Türk’lüğün Anadolu’dan tasfiyesi

Türk’lüğün Anadolu’dan tasfiyesi
30 Kasım 2013 11:40

Alemdar Gazetesi’ne Göre Mütareke Döneminde İttihatçılık

 

Mustafa MERSİNOĞLU H&H YORUM

 

 

mustafa1111111111111111111

Fotoğraf: MUSTAFA MERSİNOĞLU VE ALPER ERSAYDI,  IMPERIAL WAR MUSEUM  LONDRA

19 Eylül 1981 doğumlu tarihçi Alper Ersaydı’nın büyük bir emekle araştırıp yazdığı ‘TÜRK’LÜĞÜN ANADOLU’DAN TASFİYESİ: Alemdar Gazetesine Göre Mütareke Döneminde İttihatçılık’ adlı kitabı tarihimizin acı bir dönemine ışık tuttuğu gibi günümüzü de daha iyi anlamamıza yarıyor. Önsözünde tarih bilimine yönelmesine etkili olduğunu yazdığı hocası Prof. Dr. Stanford J. SHAW’ın 15 Aralık 2006 yılında ölmesi üzerine bu cesur bilim adamına gösterdiği vefa yazısı da basın tarihimize bir belge olarak kalacaktır.

 

Ermeniler tarafından evi bombalanmasına rağmen yılmadan usanmadan, korkmadan bir emperyalist yalanı olan ‘Ermeni Genositi’ propagandasına karşı gerçek tarihle çıkan bu kıymetli insanın basınımız ve çeşitli kurumlarca değerinin bilinmemesini neredeyse ölümünün haber bile yapılmamasını eleştirip, basınımızın az da olsa duyarlı kesimlerini uyandırması kayda değer bir davranıştır. Keşke her hocanın böyle öğrencileri olsa. Şimdi biz hocası gibi titiz bir çalışma ile Osmanlıca birinci derece kaynaklardan hazırladığı kitabına dönelim. Adında da verildiği gibi en baş kaynağı Alemdar Gazetesi’dir, ayrıca Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Osmanlı Arşivi Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Ayan Zabıt Cerideleri ile Mütareke Dönemi’nde önemli kişilerin yazdıklarıdır.

 

Kitap giriş ve dört bölümden oluşuyor ve 251 sayfa, Şubat 2011 de AKY Basım Yayın tarafından basılmış.

 

Girişte mükemmel bir İttihat ve Terakki Cemiyeti tarihi ve diğer Jöntürkler anlatılıyor. Bu dönem Mondros Mütarekesi ile kapanıyor ve kitabın özü olan devrin basınına kısaca bakılıyor ve Alemdar gazetesi ve yazarları tanıtılıyor. Bunu Mütareke Dönemi yayıncılığı ve yazarlarının tanıtımı takip ediyor. Birinci bölüm: İttihatçıların dünya savaşı sorumluluğunu inceliyor ve Yakup Cemil Olayına eğiliyor.

 

İkinci bölüm: Mütareke dönemi hükümetlerini ve İttihatçıların ve dalga dalga tutuklamalarını inceliyor.

 

Üçüncü bölüm: Ermeni techir ve taktil iddalarına bakıyor. Bu bölümde çeşitli ihbarlar ele alınıyor ve en sonunda da Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in hazin idamı ve bu milli şehite yapılan muhteşem cenaza töreni ele alınıyor.

 

mustafa2222222222222222222

 

Bu kitabı önemli kılan tarihimizle ilgili bir çok kimsenin bildiği yukarıda saydığımız olaylara başta Alemdar gazetesi yazıları olmak üzere o dönemin kaynaklarından bakılması ve ilk defa bu dönemde yazılmış yazıların detaylı bir şekilde incelenmesi. Bu yazılardan alınan alıntılar ibretle okunması gerekir.

 

Başta Alemdar gazetesi başyazarı Refi’ Cevat’in İngiliz işgalcileri Osmanlı’yı İttihatçılardan kurtarmaya gelmiş bir misafir sayması ve tüm vatanseverlere kin kusması ve bunların sorgusuz sualsiz asılmasını hatta bunu az görüp kafalarının ezilmelerini istemesi. Bu yazarların iş birlikçi tutumlarını bir çoğumuz kitaplarda okumuşuzdur ancak yazdıkları bire bir okuyanımız çok azdır.

 

“[İdam] sehpaları bu adamlara layık değildir. Koparıl- ması lazım gelen bu kafalar, kütükler üzerinde kesilip ‘seng-i ibrette’ kalmalı!” s.174.

 

Bunları okumadan ne bugünleri anlarız ne de o tarih anlaşılır. Yazdıklarını okuyunca insanın tüyleri diken diken oluyor ve tarih anlaşıLdığı kadar da hissedilip deri kemiğe bürünüyor. Yüzyıl sonra Ergenekon ve Balyoz gibi davalar hakkında Taraf ve Akit gibi gazetelerde yazanlar, kin kusanların ülkemizde uzun bir tarihi olduğunu, Murat Belge gibi “Hukuk önemsiz” denilemez, haksızlıklar düzeltilmeli; ama davanın Türkiye tarihindeki ağırlığı düşünüldüğünde hukuk ister istemez eziliyor.” demesi aynı yoldan yürüdüklerini ve amaçlarının Türkler’in Anadolu’dan Tasfiyesi oldukları daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Günümüzde kin, nefret ve hainlik de aynı yazıları da.

 

12 Eylül darbesinden bir yıl sonra doğan; Alper Ersaydı Mustafa Kemal Paşa’nın İttihat ve Terakki cemiyeti hakkındaki şu görüşlerini ‘Çok kusurları ve yanlışları olabilir. Ama vatanseverliği münakaşaların üstündedir’ dediğini ve bunu kabul ettiğini söyler ve kitabını ‘Osmanlı ülkesinin İtilaf Devletleri’nin kendi aralarında yaptıkları gizli anlaşmalar gereğince paylaşılma tasarısı, ancak Mustafa Kemal Paşa önderliğinde ki Milli Mücadele hareketi ile önlenebilmiştir’ diye bitirir.

 

Bu kitap bize bir dönemin tarihi hakkında fikir sahibi olmak için bilgi sunduğu kadar 12 Eylül sahte Atatürkçülerinin gençliği bütün çabalarına ve baskılarına rağmen tarihin gerçeklerini araştırmaktan alı koyamadıklarının da göstergesidir. Bu genç tarihçimizin kitabı Şu Çılgın Türkler gibi tarihimizi içimizde duymak için her vatansever tarafından okunmalıdır. Çünkü kendini Türk ulusundan sayanlar Anadolu’dan tasfiye edilmeye çalışılıyor.

 

 

Mustafa Mersinoğlu 29 Kasım 2013 Brighton U.K

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İngiltere’deki yeni korona variyantının yayılmasına neoliberalizm dogmasının etkisi oldu mu?
Başımız sağ olsun! Halkın Habercisi’nin vicdanlı, vatansever yazarını kaybettik
Yabancı basında Karadeniz gazı