TSK imam hatip konusunda bekliyor

TSK imam hatip konusunda bekliyor
22 Eylül 2012 22:05

Harp okullarına imam hatip mezunlarının da alınacağı ve TSK’nın da buna itirazının olmadığı haberinden sonra TSK, “İtiraz hakkımız yok” açıklamasını yaptı bu hafta.

 


Safile USUL H&H YORUM

İmam hatiplilerin harp okullarına alınacağı haberi basında ilk yer aldığında, Meclis Dilekçe Komisyonu’nun AKP’li başkanı, “Buna Milli Savunma Bakanlığı’nın ve Genelkurmay’ın da itirazı yok.” demiş ve şöyle bir detay vermişti:
 
“Özellikle Genelkurmay Başkanlığı’nın, bizim raporumuzda ve idari işlemle yapılabilecek olan herşeyin yapıldığını ancak mevzuat hazırlıklarının devam ettirildiği yönünde bize bir cevabi yazısı oldu.”
 
Belki AKP’li komisyon başkanı hayatında, duruma göre siyasi ve diplomatik yazışmaları yürütme tarzları hakkında hiçbir tecrübe sahibi olmamıştır…
 
O nedenle de Genelkurmay’dan gelen bu sadece teknik bilgi içeren yazıyı TSK’nın buna itirazı olmadığı yönünde değerlendirecek kadar hakikaten ham bir siyasidir.
 
Veya da kamuoyuna sorunsuzluk mesajı vermek istemiştir, herneyse…
 
Ama Genelkurmay’ın buna itirazının olmamasını düşünmek için Tanzanyalı olmak bile az gelir.
 
Biraz daha aya doğru mesafe gerekebilir.
 
Genelkurmay’ın Komisyon başkanının sözünü ettiği cevabi mektupta herhangi bir içeriksel konu yok, sadece onlardan talep edilen bürokrasi işlemlerini yerine getirdiklerini söylüyorlar.
 
Ve, görünen o ki, bu tür konularda Hükümet ile görüş tartışmasına girmiyorlar; en azından kamuoyu önünde.
 
Şimdi…
 
İmam hatip mezunları TSK’ya girse ne olur?
 
Birşey olmaz veya olur.
 
Belki bazen olur, bazen olmaz.
 
İmam hatipliler içinde seküler bir devlet düzeni ile barışık mezunlar var mıdır? Vardır.
 
Olmayanlar var mıdır? Vardır.
 
Hangisi daha çoktur? Bilinmiyor.
 
Peki, Hükümet neden imam hatip mezunlarının harp okullarına girmesini istiyor?
 
Bir neden, “Eskiden bizi dışlıyordunuz, şimdi görün gününüzü, biz de sokarız işte imam hatip mezunlarını istediğimiz yere.” demek.
 
Başka sebep?
 
Bu konuya bakışta AKP içinde farklılıklar var.
 
Erdoğan’ın kafası net değil, dini bir ordu iyi olmaz noktasına yaklaştı. Ama kafası yine de çok bulanık, yani din ile devlet işlerini ayırma konusunda konsepti yok, çok fazla bir yeni başlayan. (yeni başlayan ama kursu bitirip, sertifika alma ihtimali az)
 
Bülent Arınç? Onu artık dikkate alalım mı? Bence hayır ama o daha romantik bir din ve ordu tasavvuruna sahip ve onun bu romantizmini İsrail ve Ortadoğu, Arap orduları dışında hiçbir ordu kaldırmaz.
 
Gül? O geçmişin hesaplarının önce bir görülmesinden yanadır, sonrası sonra gelecektir, yani önce bir imam hatip olgusu ister ordu içinde, sonra yavaş yavaş ordunun ordu nitelikleri hakkında daha çok düşünmeyi kabul edebilir.
 
Cemil Çiçek? O aldırmaz, yani imam hatipliler girsin diye düşünmez.
 
Hülasası bu konuya bakış AKP içinde de farklı farklıdır.
 
Şimdi, yine devam ediyorum…
 
İmam hatipliler orduya girince illa hepsi orduda dini yönetim ister diye birşey yok.
 
Ama mesela…
 
Son günlerde internet üzeri bir tarama yaptım.
 
Avrupa orduları alacakları öğrencileri bizdeki genel liseler gibi liseler ile mesleki liselerden alıyor ama onlarda mesleki lise olarak din ağırlıklı liseler yok. Din eğitimi tamamen farklı bir eğitim kulvarında ve o kulvardan da orduya giren kimse yok.
 
Bizde imam hatiplere fazladan din eğitimi isteyen ailelerin çocukları gidiyor ve aslında aileler çocuklarının din adamı olmasından ziyade üniversiteye gitmesini istiyor.
 
O halde söz konusu olan iki kategorik genel lise var, din eğitimli düz lise, din eğitimini az veren düz lise.
 
O halde ama bir ülke iki tip genel liseye sahip olabilir mi? Hayır. Ülkeysek, hayır.
 
Peki bu mesele halledilmeden ordunun personel yapısında komplikasyon yapabilecek bir iki başlılık neden olsun?
 
Tayyip Bey ve Abdullah Beyler geçmişin hesabını görsün ve rahatlasın diye mi?
 
Böyle siyasi hükümet gördünüz mü medeni dünyada hem? Yani, kendi mazisel rahatlaması için istediğini yapabilen hükümet gördünüz mü? Görmediniz.
 
Neden görmediniz? Aklı başında devlet ve toplum olabilmek için herkes kendi mazisinden bir parçayı midesine oturtur da ondan.
 
Bunu yapamayan ülkeler sürünür ondan.
 
Sonra birşey daha.
 
Olur da, imam hatipleri orduda dini cemaatleşme yaratmak için kullanmak isteyenler olursa, ordu buna neden altyapı sunsun?
 
Aptal olduğu için mi? Kendini kaybettiği için mi? Boşverdiği için mi?
 
Hayatta herşey mümkündür ama benim global siyasal gözlem ve tecrübelerimin öğrettiği birşey var.
 
Bir devlet kendisini sürekli ileriye doğru 1 asra yakın taşıyabilmişse, onun geriye dönüşü ve kayboluşu artık olmuyor.
 
Ve de, hülasanın hülasası…
 
TSK’nın imam hatipler konusundaki tutumu bence şöyle…
 
1-Hükümet ile imam hatipler konusunda bir konfrontasyona girmiyor ve, “Biz ne karışırız, siyasi olan sizsiniz, karar sizin” havası veriyor.
 
2-İçinden ama bunu hiçbir şekilde istemiyor fakat muhtemelen hükümet üyelerine bunun sakıncaları hakkında yeri geldikçe birşeyler söylese de, bu tür bir mesajı kamuoyuna vermiyor, (verirse zaten Suriye, muriye 2. plana itilir, mazlum kurban Recep Tayyip Bey fazına döneriz)
 
3-TSK, üzerinde konuşulan şeyler ile olmuş şeyler arasındaki farkı yaşıyor, yani, “birşey söylendiğinde o şey olmuş anlamına gelmiyor”u yaşıyor
 
4-Yani, imam hatiplilerin harp okullarına alınma aşamasına gerçekten geçilmesi için en az bir-iki sene geçmesi lazım.
 
5-Bir iki sene sonrası için karar vermek için ise…
 
AB ülkeleri gibi siyasi stabilite ve öngörülebilirlik lazım.
 
O bizde yok.
 
O halde “eli” görelim önce bir.
 
Sonra devam ederiz analize.
 
Bir de…
 
Bu siyasal dönem için size bir anahtar kural…
 
Hep neticeye bakın. Ne oluyor, ne değişiyor?
 
Mesela bir örnek…
 
Cemaat orduya talip, orduyu ele geçirmek istiyor deniyor.
 
Bu söylenen bir söz.
 
Netice, ise şu soruların cevabında…
 
Genelkurmay ve onun altı kademelerde cemaat etkisi gelişiyor mu?
 
Yani, albay bilmem kim cemaat üyesi mi, korgeneral bilmem kim cemaat üyesi mi, orgeneral bilmem ne cemaat üyesi mi vs.
 
Netice her zaman budur.
 
Ve, sayılan sadece odur toplumsal sistemlerde.


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan