‘Vakıf üniversitelerinde yaşanan sorunların araştırılması teklifi reddedildi’

‘Vakıf üniversitelerinde yaşanan sorunların araştırılması teklifi reddedildi’
21 Nisan 2022 17:39

CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, grup önerisi üzerine yaptığı konuşmasında “Vakıf üniversitelerin yönetim ve idari yapılarının oluşumu, ilginç sermaye yapılarının ve siyasi ilişkilerinin ortaya çıkarılması, en önemlisi de eğitimdeki nitelikleri ve akademisyenlerin çalışma koşulları ve özlük haklarıyla ilgili detaylı bir araştırma yapmalıyız” dedi.

 

 

“ÜNİVERSİTELERDE NİTELİK KAYBI YAŞANIYOR”

 

 

Devlet ve vakıf olmak üzere üniversitelerde sorunlar yaşandığını ifade eden Özdemir, “Üniversitelerimizin giderek bir nitelik kaybı, tartışmalı rektör atamaları, kadrolaşmaları, kişiye özel liyakatsiz atamalar, hukuk dışı atama süreçleri, eğitim nitelikleri noktasında ciddi geriye gidişler bu sorunların başında geliyor” diye konuştu. Özdemir, “Bu araştırma önergesiyle sayıları son zamanlarda çık hızlı artan, 207 devlet üniversitemizin yanında 74 vakıf üniversitesi ve buna ilaveten 4 vakıf meslek yüksekokulu ile önemli bir sayıya ulaşan vakıf üniversitelerinin sorunlarının araştırılmasına dikkat çekmek istiyorum. Son dönemde özellikle gerek Eğitim Komisyonunda gerek Plan ve Bütçe Komisyonunda bir torba ile, bazen de Genel Kurulda bir önergeyle, madde ihdasıyla vakıf üniversitelerinin kuruluşuna şahitlik ettik” dedi.

 

“AZ SAYIDAKİ VAKIF ÜNİVERSİTESİ KURUMSALLAŞMASINI TAMAMLAYABİLDİ”

 

 

“Komisyonlarda sıklıkla gündeme getirdiğim üzere Meclis olarak asıl odaklanmamız gereken bu üniversitelerin sayılarını artırmaktan ziyade eğitim nitelikleridir” diyen Özdemir, “Yönetim yapıları, eğitim alt yapıları, istihdam politikaları, çalışma koşulları, bilim üretme kapasiteleri ve asıl varlık sebepleri olan kâr amacı gütmeden nitelikli eğitim verme sorunlarını tartışmamız gerektiğini sürekli olarak gündeme getirdim. Bir genelleme yapmaktan elbette kaçınmak istiyorum. Az sayıdaki vakıf üniversitesi gerçek anlamda kurumsallaşmasını tamamlayabilmiştir. Nitelikli bir eğitim sunan akademisyenlerin çalışma koşulları, bilim üretme ve araştırma yapma kapasiteleri yüksek, dünya sıralamalarında yer alan ve gerçekten vakıf üniversitesi olma özelliğini taşıyan üniversitelerimiz mevcuttur” ifadelerine yer verdi.

 

 

“ŞİRKET GÖRÜNÜMÜNDE OLAN ÜNİVERSİTELER VAR”

 

 

Özdemir, “Benim de buradaki asıl amacım bu üniversitelerin dışındaki sorunlu üniversiteleri gündeme getirmektir. Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğine göre ‘vakıf üniversiteleri kesinlikle kazanç amacı güdemez’ ilkesinden uzaklaşan ve bir nevi vergisiz ticaret yürüten şirket görünümünde olan üniversitelerin olduğu dikkat çekmektedir. Bu sorunlar YÖK’ün yayımladığı raporlara da yansımaktadır. Ancak YÖK, denetim süreçlerini yerinde ve zamanında yapmamıştır. Yapılan denetim ve inceleme sonucunda ise şeffaf bir şekilde sorunları çözmeye dönük bir adım da atmamıştır. Bugün kamuoyuna da yansıyan Nişantaşı Üniversitesi örneğinde olduğu gibi, bir gecede tıp ve diş hekimliği fakülteleri açabilmiştir. Bu üniversitenin sermaye lobileri ve siyasi ilişkileri maalesef YÖK’ün denetim ve kararlarında etkin olabiliyor” dedi.

 

 

Sibel Özdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

 

“YÖK raporlarında bazı vakıf üniversitelerinde ciddi düzeyde reklam ve tanıtım harcamaları yapıldığı, eğitim öğretime elverişli olmayan kampüs alanı da diyemeyeceğiz ortamlarda eğitim faaliyeti yapıldığı, akademik yayın sayısı, Ar-Ge bütçelerinin çok düşük olduğu ve akademisyenlerin çalışma koşulları ve eğitim niteliği noktasında sorunlar yaşandığı kaydedilmektedir. Raporlara yansıyan bir diğer önemli sorun da akademisyenlerin özlük haklarıyla ilgili yaşanan sorunlardır. Meclis olarak Yükseköğretim Kanununa oybirliğiyle eklemiş olduğumuz, “Vakıf üniversitesi öğretim elemanlarına devlet üniversitelerinde ödenen ücretten daha az ücret verilemez” şeklindeki düzenlemeye bazı vakıf üniversiteleri uymamış ve suiistimal etmişlerdir. Son dönemde kamuoyuna yansıyan Nişantaşı, Bilgi, Maltepe Toros ve Okan Üniversiteleri bu kurumların başında gelmektedir. Bu üniversitelerden özellikle Nişantaşı Üniversitesi araştırma görevlileri yasal hakları olan ücretlerin ödenmesi için üniversite yönetimlerinden talepte bulundular. Ancak üniversite yönetimi 40’a yakın akademisyenin görevlerine son verdi. YÖK, uzun bir bekleyişten sonra bazı vakıf üniversiteleri hakkında inceleme başlattı. Elbette öncelikli olarak YÖK’ün bu süreçte etkin ve şeffaf bir inceleme yapmasını ve haksız yere görevlerine son verilen akademisyenlerin bir an önce üniversitelerine dönmelerini sağlanmasını istiyoruz.”

 

 

“AKADEMİSYENLERİN ÖZLÜK HAKLARI VE ÇALIŞMA KOŞULLARI ARAŞTIRILMALI”

 

 

“Bu araştırma önergesiyle amacım yükseköğretim sistemimiz içinde önemli bir yere ulaşan Vakıf Yükseköğretim kurumlarıyla ilgili çok ciddi bir çalışmanın yapılmasıdır. Bu üniversitelerin bilim üretme, donanımlı bilim insanı yetiştirme, ülkemizin kalkınması, istihdamına katkı sunması, nitelikli insan kaynağı yetiştirmesi ve gerçekten vakıf olma özelliği taşıyan özelliklere sahip olmalarıdır. Bu özelliklerden ciddi olarak uzaklaşan vakıf üniversitelerin yönetim ve idari yapılarının oluşumu, ilginç sermaye yapıları ve siyasi ilişkilerinin ortaya çıkarılması, en önemlisi nitelikli eğitim ve akademisyenlerin çalışma koşulları ve özlük haklarıyla ilgili detaylı bir araştırma yapmalıyız. Ve bu sürece vakıf üniversitelerini de katarak ihtiyacımız olan yasal düzenlemenin yapılmasını bir akademisyen olarak öneriyorum.”