Tiananmen, Tahrir, Taksim, Tandoğan ve Ulus Meydanı’ndan ya vatan ya Silivri’ye

Tiananmen, Tahrir, Taksim, Tandoğan ve Ulus Meydanı’ndan ya vatan ya Silivri’ye
10 Aralık 2012 13:20

Meydanlar belki de insanların ilk toplandığı yerlerdi. Köy meydanlarından er meydanlarına, agoralardan forumlara, piazzalardan plazalara günümüze ulaştı, bir çok tarihi olaya tanık oldular.

Mustafa MERSİNOĞLU H&H YORUM


Devrimlerden karşı devrimlere, kanlı Pazarlardan kanlı 1 Mayıs‘lara, kutlamalardan anmalara, mitinglerden yürüyüşlere, sağcısından solcusuna insanlar buralarda halk olduğunun ve birlikten kuvvet doğacağının bilincine vardı.

Kimine göre halk  pazar yerinde toplananlara denir. Evet meydanlar pazar yeri olarakta kullanılır. Meydanlardan ilk devrim göreni Place de la Concorde, 1755’de düzenlenmişti ve Fransız Devrimi ile Devrim Meydanı adı verildi ve  giyotinler burada işe koyuldu sonra yerine Mısır Hidivi Mehmet Ali’nin verdiği 3300 yıllık dikili taş konuldu ve 1830’da şimdiki uyuşma, barış anlamına gelen Concorde adını aldı. Diğer devrim gören bir meydan da Kızıl Meydan.  Bu adını sanıldığı gibi kırmızı rengin komünistlerin sembolü olmasından almadı. Krasnaya kelimesinden geliyor bu da kırmızı ya da güzel anlamına kullanılıyor ve 17.ci yüzyıldan ve Rus Devriminden çok daha önce. Londra’da  bir deniz savaşından adını alan Trafalgar Meydanı ne acı ki kanlı Pazarlardan 1887’de nasibini almış bir meydan. Düzenlenmesi 1820’lerde başlayıp 1845 bitirilmiş ve daha sonra çok kalabalık toplanmasın diye ortasına kocaman bir fıskiyeli havuz konmuş ama yine de bir çok miting ve yürüyüş görmüş bir meydan. Herhalde en az sosyal hareket gören meydan New York’taki bir gazeteden adını alan Times Square. Burası yılbaşı kutlamaları ve her gece turist dışında pek hadise görmemiş, neon ışıkları ile bir de en son borsa ve haberleri veren şeritleriyle de meşhur. Burada ayrıca gece geç saatlere kadar açık paralı askere yazılma bürosu var. Buna tezat Latin Amerika’da Arjantin’nin başkenti Buenos Aries’de askeri yönetimin kaybettiği insanların anneleriyle anılan Plaza de Mayo var.


Taksim Bir Meydanın Öyküsü Çelik Gülersoy

Gelelim son yılların en acı çekmiş meydanlarına. Bunların içinde başı Tiananmen Meydanı çekiyor. Pekin’de olan bu meydanda 4 Haziran 1989’da büyük bir katliamla sonuçlanan aylar süren protesto oldu. Adı Cennet Barışı Kapısı demekmiş. Daha önce 1 Ekim 1947 de bu meydanda Mao, Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluşunu ilan etmiş. Tiananmen Meydanında toplananların istekleri ve programları çok belirgin değildi. Son iki yıldır Mısır, Kahire’deki Tahrir Meydan’nın da toplananlarında belli tek bir istekleri yok. Meydan’nın ilk adı Nil nehri kıyısında Paris’e özenen ve meydanı düzenleten  Hidiv İsmail idi. 1919 Devrimiden sonra Tahrir yani Özgürlük oldu ancak 1952 Devrimi ile Mısır Cumhuriyet oldu ve adı artık resmen  Tahrir Meydanı oldu. Bu meydandaki mitingler hakkında dünyada ve basınımızda çeşit çeşit yorumlar var. Mısırlı Marksist akademisyen Samir Amir’den gazeteci Teoman Alili’ye ve yazarımız Banu Avar’a kadar.  Ne acıdır ki  artık şimdi Mısır’da halk iyice bölündü ve bir çok insan öldürüldü ve her geçen gün de öldürülmekte.  
 

 
Taksim Atatürk Anıtının Açılışı 8 Ağustos 1926




 
Wagon-Lit Olayı Öğrenci Protestosu
 
Bizde Taksim Meydanı ilk modern meydanımız. Daha önce Sultan Ahmet ve Beyazıt Meydanları vardı ve buralarda Halide Edip Adıvar’ın konuşma yaptığı meşhur işgal karşıtı mitingler oldu. Ayrıca Mısırlı Türkiye uzmanı Feroz Ahmet’çe organize faşist saldırılara örnek gösterilen 16 Şubat 1969’da ki kanlı Pazar hadiseleri bu üç meydanda oldu. Taksim Meydanı adını burada suyun taksim edilmesinden alıyor. Taksim Meydan’ının en güzel tarihini Çelik Gülersoy yazmıştı. Bu kitabı Kadıköy’deki Gençlik Kitapevinden yandıktan sonra hafif yanık olarak almıştım.  Taksimde yıllar önce de Kıbrıs için Ya Taksim Ya Ölüm mitingleri yapılırdı. Taksim Meydanın’daki korkunç katilamda 1 Mayıs 1977’de halkın bölünmüş olmasından faydalanan konragerilla, yabancı ajanlarla ve polis tarafından  yapılan saldırı sonucu 34 kişinin öldürüldü ve sonra da halkı birbirine karşı kışkırmada kullanıldı.  1 Mayıs 2011’de  orada idim, kümes gibi tellerle çevrilmişti, Atatürk Anıtı gözükmüyordu ve kara çarşaflılar bile orada idi. Şimdi de Taksim alt geçit olacak ve yıllardır yapılmasını istedikleri camii için düzenleme yapılacak. Bu şekilde Cumhuriyetin İstanbul’da sembolü olan bu meydan da yok edilecek.


 
Taksim 1 Mayıs 1978


 
1 Mayıs 2011

Yaşamımdaki katıldığım ilk büyük yürüyüş yetmişli yılların ortalarında yükselen faşist saldırıları kınamak için Cebeci Kurtuluş Parkından başlayıp Tandoğan Meydanında bitendi.  2007 yılında Cumhuriyet Mitingleri Tandoğan Meydanın’da başladı ve satılmış kalemlerce ve bir çok çevre tarafından yurt içinde ve dışında küçümsendi ve kötülendi çünkü gerçekten çok anlamlı ve güçlü idi. Bu süreci ve halkın direnişini  kırmak için Türkiye Cumhuriyeti karşıtları her türlü yolu kullandı ve bir çok yurtsever hapislere atılıp her türlü zülümle karşılaştı.  Her direnişe şiddet ve biber gazı ile saldırıldı kadın erkek genç yaşlı denmedi dövüldü ve öldürüldü.  

Halkın Habercisi’nde yazan sayın İbrahim Özdoğan’a katılıyorum ‘Demokrasilerde kozlar meydanlarda paylaşılır’. Bunu tüm yasaklamalara ve barikatlara rağmen 29 Ekim 2012’de Ankara’da Ulus Meydanında halkımız ulus olduğunu gösterdi. Halkımız birlik ve beraberlik içinde ve  ne istediklerinin tam bilincinde olduklarından artık halk olarak bölünmeye ve karasızlığa geçit vermeyecek tüm dünyada eşi görülmemiş bir kurtuluş savaşı vermiş bir ulusun çocukları ve torunları olduğunu yine ispat edecektir.  Kurtuluş Savaşından sonra yine tüm dünya ile barış içinde yaşamak için ve her yurttaşına eşit haklar sağlamak, ileri bir medeniyete ulaşmak için o zamanlar büyük saygı gören bağımsız Türkiye Cumhuriyetini kurmuşlardır. Bu yüzden halkımız yukarıdaki başka ülkelerden çok farklı bir konumdadır, bizler olan haklarımızı ve doksan yıldır kurduğumuz barış ve kardeşlik içinde yaşama şartlarımızı yok etmek istiyenlerle mücadele ediyoruz. Bunun için artık ülkemizde ki her meydan er meydanıdır. Yediden yetmişe köylüsünden şehirlisine kadın erkek 29 Ekim 2012’de Ankara’da nasıl tek yürek olup zalimlere dünya bırakmadı. Haydi Silivri Meydanına.   
 

29 Ekim 2012 Ulus Meydanı
 


Silivri Destek Kampı
 


 
Silivri, Nisan 2011
 
 
 
Silivri’deki esirlerimiz için dikilen ağaçlar.


Yazarın Son Yazıları:
İngiltere’deki yeni korona variyantının yayılmasına neoliberalizm dogmasının etkisi oldu mu?
Başımız sağ olsun! Halkın Habercisi’nin vicdanlı, vatansever yazarını kaybettik
Yabancı basında Karadeniz gazı