Şuna bir dikkat edin!
9 Nisan 2013 02:00

Şimdi size PKK sitesindeki bir yazıdan pasajlar aktaracağım, sonra da üzerinde yazacağım şeyler olacak.

Safile USUL H&H YORUM

Aktaracağım yazı PKK’ya ait internet sitesinden (ANF), 3 Nisan tarihli…

“Belli oldu ki, AKP hükümeti, önümüzdeki yerel seçimlere, genel seçimlere ve cumhurbaşkanı seçimlerine “ateşkes” koşullarında girecek. Fırat’ın Batısına asker cenazeleri gelmeyecek. Eğer hükümet bugünkü çizgide yürürse, ne polis göstericilere gaz bombası atacak, ne de göstericiler polise molotof…

Bu durumun sanırım herkes pek farkında değil. Hele Başbakan hiç değil. O, “Rabbena, hep bana” diyor.

Oysa, kazandığı bu “sükunet” ortamı, AKP’nin oylarının yüzde ellinin üzerine tırmanmasında, buna karşılık “şehit cenazelerinden” beslenen “milliyetçi-ulusalcı” oyların hızla aşağıya doğru düşmesinde, en büyük, en belirleyici ve kesin faktör.

PKK, AKP’ye, bir kere daha Fırat’ın Batısı’nda büyük bir seçim zaferini altın tepside hediye ediyor. Çekilmeymiş, silahsızlanmaymış, çözümmüş, bir yana bırakın. Daha bu ilk adım, yani “ateşkes” ilanı, Türkiye siyasetini belirliyor. Hatta, öyle BDP’yle de değil, bu ortam AKP’ye, kendi başına “başkanlık” sistemine geçiş için bile potansiyel imkan hazırlıyor.

AKP’nin “seçim zaferini” önlemenin ve onun “başkanlık” sistemine doğru yürümesini engellemenin biricik yolu, “savaş”. Bunun sorumlusu da CHP ve bir kısım sol. Çünkü BDP’yi “AKP’yle başkanlık konusunda pazarlık yapmakla” karalayanların ne dizinde derman, ne yüreğinde irade var. Bunlar seçim yoluyla AKP’yi durduramazlar. Artık “darbe” umutları da yok oldu. Milliyetçilikleri, AKP’yi durduracak tek ittifakın BDP ile olduğunu görmelerini engeller. Böylece ortada AKP’yi “yıkmak” için, “savaştan” başka yol bırakmazlar. Gerçekten de eğer bu baharla birlikte PKK savaş kararı verseydi, biliniz ki, AKP yıkılırdı. “Kırılgan” ekonomisi baş aşağıya giderdi, Kuzey’de yürüyen iç savaşa bölgenin başka elleri de karışırdı. Türkiye yıkıma uğrardı. En büyük yıkımı Kürt halkı ve Rojava devrimi görürdü. Soralım: CHP ve kimi sollar “kazansın” diye, PKK “savaş” yolunu mu seçseydi?”

Aktaracaklarım bunlar söz konusu yazıdan. Bilhassa da AKP’ye, “Sizi CHP ve MHP’den kurtaran biziz” anlamına gelen bölümlere dikkat çekmek isterim.

Benim yorumun sonra.

TEHDİT ETTİ

Başbakan Erdoğan pazar günü yaptığı konuşmada muhalif yürüyüşlere katılanlara hitaben, “Karışıklık çıkarmanıza müsaade etmeyiz.” anlamında bir cümle kurduktan sonra, yüzünü çok sertleştirerek, “Müsamaha asla etmeyiz buna.” şeklinde açıkça tehdit etti.

Başbakan demokrasiyi çok ağır bir biçimde ihlal ediyor.

Ve, bu haliyle Ortadoğu’ya çok yakışıyor.

Yanlış anlaşılmasın, ben Ortadoğu’nun güzel ve sıcak halklarına da onu asla dilemiyorum.

Onlara da demokrasi diliyorum, sadece Erdoğan’ın Ortadoğu rejimleri ile olan harika uyumuna vurgu yapıyorum.

FAZ’DAN SURİYE

7 Nisan tarihli Alman FAZ Gazetesi’nde, “Otobüs ile cihada” başlıklı bir makale vardı.

Çok kısaca pasajlar aktaracağım…

“İç savaş ülkesi Suriye siyasal İslamcılar için çok çekici bir merkez. Dünyanın her tarafından cihat savaşçıları otobüslerle Türkiye üzerinden Suriye’ye gidiyorlar. 3. ülkelerden gelerek Alman vatandaşı olmuşlar da var bunların arasında. 100 Avro’ya Dortmund’dan otobüse binip İstanbul’a varıyorlar. İstanbul’dan tekrar otobüse binip Gaziantep’e gidiyorlar ve ordan da sınırı geçerek Halep’e gidiyorlar.

Suriye’de yaklaşık 6.000 dışardan gelmiş cihatçı var. Bunlar bilhassa da Halep üzerinden Esad’a karşı savaşıyorlar.”

Bu kadar aktarım yeter.

Dikkat edilirse Alman Gazetesi bu bilgileri Alman devletinden almış olmalı ve Almanya Suriye’yi artık bu gözle izliyor, yani siyasal İslam’ın üssü haline gelmiş olması ile.

Ve, bu nedenle de zaten Suriye’de Esad’ın devrilmesi çabasına AB artık katılmıyor.