“Terör, emperyalist üründür” diyemeyenler, Gaziantep'e neye gittiler?..

“Terör, emperyalist üründür” diyemeyenler, Gaziantep'e neye gittiler?..
23 Ağustos 2012 08:37

Bayramın ikinci günü olan 20 Ağustos 2012 Pazartesi günü akşam saatlerinde Gaziantep ilimizde meydana gelen terör eyleminde yaşamlarını yitiren 9 vatandaştan 7'si için (İkisi bir gün sonra yani 21 Ağustos 2012 Salı günü toprağa verilmişti) Gaziantep Bahaeddin Nakıboğlu Camii'nde cenaze töreni vardı.

Kimler yoktu ki…


Baki KARAKOL H&H YORUM

 
Yılların “Devletimiz ve milletimiz, her türlü sorunu ve belayı bertaraf edecek güç ve kararlılıktadır” tekerlemesini söyleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül…
 
“Hükümetimiz, milletimizden aldığı destekle, toplumsal barışımızın zedelenmesine asla müsaade etmeksizin, demokrasi ve hukukun üstünlüğünden asla taviz vermeksizin, terörün üzerine kararlılıkla gitmeye devam edecektir” diyen, bayram tatilini, teyzesinin ölümüyle yarıda kesen Başbakan…
 
AKP'nin ve AKP hükümetinin, anamuhalefet ve muhalefetin birlik içinde hareket etmeleri gerektiğini ısrarla isteyen, ısrarla vurgulayan, “Terör, insanlık suçudur” diyen Yeni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu…
 
“Sayın Başbakan korkma, sana oy vermiş olan kitle bu milletin evladıdır, arkandadır. Ayrıca bu ülkenin sevdalısı olan MHP'liler ve ülkücü dava insanları da bu kararlılığı ortaya koyduğun zaman, seni yalnız bırakmazlar. Ama artık bu terörün kökü kazınmalı ve Kandil'e Türk bayrağı dikilmeli” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli…  
 
Terörün üstüne “demokrasi ve hukukun üstünlüğünden asla taviz vermeksizin” gitmede kararlı olduklarını söyleyecek kadar “terörü kavramaktan yoksun” Başbakan'ın Bakanları, vekilleri, generalleri, bürokratları da oradaydı…
 
Yüzlerine dikkatle baktınız mı? Hepsinin yüzleri asıktı. Hepsinin başı öne eğikti. Hepsi, dokunulsa ağlayacaktı. Hepsi, elleri önlerinde bağlı ayaktaydı ama her an yıkılacak gibiydi…
 
Ne kadar etkileyici, hüzün verici bir tabloydu!
 
Sanki… Kendi ettiklerini bulmuş, ya da kenti ektiklerini biçmişlerdi!.. Öylesine suçluydular!
 
Bu görüntüleri… Vatandaşa veya kamuoyuna vermek istedikleri “içtenlik görüntüsü” mü, yoksa “rol yüklü görüntü” müydü?
 
Bendeki izlenimleri… Tepeden tırnağa rol kesiyorlardı!..  
 
Hepsi de… Terör fabrikatörü “emperyalistler”i, ürettikleri terörle birlikte “gizleme” gayreti, uğraşı içindeydi!
 
Orada bile halkı kandırdılar, halka gerçekleri anlatmadılar, halkın gerçekleri öğrenmesini, bilmesini engellediler, halkın gerçekleri öğrenmemesi, bilmemesi için ellerinden geleni yaptılar!
 
Oysa… “İnsanlık suçu olan terör, bir emperyalist üründür!” demeleri yetecekti, çok şeyi anlatacaktı!
 
Bunu demedikleri gibi, bunun uslara gelmemesi için, başka başka şeyleri ağızlarında geveledi durdular!
 
İstemeseler de böyle yapmak zorundaydılar, zorundular!..
 
İsteseler de, “İnsanlık suçu olan terör, bir emperyalist üründür!” diyemezler, halka gerçekleri anlatamazlar!  
 
Çünkü… Terör üreticisi emperyalistlerin “yerel işbirlikçileri”dirler!
 
“İşbirlikçi Görev Talimatı”nın dışına çıktıkları an tepetakla giderler! Eşleri, çocukları, torunları, yakınları, sevdikleri ciddi biçimde etkilenirler!
….
 
Halkı, aydınlatacak insanlar vardır. Onlar, Atatürkçülerdir… Atatürkçüler, bu yurdun, bu halkın her şeyidirler. Ellerinden geleni yapmaktadırlar. Ellerinden geleni yaptıkları için ağır bedeller ödemektedirler. Yılmamaktalar. Yılmayacaklar da…  Kendilerinden olan halkı bilgilendirmek, aydınlatmak “Ata görev”leridir…
….
 
Ardı arkası kesilmeyen, bir süre daha kesilmeyecek terör eylemlerine dikkatlice bakmak ve terör eylemlerinin her birini çok iyi okumak, anlamak, yorumlamak, analiz etmek gerek…
 
Terörün üreticisi emperyalistler, bölgesel ve evrensel çıkarları gereği, Iran'da, Kırak'ta, Suriye ve Türkiye'de serpiştirdiği, “güncel hasa adam”ları Kürtleri koruyup kollamak, Kürtleri “kullanım aracı” yaparak, dört ülkede “özerk bölge”ler oluşturmak istemektedirler. Büyük Kürdistan'a ise karşıdırlar…
 
Türkiye'de işler, bekledikleri hızlılıkta gitmemektedir. Bundan hoşnut değiller ve işlerin ağır gitmesinden, AKP'ye kızgınlar…
 
Türkiye'nin kendi ipini çekeceği yeni anayasayla ilgili sonuca hala gidilememesi, Eylül 2012'in başlarına gelinmesine karşın gözle görülür yol alınamaması, ortaya bir şeyin çıkmaması, “terörü patlatmaları”na neden oldu!..
 
Terörü patlatmaları, “yönetime el koyma” biçiminde de yorumlanabilir…
 
Böyle dedim diye, birileri hop oturup hop kalkacak, “Emperyalistlerin ülke yönetimine el koyması demek?! Bu, milli iradeye hakarettir, saygısızlıktır…” diyecek. Tepkidir, bir şey diyemem, anlayışla karşılarım. Ancak… Benim izlenimim, gözlemim bu yönde…
 
Emperyalistler, Türkiye'nin egemenliğini elinden alacak, geleceğini karartacak sözüm ona “sivil anayasa”yı, toplumun kabullenmesi, referandumda “evet” oyu verecek noktaya gelmesi için terörü tırmandıracak!
 
Söylemek içimden gelmiyor, söylerken içim sızlıyor ama… Öngörülerimi paylaşmak zorundayım… Terör gene canlar alacak! Bu defakiler belki daha kanlı olacak!.. Hazırlıklı ve duyarlı olmak gerek…  
….
 
Bu ulus, terör belasını yenecektir. Yeter ki… Halka gerçekler anlatılsın. Yeter ki… “Ey halkım, düşman, emperyalistlerdir. 1919'da da onlardı… 1923'te de, 1930'da da, 1940'ta da, 1950'de de, 1960'ta da, 1970'te de, 1980'de de, 1990'da da onlardı… Bugünde de onlar… Şimdi karşımıza, yerli işbirlikçileriyle, hileli seçimlerle, bir yığın çelişkilerle dolu Seçim ve Siyasi Partiler yasalarıyla seçim kazanan siyasi kadrolarıyla çıkmış dikilmişler. Bize seçtirdiklerini yöneterek, ülkeyi 'Türkler-Kürtler' diye ayrıştırmanın, 'Kürt özerk bölgesi' oluşturmanın, ileriki süreçte de Türkiye'yi haritadan silmenin uğraşındalar. Terör, düşman emperyalistlerin ürünüdür. Emperyalistler ürünleri olan terörü, ülkemize ve halkımıza karşı zalimce kullanmaktadırlar. Kurtuluş, düşmanın, yerli işbirlikçileriyle birlikte ülkeden sökülüp atılmasındır. Atatürk devrim ve ilkeleri, en çağdaş, en gerçekçi tek yol göstericidir…” içeriğindeki anlatıları, gece gündüz demeden, yorulmak bilmeden halka taşımalıyız. Halkı bilgilendirip aydınlatmalıyız. Halka, emperyalist işbirlikçileri işaret etmeliyiz…
 
Bunu yapacak, bunu başaracağız… Amansız karşıtlarımız istedikleri kadar dirensinler… Ata”, bizi kazanmaya, özgürlüğe, barışa, sevgiye, kardeşliğe, insanlığa, çağdaşlığa, hak hukuka “mahkûm” etmiştir! Ne mutlu bize!..
 
[email protected]


Yazarın Son Yazıları:
Molla Kasım
Başbakan diyor ama lafla 'sağlıklı millet inşa edilmez'
Birand, hastalığın mı, ihmalin mi, gündemin mi kurbanı?