Takdim ediyorum

Takdim ediyorum
5 Ağustos 2013 17:30

5 Ağustos bugün, Ergenekon ismi verilen davada mahkeme tarafından olabilecek en ağır cezalara çarptırılanları takdimimdir….


Safile USUL H&H YORUM

İlker Başbuğ: Çok kaliteli, çağdaş bir insan. Göreve geldiğinde, “Bana paşa diye hitap etmeyin” demişti. Son derece ölçülü, son derece aklı başında, son derece harika bir şahsiyet. Onu Alman/Fransız vs. tüm Avrupa ülke ordularının başına koyabilirsiniz. Bunu yapabilseydiniz o ülkeler onunla gurur duyar, başlarına taç ederdi. Modern çağın tüm gerekleri konusunda % 100 ehliyet sahibi. Hükümet ve emrindekilerin iddia ettiğinin tam aksine, hiçbir zaman darbeye teşebbüs etmedi. Tam tersine dünyanın en büyük fiziki ve moral güçlerinden birine sahip Türk Silahlı Kuvvetleri emri altında  ve çok olağanüstü büyük bir gücün sahibi olduğu halde, üzerine acımasızca gelen bir siyasi güce karşı bilerek, isteyerek ve dünyanın en soylu kontrollülüklerinden birisi ile asla fiziki bir güç kullanmadı. İsteseydi bunu yapabilirdi ama o bunu istemedi, uygun görmedi ve yapmadı. O, Türkiye’nin AB’ye uygun bir hukuk devleti olabilmesi için kendisi için mümkün olan tüm kuvvet kullanımlarından bilerek feragat etti. Kendisine bu toprakların bir evladı olarak en derin saygılarımı sunuyor ve bir an önce tutulduğu yerden çıkacağı günleri bekliyorum.

Nusret Taşdeler: Hakkında fazla birşey bilmiyorum ama TSK’nın soylu bir mensubu olduğundan kuşkum yok. Onun ve silah arkadaşlarının yeri asla ve asla hapishane değil. Onun yeri de Türk Silahlı Kuvvetleri. Soysuz bir hapishane değil.

Mustafa Balbay: Gazeteci. Çok güzel bir eşi ve çocukları var. Eline silah alamayacak ve karınca incitemeyecek birisi olduğundan eminim. Onun yeri de ya  bir gazete veya istiyorsa siyaset kurumları.

Tuncay Özkan: Hiçbirşekilde ağır müebbet alabilecek bir durumu asla ve kata yok. Dünyanın en haksız cezalarından birine uğradı. Onun yeri de istediği yer, gazete veya siyaset.
Yalçın Küçük: Yalçın Küçük son derece ilginç ve sıradışı, özgün bir şahsiyet. Siyasi angajmanları kuvvetli. Onun yeri normal bir demokrasi ülkesinde o ülkenin siyasi tarihinin ilginç bir kişiliği olarak yer alacağı kitaplar.

Doğu Perinçek: Değil Türkiye, dünya siyaset tarihinin en dikkat çekici portrelerinden. Şu anda 70 yaşında ve nerdeyse çocukluğundan beri ülkesi için düşünmüş, angaje olmuş ve hayatını bu angajmana vermiş. Hala bile bu yaşında kabarık bir siyasi yüreğin sahibi… Ne bir yolsuzluğu, ne bir soysuzluğu var. Görüşlerini beğenin veya beğenmeyin, o çok dirençli ve inançlı siyasi bir kişilik ve sadece saygıyı hak ediyor.

Bu isimleri örnek olarak verdim…

Adını bildiğim ve bilmediğim, hakkında bilgi sahibi olduğum veya olmadığım…

Bugün, tüm, ağır hüküm giydirilen ve siyasi iktidarın zulmüne uğrayarak hapis yatanlara geçmiş olsun diyemiyorum ama geçecek diyebiliyorum. Buna inanmamak mümkün değil.
Geçecek bu günler..

HÜKMÜN KODLARI

Mahkeme hükümleri nefret ve ve ceza imkanı kıstaslarına göre vermiş.

Yani…

En çok cezayı Hükümetin en kızdıklarına vermiş.

Bilhassa da Hükümetin ilk yıllarından 2010’a filan kadar çekindiği veya darbe yapabileceğini vehmettiği kişileri ceza listesinin başına çekmiş.

Erdoğan’a boyun eğmeyen, onun istediği derecede saygıyı göstermeyen, onu selamlarken sıçramayan, havaya uçmayan, Erdoğan ile frekansı tutmayan vs. kişiler ilk başta geliyor ceza ağırlığında.

Bu, nefret kıstası ile verilen cezalar için geçerli.

Bir de  ceza imkanı kıstası demiştim…

O da şu…

Mesela Kemal Alemdaroğlu’na çok daha fazla ceza vermek isterlerdi ama uydurma da olsa veri bulmadılar.

Bu durumda da aslında nefretleri ölçüsünde olmadı birçok kişinin aldığı ceza.
İnternet sitesi, balyoz belgesi gibi zımbırtıları kitabına uydurabildiklerini düşündükleri ölçüde ise, bastılar ağır müebbeti.

Hey be…

Ağırlaştırılmış müebbet böyle ucuza nerde var böyle beyler?

BU İŞ AİHM’E KALMAMALI

Bugün verilen hükümlerin tamamı AİHM’den döner…

Mesela çok çok belli ki, İlker Başbuğ ile Veli Küçük veya Yalçın Küçük aynı örgütün mensubu olamazlar.

Ama AİHM işi çok uzun sürer.

Daha iç hukuk yolu tükenecek, sonra başvurulacak falan, filan.

Diliyorum ki biz Türkiye olarak bu işi AİHM’e kalmadan halledelim.

Yani, tüm bu siyasi zulüm davalarını hakiki bir adalet mekanizmasına teslim edecek yeni bir siyasi iktidarla halledelim bu işi.

Düşünün ya …

Adamlar, ‘Hükümetin cebir ve şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen ya da tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs’ diye bir cümle bulmuşlar, gelene geçene hükmü basıp, tıkıyorlar hapse.

Not: Bayramdan sonra görüşmek üzere


Yazarın Son Yazıları:
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz