‘Suriyeli cinci can çıkardı’

‘Suriyeli cinci can çıkardı’
26 Mayıs 2023 09:17

Sözcü yazarı İsmail Saymaz, 39 yaşındaki Hasen Alluş’un Konya’da yaşayan İbrahim El Hac Ali adlı Suriyeli “hoca” tarafından “cin çıkarmak” gerekçesiyle aldığı darbelerle ve en son nefessiz bırakılarak nasıl öldürüldüğünü yazdı.

 

 

Saymaz bugünkü yazısında yaşananları şöyle anlattı:
“39 yaşındaki Hasen Alluş, dokuz yıl önce ailesini yanına alarak Türkiye’ye kaçtı ve Konya’nın Ereğli ilçesine yerleşti. Alluş’un psikolojik sorunları vardı. Eşi Hasne Akko, kocasını defalarca hastaneye götürdüyse de sonuç alamadı. İlaçlar etki etmiyordu. Akko, Konya’da yaşayan İbrahim El Hac Ali adlı Suriyeli bir hocanın varlığını öğrendi. Kocasını Konya’ya götürerek, cinci Ali’ye gösterdi. Cinci Ali, iki üç haftada bir eşini yanına alıp ‘cin tedavisi’ için Alluş’un evinde kalıyordu. Odaya kapanıp sözde tedavi ediyordu. Mesela… Kuran okuyordu. Bir kulaklıkla Alluş’a yüksek sesle Kuran dinletip vücudunda bir yeri kıpırdadığında eliyle vuruyordu. Alluş’tan tak tuk sesleri geliyordu. Yarım saatte bir “Burada kalamazsın, iblis!” diye bağırıyor, adamın göğsüne ve karnına yumruklar indiriyordu. Hatta bir kere… Diziyle Alluş’un karnına baskı yaparak “Haydi çık, bismillah” dedi. Adamı leğene kusturdu. Cinin korkup kaçması için üzerine balta koydu. Cinci Ali, bu ‘hizmetleri’ karşılığında 2 bin TL para aldı.

 

 

Son seans, geçen yıl 16 Kasım’daydı. O gün evde cinci Ali’nin yanı sıra Alluş’un oğlu H., bacanağı İbrahim El Hatip ve eşi Yüsra vardı. Alluş, yer yatağındaydı. Altını pisletmişti. Ali, cep telefonunu ses sistemine bağlayıp Alluş’a Kuran dinletti.

Alluş’un oğlu H. anlatıyor: ‘Hoca sürekli ‘Allah-u Ekber’ diyerek, babamın göğüs kafesine bir avuç içi, bir yumruk şeklinde sert bir şekilde vurdu. Vururken, ‘Çık lan iblis’ dedi. Babam anlamsız kelimeler söyledi. Hoca babamın üzerine oturdu. ‘Çıkacaksın buradan’ dedi. Hoca babamın üzerinden inip yanına oturdu.’

 

 

Bu andan itibaren, sanki korku filminden bir sahne anlatılıyor.

 

H.A: ‘Tekrar babamın üzerine çıktı. Ve iki eliyle babamın boğazını sıkmaya başladı. ‘Çık lan iblis’ diye bağırdı. Babam yine anlamsız kelimeler kullandı. Bunun üzerine dizini babamın göğsüne koyarak batırdı. Elleri babamın omzundaydı. Babamın yüzü morardı. Hoca babamın üzerinden inip sigara yaktı. Babamın gözlerinin kapandığını fark ettim. Hocanın işi bildiğini düşündüğümden müdahale etmedim. Babamın nabzını kontrol ettim, nabız alamadım.’

Alluş, can çekişiyordu. Kurtarılabilirdi. Cinci Ali, yaptığı müdahaleyle ölümü hızlandırdı.

H.A: ‘Hoca babamın arkasına geçti, kollarının altından tutup yerden 20-25 santimetre kaldırıp salladı. Dizini babamın sırtına dayadı. Babamdan değişik sesler geldi. ‘Ambulansı arıyorum’ dedim. ‘Ne diyeceksin’ dedi. ‘Babam ölüyor’ dedim.’
Alluş, o gün öldü. Daha doğrusu, boğularak öldürüldü. ‘Ağız kapama, elle boğma ve göğüs basısına dayalı travmatik ve mekanik asfiksi sonucu öldüğü’ belirlendi. Ayrıca vücudunda çok sayıda kızarıklık ve sıyrık vardı.”

Saymaz, “Bu dava ilerleyen günlerde Ereğli Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Memleketimizdeki ‘Şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar’ bize yetmiyormuş gibi bir de Suriyelilerin ülkelerinden kaçarken, beraberlerinde getirdikleri üfürükçülerle boğuşuyoruz. Ve milyonlarca el, boğazımıza yapışmış, nefes alamıyoruz” diyerek sitem etti.

 

 

Yazının tamamını okumak için tıklayın.