AKP iktidarı ile birlikte devletin ve milletin malının yenilebileceği tüm sektörlerde ‘’Devlet malı deniz, yemeyen domuz!’’ atasözü bütün dehşeti ve korkunçluğu ile uygulamaya konulmuştur ve her gün yeni bir ivme kazanarak devam etmektedir.

 

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

 

Dile kolay devlet-millet soygununun üzerinden 17 yıl geçti.

 

 

 

Tıpkı bir silindirin ezip geçmesi gibi!

 

 

Şunu hiç yüksünmeden söyleyebiliriz ki böyle sistematik bir devlet-millet soygununun dünya tarihinde bile bir eşi benzeri bulunmamaktadır.

 

 

 

Böyle fütursuzca yapılmakta olan devlet-millet soygununun çok önemli bir altyapısı vardır.

 

 

 

Bunu da devleti yönetenler İslam inancına dayandırmaktadırlar.

 

 

 

Birkaç yıl önce bu köşeden yine çok detaylı bir makale ile bu konuyu ele almıştım ama kısa bir anımsatma yaparak AKP iktidarının devasa boyuttaki devlet-millet soygununun nedenini ortaya koyalım.

 

 

 

İslam hukukuna eklenmiş olan bir konu vardır.

 

 

O da ‘’Dar-ul Harp’’ ve ‘’Dar-ul İslam’’ kavramları.

 

 

İslam hukukunun bu maddesine göre ‘’Dar-ul Harp’’ İslam dışı kanunlarla yönetilen ülkelere, ‘’Dar-ul İslam’’ ise İslam kanunlarına göre yönetilen ülkelere denir.

 

 

 

Ve İslam hukuku (fıkıh) kitaplarında bu konu o kadar ince işlenmiştir ki, eğer bir ülkenin halkının çoğunluğu bile Müslüman olsa İslam dışı laik demokratik kanunlarla yönetiliyorsa orası ‘’Dar-ul Harp’ ülkesidir.

 

 

 

Yine İslam hukukuna göre bir ülkenin çoğunluğu bile gayrimüslim olsa İslam kanunları ile yönetiliyorsa orası ‘’Dar-ul İslam’’ ülkesidir.

 

 

 

Şimdi gelelim işin bamteline!

 

 

 

Yine bu İslam hukukuna göre ‘Dar-ul Harp’’ olan yani İslam dışı laik demokratik kanunlarla yönetilen ülkelerde Müslümanların güçlenmesi için devletin ve milletin malını hunharca soymak, bu hususta şeytanın bile aklına gelmeyen her türlü hokkabazlıkları hazırlamak hem helal, hem de ‘’cihat’’ derecesinde sevaptır.

 

 

 

Şimdi anladınız mı 17 yıl içinde Müslümanların pardon süslümanların semirdiklerini.

 

 

 

Herifler devlet-millet soygunu değil, cennete girmek için cihat ediyorlar!

 

 

 

Bu soygunları yaparken zerre kadar tiksinti duymuyorlar.

 

 

 

Çünkü yukarıda kısaca izah ettiğim gibi soygun emri göklerden geliyor!

 

 

 

Başta ABD olmak üzere Batı dünyası yolsuzlukların miktarını ve soyguncuların paraları nerelerde sakladıklarını biliyor ve CIA Başkan Donald Trump’un önüne koyduğu günlük bilgiler var.

 

 

 

Soyguncular her olasılığa karşın bir gün ülkeyi terk etme durumunda kalırlarsa dolar olarak biriktirdikleri iğrenç servetlerini elbette yurt dışındaki bankalarda saklamakla birlikte, gayrimenkul aldıkları da artık sır değil.

 

 

 

Burada asıl önemli olan bir gün ABD’nin bu soyguncuları deşifre etmesidir.

 

 

 

Türk ulusuna bu o kadar önemli bir ders olacak ki, İslam adına destekledikleri AKP’nin ve ilgililerinin maske altındaki öbür yüzlerini göreceklerdir.

 

 

 

Bunca ekonomik krize, Suriyelilerin ülkemizi majesteleri sayesinde işgaline, hunharca soyguna rağmen AKP’nin oyunun halen yüzde 28’lerde seyretmesi cehalet ve ahmaklık açısından gerçekten büyük felakettir.

 

 

 

Bu nedenle ABD’nin hırsızların mal varlıklarını açıklaması Türk ulusu için ancak bir Tanrı yardımı olarak açıklanabilir.

 

 

 

Majestelerinin Trump’un ayakkabılarını sık sık yalamaya gitmesinin nedeni bu olabilir mi?

 

 

 

Şimdi gelelim konunun özüne!

 

 

 

AKP İktidarı ile birlikte tepeden tırnağa kadar devlet-millet soygunu başladı.

 

 

 

Zaten soygunculuğun doğasında vardır zincir halinde devleti milleti söğüşlemek.

 

 

 

Çünkü zincirin halkalarının birinde bir eksiklik veya kopma olursa kimse soygun yapamaz.

 

 

 

Devletin en tepesindekiler, siyasetçiler, bürokratlar, iş adamları senkronize halde çalıştılar.

 

 

 

Bu saydığım zincir içinde herkes devlet-millet soygunundan nasiplerini çatlayıncaya patlayıncaya kadar aldılar ve en az alanı bile Karun kadar zengin oldu.

 

 

 

Prototip bir örnek olması bakımından anımsatayım, geçenlerde Sağlık Bakanlığı’nda müşavirlik yapmış birisi-müşavir devlet kademesinde oldukça alt tabakadaki birisidir-daha kundaktaki bebesine padişah evlatlarına mahsus törenler yaptırdı ve 2 milyar TL’lik arabanın sahibi. Karı kocanın sosyal medyada verdikleri görüntüler ise tam bir sonradan görme hanzo sembolleriydi.

 

 

 

Siz şimdi, daire başkanlarını, müdürleri, genel müdürleri buna göre hesap edin.

 

 

 

Bu ülkede ‘’milletin amına koyan’’ alçak iş adamlarının affedilen vergi borçlarını, ada çıkarılan ve tutarının birkaç katı fiyata verilen ihaleleri bir düşünün!

 

 

 

Bu şekilde AKP iktidarının müntesipleri 17 yıl içinde yurt dışında ne kadar servet biriktirmişlerdir?

 

 

 

AKP’ye yandaş iş adamları ne kadar yurt içi veya yurt dışında servet biriktirmişlerdir?

 

 

 

AKP’nin emrindeki en küçüğünden en büyüğüne kadar bürokratlar ne kadar büyük servetler biriktirmişlerdir?

 

 

 

AKP’li belediyelerde bu süre içerisinde bilhassa İstanbul, Ankara başta olmak üzere hangi zulüm soygunları yapıldı?

 

 

 

Türkiye AKP’nin 17 yıllık iktidarı ile dünyada eşi benzeri görülmemiş bir soygun cenneti yapıldı.

 

 

 

Hem de bu soygunu İslam’ın ‘’Dar-ul Harp’’ hukukuna dayanarak yaptılar.

 

 

 

İktidarları devam ettikçe bunu yapmaya devam edecekler, çünkü inandıkları şeytan fetvası bunu emrediyor.

 

 

 

Elbette bir gün AKP seçim yoluyla iktidardan gidecek.

 

 

 

İşte yeni gelecek demokratik aydınlık çağdaş bir iktidara düşecek olan en önemli görev ‘’Devr-i Sabık” yaratmak olacaktır.

 

 

 

‘’Devr-i Sabık’’ etimolojik olarak ‘’önceki dönem’’ anlamına gelmekle birlikte Türk siyasal jargonunda kendinden önceki dönemdeki yöneticileri suçlu göstererek yargılama yoluna gitmek demektir.

 

 

 

Türk ulusu AKP iktidarı döneminde büyük zulümlere uğradı.

 

 

 

Demokrasi rafa kaldırıldı, özgürlükler yok edildi, ülke 8 milyon Arap ve Ortadoğuluya taammüden işgal ettirildi, sıfır seviyesine inmiş olan PKK terörü BOP Eşbaşkanlığı görevi ile kasten azdırıldı, Cumhuriyetin tüm değerleri fütursuzca çiğnendi, devlet ve millet malı hunharca soygunlara hedef oldu.

 

 

 

Yapılan hesaplamalara göre devletin en az 500 milyar Dolar’ı kayıp.

 

 

 

Bu para büyük yolsuzluklarla yabancı ülkelere kaydırıldı, bir kısmı ise yurt içinde.

 

 

 

İşte ekonomik krizin tek nedeni bu soygun ekonomisidir.

 

 

 

AKP iktidar müntesiplerinin tüm cehennemi yıkıcı icraatları başta olmak üzere devlet-millet soygunculuğu kati surette ‘’Devr-i Sabık’’ yapılmadığı taktirde ne maşeri vicdan rahat eder, ne de ekonomik krizden kurtuluruz.

 

 

 

Tıpkı fetö çetesinin taraftarlarına yapıldığı gibi, günü geldiğinde, keser dönüp sap döndüğünde adının o zaman konulacağı şimdilik yandaş çete diyeceğimiz en tepedeki yöneticilerden en alttakine kadar ve siyasetçiler, bürokratlar, iş adamları, medya sahiplerinin mallarına, paralarına yasal olarak millet adına el konulmalıdır.

 

 

 

Çünkü şu anda onların üzerlerinde olan servetler millete aittir.

 

 

 

Yandaş yalaka çetecilikle siyasi erkin gücünü kullanarak siyasetçi-bürokrat-iş adamı-medyatör dörtlü çetesi olarak milletin malını üstlerine geçirdiler.

 

 

 

İşte bu nedenle yeni gelecek iktidar ivedilikle bir yasa çıkarıp AKP İktidar döneminin tüm sorumlularını-belediyeler dahil-siyasetçi, bürokrat, iş adamı, gazete ve medya patronlarının Karun kadar servetlerini sorgulayıp tekrar devletin kasasına geçirmek üzere ‘’Devr-i Sabık’’ yaratmalıdır.

 

 

 

Bu aynı zamanda gelecek kuşaklara da ibretlik bir ders olur.

 

 

 

NOT: Lütfen AKP iktidarının ‘’Devlet-millet’’ soygununu daha detaylı anlamak istiyorsanız linkini verdiğim ‘’Darul Harpçi Hırsız, Katil ve Uçkurcular’’ makalemi okuyunuz.

 

http://www.halkinhabercisi.com/dar-ul-harpci-hirsiz-katil-ve-uckurcular

 

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!