, efendisi RTE’den izinsiz asla bu gibi beyanlarda bulunmaz, tehlikeli sularda dolaşmaz.

 

 

İsmail Kahraman yakın zamana kadar AKP karşıtı ve Erbakan çizgisinden giden bir Saadet Parti mensubuydu.

 

 

Üstelik Refah-Yol hükümeti döneminde Kültür Bakanlığı yaptığı bellektedir.

 

 

 

Ama Saadet Partisi’nin artık dincilik misyonunun tükendiğini anlayınca AKP’ye yanaşmak için kurnazca bir yola başvurarak, sembolik olarak RTE’nin adının ve resminin bulunduğu altın bir sikke-İslami para-hazırlayıp kendisine hediye ediyor.

 

 

Ve RTE’nin egosunu okşamasıyla önce milletvekilliğini, ardından da TBMM Başkanlığını elde ediyor.

 

 

Bu nedenle İsmail Kahraman RTE’nin emrinden nokta kadar dışarı çıkmaz ve onun kurşun askeridir.

 

 

 

RTE ve onun AKP’si bugüne kadar hep İslam’ı kullanarak iktidar olmuş ama İslam’a aykırı ne kadar iş varsa icraat olarak hep onları yapmışlardır.

 

 

Bugüne kadar İslam adına her şeyi kullandılar ve ellerinde kullanacakları bir malzeme kalmadı.

 

 

Dolayısıyla sinekten yağ çıkarırcasına seçimlerde kullanacakları yeni din malzemeleri uygulamaya koyuyorlar.

 

 

RTE’in önümüzdeki Kasım ayında İsmail Kahraman ve Davutoğlu’na yeni anayasa referandumunun yapılması için çalışmaların bu tarihe göre yapılması talimatını verdiğini çok iyi biliyoruz.

 

 

Şunu da biliyoruz ki, Türk milletinin yüzde 65’i başkanlık sistemine karşı.

 

 

RTE sıkışmış durumda ve aleyhine olan bu yüksek orandan çok korkuyor.

 

 

Çünkü bugüne kadar işlediği cürümlerden kurtulmak için illa da geniş yetkilere sahip başkan olması ve parlamenter sistemi devre dışı bırakması gerekiyor.

 

 

Bu nedenle yeni anayasa referandumunda sonucu lehine çevirmesi gerekiyor.

 

 

Bu koşullarda bunun sağlanması için İslam’ı kullanmaktan ve onun alt bir tanımı olan Şeriat’a küfrettirmekten başka bir çıkar yol olmadığını da çok iyi biliyor RTE.

 

 

Bunun için dindar kitlelerde şiddetli tepki doğurma adına en etkili slogan ‘’Kahrolsun Şeriat’’ naraları attırmaktan geçtiğini de biliyor RTE ve güruhu.

 

 

İsmail Kahraman’ın ‘’Yeni anayasada laiklik olmamalıdır ve dindar olmalıdır…’’ ifadelerinden bir gün sonra TBMM’nin önünde bir kısım grupların ‘’Kahrolsun Şeriat’’ sloganları atmaları RTE ve istihbarat ekiplerince hazırlanan mayınlı tuzağın parçasıdır ve maalesef dindar kitlelerde nefret duyguları uyandırılmış, başkanlık sistemli yeni anayasa referandumundaki yukarıda bahsettiğim yüzde 65’lik orantı epeyce daha aşağı düştüğünden hemen hemen eminim.

 

 

Bakın neden?

 

 

Türkiye’de aydın gruplar bunun ayırdında değil ama kendini Müslümanlık kimliği ile tarif eden kitleler ‘’İslam’’ sözcüğü ile ‘’Şeriat’’ sözcüğü arasında bir ayırım gözetmezler ve aynı anlam ile algılarlar.

 

 

Daha açık bir ifade ile bu dindar kitlelerin belleğinde ‘’Kahrolsun Şeriat’’ tam anlamı ile ‘’Kahrolsun İslam’’ algısı yaratır.

 

 

Bakın halk katmanları arasında ‘’Şeriat’ta ar olmaz’’ ve ‘’Şeriat’ın kestiği parmak acımaz’’ atasözleri hep İslam’a yapılan atıftandır.

 

 

Ama bizdeki yarı aydınlar halkın paradigmalarını ve ne düşündüğünü anlamaz.

 

 

Sonra da takiyyeci kurnaz din tüccarlarının yemi olurlar.

 

 

Aydın kitleler bu tür oyunlara asla gelmemelidir ve İslam kavramı ile uzaktan yakından ilgili hiçbir kavrama küfretmemelidir.

 

 

Böyle bir durum sadece RTE’nin topyekun olarak Türkiye’yi teslim almasına ve diktatörlüğünü ilan etmesine neden olur.

 

 

RTE’nin güdümündeki istihbarat birimlerinin hazırladıkları mayınlı tuzaklara yurtsever ulusalcı ve milliyetçi hiçbir aydın alet olmamalıdır.

 

 

Şunu unutmayalım di RTE kaçak sarayda özel bir istihbarat ekibi kurmuştur ve sınırsız yetkiye sahip kendi başkanlığını ilan edecek yeni anayasa referandumunu lehine çevirmek için bu tür din tuzaklı oyunlara sık sık başvuracaktır.

 

 

Bundan sakın kimse kuşku duymasın.

 

 

Dine hakaret ettirerek bir seçim veya bir referandum kazanma yöntemi en kolayı ve en ucuzudur.

 

 

Bu durum Türkiye’de ballı kaymak yemek gibidir.

 

 

Yakın tarihimizden bir örnek vereyim.

 

 

1993’te vahşice katledilen Uğur Mumcu’nun cenazesinde ‘’Kahrolsun Şeriat’’ sloganları atılmış ve 24 Aralık 1995’te yapılan genel seçimlerde din kullanıcısı Refah Partisi 170 küsür milletvekili çıkarıp birinci parti konumuna yükselerek ortak Doğru Yol Partisi ile ortak hükümet kurmuş ve Türkiye’yi adına 28 Şubat denilen kaosa sürüklemiştir.

 

 

Bunun tek nedeni Şeriat üzerinden İslam’a küfretme algısının dindar kitlelerde oluşturduğu nefret tepkisidir.

 

 

Tüm yurtseverler çok dikkatli olmalıdır, kitlelere RTE’nin neden içinde başkanlık sisteminin olduğu yeni anayasa istediği anlatılmalıdır.

 

 

 

Çıkış noktası RTE’nin oluşturduğu gündemle değil, gerçekler üzerinden yapılmalıdır.

 

 

Aksi taktirde yeni anayasayı RTE bal gibi referandum sonucunda çıkarır ve kendisine verilecek sınırsız başkanlık yetkisi ile Türk milletini kasar kavurur.

 

 

Vatan satıcılığı, devlet millet soygunculuğu, Devlet’i PKK ile anlaşma masasına oturtup Güneydoğu’yu teröristlere bile bile işgal ettirip her gün vatan evlatlarını düzinelerce şehit ettirme alçaklığı, Türk ordusunun komutanlarını kodeslere tıktırıp TSK’yı çökertme, Türk ordusunu kışlaya, Türk polisini karakollara hapsedip teröristlerin serbestçe at oynatmasına gönülden izin verme, dinci teröristlere yapılan silah yardımları ile Suriye’de 400 bin masumun ölümüne ve 5 milyonun da ülkemize sığınmacı olarak girip ekonomimizi, milli güvenliğimizi çökertmesine sebep olunmasını, gemicikler-gemiler, haram paralar, haram mülkler, 17/25 Aralık hikayeleri, deniz feneri eşkıyalığı, dürüst savcı, hakim ve polis sürgünleri varken dini kavramlarla sakın bu din tüccarları ile kimse uğraşmasın.

 

 

Aksi taktirde hep onlar kazanacaktır.

 

 

Her yurtsever yukarıda saydığım pislik ve benzerleri ile onların üstüne gitsin.

 

 

Din tüccarlarını tuşa getirecek malzeme bol.

 

 

Bunları durmadan tekrar edelim.

 

 

Unutulmasın ki, propagandanın yakıtı tekrarlardır.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!