Süper katilin demeci ABD işbirlikçisi ile bölünme işini kotardığını gösteriyor

Süper katilin demeci ABD işbirlikçisi ile bölünme işini kotardığını gösteriyor
22 Mart 2013 01:50

Süper seri katil vatan haini alçak bölücübaşı Öcalan’ın ”Nevruz” dolayısıyla Kürtler’e yönelik olarak hazırladığı ve Diyarbakır’da Kürtçe-Türkçe okunan mesajı bize Türkiye’yi bölüp, ilk planda federasyonlara sonra da devletlere ayırma işinde BOP Eşbaşkanı ABD işbirlikçisi Türk karşıtı Recep Tayyip Erdoğan’la tamamen anlaşmaya vardığını çokta kapalı olmayan kodlarını çözdüğümüz zaman bize bütün çıplaklığı ile vermektedir.

 


 


 


İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM


 


 


Bu ‘‘Nevruz” mesajında alçak süper katil öncelikle silahlı grupların sınırların dışına çıkmasını istemektedir ki, bu oldukça önemlidir.



Hiçbir terör örgütünün lideri, mücadele ettikleri ülke yöneticilerinden önemli ödünler koparmadıkça kendi çapulcularına ülke sınırlarının dışına çıkın demez.



Çünkü aldığı bu ödünler gerçekleşmediği taktirde, o terör örgütü tarafından hain ilan edilir ve bunu canı ile öder.


 


 



 


 



Bölücübaşı azılı alçak katil bu mesajında, terörist gruplara sınır dışına çıkın tavsiyesinden(Aslında emir) sonra ”Kürt halkı ve Anadolu’ya yaraşır şekilde tüm halkların eşit, ülkesinin oluşması için herkese hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Bu nevroz münasebetiyle, en az Kürt halkı kadar Ermenileri, Arapları ve diğer halk topluluklarına da özgürlük ve eşitlik ışıklarını, kendi ışıkları olarak görmeye ve yaşamaya çağırıyorum” diyerek ABD işbirlikçisi Recep Tayyip Erdoğan’la oldukça çok geniş mikyasta ve bütün etnik grupların dillerinin resmileşeceği ve federe devletlerinin olacağı antlaşmanın ipuçlarını vermektedir.


 



Alçağa ve karşılıklı yapılan alçaklığa siz bakın ki, sanki ”Türkiye Cumhuriyeti Devleti” kurulduğunda bütün etnik grupların hakları gasp edilmiş ve ortaçağ karanlığındaki esaret konumuna sokulmuş gibi.



Halbuki, Büyük Atatürk’ün kurduğu laik Cumhuriyet Devleti ile birlikte, dinsel ve ırksal paradigmalardan uzaklaşılarak etnik kökeni ne olursa olsun her bireyin özgürce yaşayacağı, günlük yaşamında inançlarını özgürce soluyacağı ve anadilini özgürce konuşacağı bir devlet yapısı inşa edilmiştir.



Bir ülkenin birlik ve bütünlüğünün korunması açısından resmiyette tek bir dilin kullanılması ve bu dilinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelini oluşturan Türk kanı, Türk kahramanlığı, Türk aklı, Türk kültürü olması nedeniyle Türkçe olması en doğal bir durumdur.


 


 



 



Amerika Birleşik Devletleri’nde belki dünyanın bütün dilleri günlük yaşamda kullanılmasına rağmen resmiyette sadece İngilizcenin konuşulması onlarında birliği açısından önem taşımaktadır.



Ve alçak katil devamla ”1000 yıldır kardeş olan Fırat ve Dicle’nin evlatları, Sakarya ve Meriç’in evlatlarıyla kardeştir” diyerek uluslararası çetenin yerli taşeron işbirlikçileri tarafından kendisine meşruiyet kazandırılmaktadır.



Hain yaratık! Türklerle Kürtler’in kardeş olduğunu senden mi öğreneceğiz?



Biz Türk Milleti olarak 1000 yıldır kardeş olduğumuzu, evlilik ve beraber yaşama yolu ile genlerimizin de birbirlerine karışarak çok yakın akraba olduğumuzu zaten biliyoruz.



Ey bölücübaşı azılı katil, ama sen ve BOP Eşbaşkanı ikiniz bir defa paçalarınızı vücutlarınızla birlikte ABD’ye kaptırmışsınız; size verilen misyonun gereğini yapmaya mecbur olduğunuzu yoksa bunun bedelinin çok ağır olduğunu çok iyi biliyorsunuz.



Evet sizin misyonunuz Türkiye’yi öncelikle federasyonlara ayırıp bölmek ve daha sonraki tarihsel süreç içerisinde de bağımsız devletler oluşturmak.


Evet bütün tuzaklar, dünya tarihinin en büyük evlatlarından olan Türklerin başına kurulmaktadır.


 



 


 



Adamlar Türkiye’yi federe devletlere ayrıştırma işinde BOP Eşbaşkanı ile birlikte o kadar ileri bir anlaşmaya varmışlar ki, Diyarbakır’daki Nevruz gününde uygulamaya koydukları kalkışma provasında, Niyazi Koyuncu denilen ve kendisini Laz olarak nitelendiren sanatçı taslağına güya Lazca olan ”Koçari” ve ‘‘Hayde” türkülerini bir bölünüp parçalanma sembolü olarak söylettiriyorlar; o da meydandaki azgın PKK sempatizanlarına yalakalık ve bölücülük sözleri ile ”Bugün Nevroz. Ben bir Laz’ım(Laz olsan kaç para eder ki). Aynı dili konuşmamıza gerek yok, birbirimizi anlamak için” sesleniyor.



Bakın hain bölücübaşının şu ”Bizim haykırışımız bir ırkın ve mezhebin değildir. Biz yeni bir Türkiye için,yeni bir gün için, adaletsizliğe ve kıyıma karşı çıktık. Savaşımız cehalete, adaletsizliğe, gericiliğe, her türlü zorbalığa oldu” sözleri, BOP Eşbaşkanı, ABD işbirlikçisi Recep Tayyip Erdoğan’la vardıkları anlaşmanın bütün kodlarını içermektedir ki, bu gaflet ve dalalet ötesi işin genetiği ”Yeni bir Türkiye” tanımlamasında yatmaktadır.



Evet Hanımefendiler, Beyefendiler; federe devletler halinde bölünme anlaşması tamamdır; sadece bunun uygulanması kalmıştır ki, her iki tarafta ”23 Nisan’da TBMM’de çok şey değişecek ” diyerek tarihsel sınırı bile çizmişlerdir.


 


 


 



 



Süper seri katil hain bölücübaşı Öcalan’ın Nevruz dolayısıyla mesajının içeriğinde olan şu ”Biz onlarca yılımızı bu halk(Kürtleri kastediyor) için feda ettik, büyük bedeller ödedik; helal olsun. Bu fedakarlıkların, bu mücadelelerin hiçbiri boşa gitmedi. Kürtler öz benliğini, aslını ve kimliğini yeniden kazandı” kesin ifadeleri BOP Eşbaşkanı ABD işbirlikçisi Recep Tayyip Erdoğan’la hangi ileri noktalarda anlaştıklarını çok kesin olarak çizmektedir ki, bunun içinde federe özerk devletler ve anadilde sınırsızca eğitimle birlikte kendi iç yönetim yasalarını oluşturacakları federal parlamentoda hazırlama ve kendi ordusunu serbestçe kurma hakkı verilmektedir ki, bu ordunun temelini de PKK terör örgütünün teröristleri ile birlikte silahları oluşturacaktır.



40 bin masum insanın kan içici azgın katili Öcalan’ın yine Nevruz dolayısıyla ve bir devlet başkanı edasıyla mesajında söylediği ‘’Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler uçuruma sürüklenirler. Ortadoğu halkları, kökleri üzerinden yeniden doğmak ve ayağa kalkmak istiyorlar. Bu nevroz hepimize yeni bir müjdedir’’ sözleri aynı zamanda ve tam anlamıyla, ABD tarafından kandırılarak ‘’Seni Ortadoğu’nun büyük lideri yapacağız, şu diğer 3 ülkedeki yani İran, Irak ve Suriye’deki Kürtleri’de bünyene al, eski Osmanlı’yı canlandır’’ vaatleriyle önce Ortadoğu’daki bütün Kürtler’in Türkiye’ye eklemlenmesi,sonra da Türkiye’deki Kürtler’le birlikte büyük bir parça halinde ayrılarak ‘’Büyük Kürdistan Devleti’’nin inşasından başka bir manevra değil dostlar.



İhtirası yüzünden tüm gövdesini ABD’ye kaptıran ve yeterli düşünsel yeteneği olmayan BOP’un Eşbaşkanı, ağzı sulanarak bu oyuna gelmiştir ve bu hayalle yanıp tutuşmaktadır.



Düşünsel yeteneği yeterli olmadığı için ABD’nin Irak ve Saddam’a Kuveyt nedeniyle oynadığı oyunu kestiremiyor ve kapkaranlık akibeti göremiyor.


 


 



 



Ama bir defa ABD bataklığına batmış; ya ‘’Küresel Efendiler’’in dediklerini yerine getirecek ya da İsmet Paşa’nın ‘’Büyük devletlerle iş gören devlet adamı ayı ile aynı yatağa giren adama benzer’’ hikmetli sözü gereği batacak.



Recep Tayip Erdoğan bunu çok iyi bildiği için istikbalini kurtarmaya bakıyor.



Ama şunu kesinlikle söyleyeyim ki, ABD Tayip Erdoğan’ın üstünü çizmiştir ve bundan sonra Obama onu asla kabul etmeyecek ve görüşme isteklerini geri çevirecektir.



Çünkü ABD, kendileri için çok hassas bir konu olan ‘’Amerikan düşmanlığı’’nın Türkiye’de onun tutumu nedeniyle yükseldiğini çok iyi biliyor ve asla affetmeyecektir.



Ama şimdi siyasal ömrünün bitişine kadar kullanma konumunda yararlanmaya bakıyor ABD.



CIA yönetimindeki Kürtçü bölücülük hareketi şimdi ‘’Barış’’ ve ‘’Açılım’’ sözcüklerini ‘’Küresel Çete’’nin akıl oyunu olarak kamuoyunun önüne sürerek sanki Türklerle Kürtler birbirlerine küsmüşler gibi toplumsal beyin yıkama yöntemi ile Türkiye’yi bölme ve Türklüğü Anadolu topraklarından ebediyen uzaklaştırma operasyonu yapıyorlar.



Hangi cahile sorsanız ‘’Barış’’ ve ‘’Açılım’’ istiyoruz diyorlar; yani propaganda tekrarı yoluyla tüm halkın bilinçaltına bir sorun olduğunu suni bir şekilde yerleştirdiler.



Türk Milleti olarak, temiz tükürüklerimizi bile böyle ülkemizi bölen ”Barış ve açılım’’ın içine tükürerek kirletmek istemiyoruz.


 


 


 



 



Birde, herkes ve muhalefet partileri bile AKP Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı’na atılan roket ve bombaların herhangi bir örgüt tarafından atıldığına dair BOP Eşbaşkanı ve ekibinin yalancı dolmalarını hemen yuttular.



Bu iş,bölücülük operasyonunun tam anlamıyla yapılabilmesi için kendilerine CIA merkezli ABD’li danışmanlar tarafından önerilip uygulattırılan ve Türk Milleti’ni uyutup öz be öz Türk yurdu olan ve atalarımızın kanları pahasına alınan Güneydoğu’muzun Türkiye’den koparılması, ülkemizin federe devletler şeklinde 20 küsür özerk bölgeye ayrılma manevrasının bir parçasıdır.



Hiç kimse bu numaralara inanmasın ve Tayyip’in yalancı dolmalarını yutmasın.



Bölünme operasyonunun tamamlanması için ‘’Küresel Efendiler’’in direktifleri doğrultusunda ve CIA merkezli ABD danışmanlığında bu tür filimsel operasyonlar yapılacak ve çok daha tazeleri sahneye aktarılacaktır.



Bu işi Dev-Sol veya başka bir örgüt üstlendi yalanlarına kimse inanmasın ve temiz zekası ile alay ettirmesin.



Şimdi yapılacak olan Büyük Atatürk’ün ‘’Amasya Tamimi’’’ni modellemek olacaktır.



İşin özü, Türk Milleti’nin hayatını kurtaran ve teferruatı diğer maddelerde olan bu ‘’Amasya Tamimi’’ nin 1. Maddesine sarılıp onu uygulamak kurtuluşumuzun yegane başlangıcı olacaktır.



Amasya Tamimi 1.Maddesi: ’’Vatanın tamamı, milletin istiklali, tehlikededir. Hükümet merkezi itilaf devletlerinin denetimi altında bulunduğundan, sahip olduğu sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir. Bu durum Milletimizin adı var, kendi yok durumuna düşürüyor. MİLLETİN İSTİKLALİNİ YİNE MİLLETİN AZİM VE KARARI KURTARACAKTIR.’’



Modelleme ve yeni fikirler geliştirme adına ‘’Amasya Tamimi’’nin diğer maddelerini bulup okumak ve bulunduğumuz koşullara uyarlayarak birbirimize aktarmamız gerekmektedir.



İşte biz de Türk Milleti olarak bugün hukuk ve demokratik çerçeve içinde kalarak bu doğrultuda hareket edecek siyasal anlamda sağda, solda, aşırı solda ve muhafazakar yelpazedeki tüm milli-ulusalcı yurtseverler, aydınlar ve tüm sivil toplum örgütleri geniş halk kitleleri bir araya gelerek önce bu ihanet operasyonlarına karşı direnişe geçeceğiz.



Bu arada siyasal anlamda örgütlenip ‘’Milli Hükümeti’’ kurup bu Küresel Efendiler’in taşeronu olan AKP hükümeti’nin bölücülük adına yaptığı bütün tahribatları düzeltip, Cumhuriyeti ve Atatürk devrimleri ile ülke bütünlüğünü koruyan tüm yasaları çıkarıp, Tayip Erdoğan yasalarını TBMM’nin çöp sepetine atıp tüm vatan ve millet hainlerini yargılatacağız şerefli Türk mahkemelerinde.


 


 



 



Bir süreden beri yurtsever aydınlarımızın özveri ile sürdürdükleri ‘’MİLLİ ANAYASA FORMU’’ çalışmaları bir ümit kaynağı olabilir bu hususta ki,zaten 23 Nisan’da Ankara’da tıpkı Büyük Atatürk’ün 1920’de yaptığı gibi önemli kararların alınacağı çok büyük katılımlı bir toplantının yapılacağı biliniyor.



Aydınlar ve siyasiler olarak her türlü görüş, düşünce ve deneyimlerimizi, özellikle geniş halk kitlelerine ulaşma bakımından öncelikle medyada ve her ortamda paylaşmakta çok yarar vardır.



Her öncü önder ve herkes elindeki olanakları Türk Milleti’nin kurtuluşu için çabalayanlara kullandırmalıdır.



Aksi halde hamaset nutukları atmaktan öteye geçemeyiz.



Katkı sağlama adına ‘’Küresel Çeteler’’den kurtuluşumuz ve yeniden milletçe ‘’Milli Haysiyetimiz’’e kavuşmamız için görüşlerimi aktarmaya devam edeceğim.


 


 


 


 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!