Hasan Celal Güzel ile eski DYP milletvekili Rıfat Serdaroğlu arasında tartışma çıkmasa bilmeyecektim.

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu bankalara mektup yazarak 28 Şubat 1997’de DYP’den istifa ederek Hüsamettin Cindoruk ile beraber Demokrat Türkiye Partisi’ni kuran milletvekillerinin o dönemdeki hesap hareketlerinin incelenmesi için bankalara yazı yollamış.
 
Yani…
 
Hükümet 28 Şubat’ta Refah Partisi ile koalisyon içinde bulunan DYP’li milletvekillerini para karşılığı istifa ederek o zamanki hükümeti yıkma teşebbüsüne iştirak etmekle suçluyor.
 
Ordu baskı yaptı, DYP’liler para yedi, partilerinden istifa etti, DYP’de milletvekili sayısı azalınca koalisyon hükümeti işlemez hale geldi.
 
Ordu böylece dolaylı darbe yapmış oldu.
 
Muhalefet olgusuna tam Ortadoğu tipi siyasi değerlendirme; bir hükümetin yıkılmasını istemek o hükümete karşı suçtur tipi değerlendirme, herşeyi kriminalize eden tipte değerlendirme ama asıl konumuz şu anda başka.
 
Ben şimdi şunu diyeceğim.
 
Diyelim ki, 28 Şubat 1997’de bazı DYP’li milletvekilleri para yedi, bunun karşılığında partilerinden istifa ederek Refah Partili koalisyonu işlemez hale getirerek ordunun emellerine hizmet ettiler.
 
TBMM, pardon ona TBMM demeyelim, mevcut Hükümet partisi de bunu, yani milletvekilleirnin para karşılığı partilerinen istifa etmelerini suç gördü ve bu nedenle de o dönem para yediğini düşündüğü milletvekillerinin banka hesap hareketlerinin incelenmesi için devlet gücü kullanarak bankalara yazı yazdı.
 
O zaman aynı hükümetin suç kavramı herkes için eşittir kuralı uyarınca (mesela hırsızlık herkes için suçtur, a partisi mensubu yaparsa suç değildir, b partisi mensubu yaparsa suçtur gibi bir durum olmayacağına göre) 22 Temmuz genel seçimleri öncesindeki çok sayıda milletvekilinin banka hesap hareketlerini de bir TBMM komisyonuna inceletmesi gerekir.
 
Hadi somut örnek de verelim.
 
O dönem Melih Gökçek’in AKP adına Ankara’da görüştüğü çok sayıda o zamanki Anavatan ve DYP milletvekilinin banka hesap hareketlerini, inceletmesi gerekir.
 
Cumhurbaşkanı seçimine katkı sağlaması isteğiyle TBMM Genel Kurul’una girmesi için hangi milletvekiline hangi para teklif edilmiş, o dönemde hangi milletvekilinin banka hesapında hangi hareketler olmuş…
 
Vala…
 
Hadi…
 
Ki, hem de…
 
Suç olgusunda en yakın tarihteki suç en önce takip edilmesi gereken suçtur.
 
Mesela dün birini öldürmüş birisini takip etmek 15 sene önce birisini öldürmüş birisini takip etmekten daha acildir.
 
Neden?
 
Suça karşı mücadele aynı zamanda fonksiyonel bir olgudur, yani suçun bugüne ve yakın geleceğe etkisinin engellenmesi pratik bir gerekliliktir toplum açısından.
 
Eeee, eğer 28 Şubat 1997’de para yiyerek istifa etmek suçsa, ki bir milletvekilinin para yiyerek siyasi pozisyonunu satması çok yüz kızartıcı ve berbat birşeydir, aynı şey 22 Temmuz 2007 döneminde de suçtur.
 
Ne yani, mevcut hükümet uygun görüp yedirse suç değil de, sadece mevcut hükümetin mazisine karşı işlendiyse mi suç?
 
Ne duruyorsunuz, madem 28 Şubat için komisyon kurdunuz banka hesap takibi yapıyorsunuz, aynı kategorik konu için bir komisyon da 22 Temmuz için kurun.
 
Var mısınız ileri demokrasi atlıları?
 
Bunu kaldırabilecek kadar tatlı mı ayranınız?
 
Hadi görelim temiz ellerinizi ve sizi tebrik edelim.
 
Kamuoyuna ispatlayın siyasi namusunuzun kalibresini.
 
Ne duruyorsunuz, çekinilecek ne var, di mi?
 
Kurun bir 22 Temmuz komisyonu, kamuoyu da görsün sizin aklığınızı.
 
Di mi?