Tayyip’in yeni psikolojik savaşı ve medya’nın dansözleri

Tayyip’in yeni psikolojik savaşı ve medya’nın dansözleri
26 Mart 2013 00:40

BOP Eşbaşkanı ve ABD işbirlikçisi Recep Erdoğan geçen gün, Anadolu’dan Türk ve Türklüğü uzaklaştırma ve küresel güçlerin planları çerçevesinde, süper katil bölücübaşı Öcalan ile oluşturdukları anlaşma gereği kuracakları ”akil adamlar” gruplarını kitlelerin beyinlerini yıkayıp ”okus-pokus” yöntemleriyle, duruma göre sağ gösterip sol vurarak veya sol gösterip sağ vurarak ”Psikolojik harekat”ı başlatacağını bizzat bu tanımlamayı kullanarak açıkladı.

 

 

 

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

 

Bu ifade, BOP Eşbaşkanının bölücübaşı süper katil Öcalan ile birlikte kotardıkları bölünme sürecinin sonucundan fevkalede korktuğunu ve yapacakları ”psikolojik harekat”da mevcut medyanın yüzde 90’nını oluşturan ve kendisini destekleyen yandaş medyadaki gazeteci, köşe yazarı kılığındaki, çıkarları için en değerli manevi varlıklarını bile satacak zihniyetteki ”kıvırtkan dansözlere” ve onların patronlarına bir nevi talimat vermektedir.

 
Şu medya dansözlerini biraz irdeleyelim.

 

Türk medyasındaki dansözler birer dalkavuk ilahlarıdır.

 
Dünya dalkavuk tarihinde böyle aşağılık yalakalık ve fikir fahişeliğinin bir eşine rastlamak pek mümkün değildir.

 
Tüm erdemli gazetecileri tenzih ederek söylüyorum ki, yüzyıllar öncesinden Pittacus ‘’Evcil hayvanların en vahşisi dalkavuklardır’’ der ama bizdekiler bu tariften de ötedir ve bu tanımlama ile anlatmak hayvanlara hakarettir.

 
Dalkavukluğun çok tarifi vardır ama ‘’Arkasından atan, önünden yalayan’’ tanımlaması biraz beynimi tatmin etse de, bizim medya maymunu dansözler o kadar aşağılıktır ki, ‘’İnsanın en iğrenç hali, kıç yalayan karaktersiz insan’’ tanımlaması daha uygundur.

 

 

 

 

 

Bu aşağılık kıç yalayıcıları, bir metafor yaparsak, iktidar sahiplerinin her türlü altına yatarak Thomas Fuller’in ‘’Zenginliğin zevkleri, yoksulluğun gözyaşları ile satın alınır’’ sözüne uygun olarak iktidar sahiplerine yalakalık yaparlar ve milleti perişan duruma getirirler.

 
Bu aşağılık yaratıklar o kadar küçüklerdir ki, sinek bile onlardan büyük ve değerlidir.

 

Çünkü, yüzyıllar öncesinden Ovin ‘’Küçük şeyler, küçük ruhları esir alır’’ diyerek dalkavukların aşağılıklarını net bir şekilde sergilemiştir.

 

İşte ben, basındaki bu çıkarı için en değerli manevi varlığını bile satabilecek olan tıynetteki aşağılıklar için ‘’medya dansözleri’’ tabirini kullanıyorum.

 

 

 

 

 

Bu medya dansözlerinin en belirgin özelliği, çıkarları için karşısında kıvırtmayacakları ve her tarafını bal dökülmüşcesine yalamayacakları hiçbir iktidar sahipleri yoktur.

 
Bu medya dansözleri aynı zamanda iktidar sahiplerinin her şeylerini kutsar ve hürmet gösterirler.

 
Çünkü Türkiye’de medya dansözlüğünün yaptığı ciro çok yüksektir.

 

En büyük fabrikatör ve patron bile bu ciroyu sağlayamaz.

 

Ülkemiz işte Montesquieu’nun ‘’Dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün kazandırdığı yaradan daha fazla olursa o ülke batar’’ sözlerinde belirttiği gibi bu nedenle bölünüp parçalanma noktasına gelmiştir.

 

Medya dansözleri olarak nitelendirdiğimiz aşağılık dalkavuklar zamanı geldiğinde öncelikle dalkavukluk yaptıkları iktidar sahiplerine en ağır hakaret ve küfürleri edecekler ve yeni iktidar sahiplerinin, necasetlerini bile yalamaya başlayacaklardır; eski dalkavukluklarını affettirmek için.

 

 

 

 

 
Medya dansözlerinin tarih boyunca kıvırtmaları ve aşağılıkları hep aynı düzlemde olmuştur.

 

Osmanlı tarihinde bir aşağılık dalkavuk şair ki, o zamanın medya dansözü denilebilir; para cukkalamak ve yeni çıkarlar elde etmek için devrin iktidar sahibi sadrazamına gönderdiği kıç ve pislik yalayıcı şiirinin bir dizesinde ‘’Necaset-i tahireni, tazim-i hürmetle öperim’’ yani ‘’Temiz b.kunu ululayarak ve saygıyla öperim’’ diyerek dalkavukluk tarihinin en parlak belgesini oluşturmuştur.

 
Şimdiki medya dansözlerinin bundan geri kaldığını hiç gördünüz mü?

 

Şimdiki medya dansözleri ona rahmet bile okuturlar.

 

 

 

 

Çünkü BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan iktidarını devam ettirmek için medyada oynadığı çıkara dayalı fırıldak oyunlar ve aynı zamanda onların ‘’kartel medyası’’ olmaları dolayısıyla işletmelerinin iktidarın cezalarından ve baskısından kurtulmaları açısından selamette olmaları için medya dansözlüğüne özendirmiştir.

 
Ve AKP iktidarı ile onun başı BOP Eşbaşkanı bu dalkavukluktan zaman içinde hoşlanmaya başladılar.

 
Çünkü bu dalkavukluk, medyanın ‘’toplumsal beyin yıkama’’ gücü nedeni ile hem işlerine yaradı hem de basit düşünen insanların hoşlandığı gibi nefislerini okşadı ve onları ruhsal doyuma ulaştırdı!

 
Shakespeare ‘’İktidar, dalkavukluktan hoşlanmaya başladığı zaman, şeref daima ayaklar altında ezilmiştir’’ der ki, bugünün iktidar sahiplerinin çok yakın gelecekte nasıl bir felaketle karşı karşıya olduklarını göstermektedir.

 
Çünkü, İslam tarihinin önemli adı Ali Zeynel Abidin ‘’Bir kimse sende olmayan vasıflarla överse, sende olmayan kusurlarla da yerebilir’’ diyerek bugünkü iktidar sahiplerinin gelecekte medya dansözleri ve onların çıkarcı patronları tarafından kalacakları muameleyi en iyi şekilde anlatmaktadır.

 

 

 

 
Bir İtalyan atasözünde ‘’Oyun bittiği zaman, şah da piyon da aynı kutuya atılır’’ belirtildiği gibi bugünkü iktidar sahipleri ile onlara dalkavuklukta sınır tanımayan medya dansözleri yeni iktidar sahipleri tarafından aynı kategoride değerlendirilerek yargı karşısına çıkarılacaklardır.

 
Medya dansözleri, alçak olmaya gönüllü aşağılık yaratıklardır, tıpkı Necip Fazıl Kısakürek’in ‘’Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları ise alçak olmaya gönüllüdür’’ diyerek dalkavukluğun seviyesini belirtmiştir.

 
Bugünleri görseydi, ’’dipsiz çukurlar’’ diye bir tanımlama getireceğinden hiç şüphem yoktur.

 

Gerçekten Mevlana’nın ‘’Nice insanlar gördük üzerinde elbise yok, nice elbiseler gördük içlerinde insan yok’’ sözleri sanki tamamen bugünkü ‘’medya dansözleri’’ için söylenmiş.

 
Çıkarları peşinde koşan ve iktidar sahiplerinin metaforik olarak altına yatan bu medya dansözleri bugün Türk medyasında iki gruba ayrılmaktadır; bunlardan bir kısmı fosilleşmiş, eski kalıp fikirlerle okuyucunun karşısına çıkarak ve mevcut AKP iktidarına yalakalık yaparak alçakça lüks bir yaşam sürdürmektedirler.
 

Diğer bir kısmı da yeni yetme sanki sokaktan toplanmış saldırgan sokak çocukları gibi iktidar adına silahşörlük yaparak milli güçlere, Atatürk ve devrimlerine, yurtseverlere tinerci çocuklar gibi hayasızca saldırmaktadırlar.

 

Bu iki tür, sadece kuşak farkı bulunan ‘’medya dansözleri’’nin ortak özellikleri, cahil olmaları ve kitap okumadan, okuyucunun ve/veya izleyicinin karşısına çıkmalarıdır.

 
Bunların anlattıkları, mideye indirilen ve ne idüğü belirsiz bayat yemekler gibidir.

 
Bayat yemekler mideyi ve ona bağlı olarak organları bozup hasar verdiği gibi bu ‘’medya dansözleri’’nin anlattıkları da insanların beyinlerini alt üst ederek sinir sistemini ve bellekteki bilgi koordinatlarını eksen kaymasına uğratır.

 

 

 

 

 

 
Benim önerim, böylelerinin yazılarını okumamanız ve katıldıkları televizyon programlarında kendilerini dinlememenizdir.

 
Ve bu ‘’medya dansözleri’’nin çalıştıkları gazete ile televizyon programlarından uzak durmanızdır.
 

Çünkü, bunların patronları da midelerinden Tayyip Erdoğan’a bağlı bulunmakta ve yayınlarını dalkavukluk ekolüne göre yapmaktadırlar.

 
Bize şimdilik, Aydınlık, Sözcü, Cumhuriyet, Yurt, Yeniçağ gazeteleri ile ‘’ULUSAL KANAL’’ yayınları mücadele için yeterlidir.

 

 

 

 

 
22 Mart 2013’de yazdığım ‘’SÜPER KATİLİN DEMECİ, ABD İŞBİRLİKÇİSİ İLE BÖLÜNME İŞİNİ KOTARDIĞINI GÖSTERİYOR’’ makalem de ‘’Bölünme operasyonlarının tamamlanması için ‘Küresel Efendiler’in direktifleri doğrultusunda ve CIA merkezli ABD danışmanlığında bu tür filimsel operasyonlar yapılacak ve daha tazeleri sahneye konulacaktır’’ sözlerini yazmış ve AKP genel merkezi ile Adalet Bakanlığı’na yapılan roket ve bombalı saldırının bir senaryo olduğunu belirtmiştim.

 
BOP Eşbaşkanı Recep Erdoğan önceki gün kuracakları ‘’akil adamlar’’ grupları ile ‘’psikolojik harekat’’ yapmalarını gerektiğini belirtti ki, yine CIA merkezli ABD’li danışmanlar vasıtası ile hedef saptırıyor.

 
‘’Psikolojik harekat ‘’ yapacağı doğru fakat o yolla değil.

 

Hangi yolla yapacak ‘’psikolojik harekat’’i?

 

Sivil toplum örgütlerine yaptıracağı şafak operasyonlar ile.

 
Neden sivil toplum örgütlerine bu operasyonları yaptıracak?

 

Generalleri ve diğer yurtsever yüksek rütbeli subayları içeri tıktırıp TSK’yı zapt-u rapt altına aldıktan ve tamamen yargı ile emniyete tam hakim olduktan sonar şimdi demokratik ‘’sivil toplum örgütleri’’nin güçlerini biraraya getirip kendi iktidarını demokratik yollarla yıkılmasından çok fena halde korkmaktadır ki, korktuğu başına gelecektir.

 
İşte dün itibariyle iki sendikaya sabah’ın 05.30’da helicopterler ve 500 civarında polisle şafak operasyonu yaparak bu ‘’psikolojik harekatı’’ başlatmıştır ki, kimsenin şüphesi olmasın, devamı gelecektir.

 
Gittikçe daha önemli ‘’sivil toplum örgütleri’’ne haksız ve adaletsiz şafak operasyonları yaparak bir taraftan onların liderlerini sindirmek, bir taraftan da bu demokratik örgütlerin, vatanın bölünmesine karşı düzenleyecekleri demokratik eylemlere halkın katılımını engellemek için geniş halk kitlelerini korkutmak amacı ile yapılmaktadır.

 
Dün toplanan ‘’VATAN, CUMHURİYET, EMEK BİRLİKTELİĞİ’’ nin gücü ve çok yakın gelecekte yapacağı vatanı ve cumhuriyeti koruma işlevselliği, BOP Eşbaşkanı’nın gözünü çok korkutmuş olmalı.

 

 

 

 

Aklınıza gelebilecek bütün etkili ‘’sivil toplum örgütleri’’ne bu operasyonlar yapılacaktır.
 

Örneğin, Ankara ve İstanbul barolarına ve daha nicelerine.

 

Ulusalcı-milliyetçi, Atatürkçü, aydın her yurtsever ve geniş kitleler buna hazırlıklı olmalı.

 

Çünkü BOP Eşbaşkanı çok açık olarak ‘’psikolojik harekat’’ yapılacağını söyledi ama milleti uyutmak için nereden yapılacağının hedefini şaşırttı.

 
Evet yineliyorum, ’’sivil toplum örgütleri’’ kanalıyla geniş kitlelere ileride yapacakları demokratik eylemleri önlemek için sürekli korku salınacak.

 
Düşünün ‘’psikolojik harekat’’ın boyutunu ki,dün sabaha karşı 05.30’da eş zamanklı olarak 21 adrese baskın yapılıyor.

 
‘’Psikolojik harekatı’’ halk nazarında korkulu ve etkili kılmak için Ankara Atatürk Lisesi’nin bahçesine helikopterler indiriliyor.

 
Kılıf, DHKP-C örgütünün elemanları aranıyor.

 

Filme bakın siz; kendin pişir, kendin ye.

 

BOP Eşbaşkanı çok büyük korku içinde yaşamaktadır ki, Eskişehir’in Mihalgazi ilçesinde ‘’Bu ülkenin muhalefeti, gece başka, gündüz başka konuşuyor. Diyor ki; ’’Siz terörist başına ne söz verdiniz. Benim söylediğime inanacakmısın? Sen iddia sahibisin. Siz bu iddialarınızı ispatlayamadığınız sürece namertsiniz.’’ diyerek yine sırıtan şark kurnazlığına başvurmuştur.

 
Beyefendi rüşvetin belgesi olur mu hiç?

 

 

 

 

 

 

Birisi kalkıp deseki ‘’Bölücübaşına söz veren namerttir’’; o zaman siz ne diyeceksiniz?

 

MHP’nin Bursa’daki mitinginde büyük kalabalığın ‘’Vur de vuralım, öl de ölelim’’ sloganları süper katil Öcalan’ın yeni anayasa proje ortağı Tayyip’in yüreğini ağzına getirmiştir.

 
Çünkü büyük kitleler bentleri yıkılan barajlara benzerler ve önlerinde olan her şeyi sürükler götürürler.

 
Büyük Türk Milleti, 8 Nisan’da Silivri’de sabır ve özgüven’e dayalı soylu gücünü, demokratik olarak hukuk çerçevesinde gösterecektir.

 

 

 

 

Çünkü, Goethe’nin dediği gibi ‘’En güçlü silah zamanı gelmiş fikirdir’’ sözünde olduğu gibi hiçbir faşist güç sürekli olarak mazlumlara baskı yapamaz ve ‘’sivil toplum örgütleri’’ni asla yıldıramaz.

 
Bu dünyada aydınları yıldıracak ve onları kendi arzuları doğrultusunda yönlendirecek bir güç henüz oluşmadı.

 
Çünkü aydınlar bilgileriyle özgür insanlardır.

 

Aydınların aydınlık ateşi halkın gücü ile birleştiğinde despotlar hep yenilmeye mahkumdur.

 

Her yurtseveri, hukuk ve demokratik eylemler çerçevesinde görev başına davet ediyoruz.

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!