Şu ayrıma lütfen dikkat

Şu ayrıma lütfen dikkat
18 Nisan 2013 03:00

Üniversite tuvaletlerinin (liselerin de tabii) kapı arkalarında, bilirsiniz, öğrenciler tarafından yazılmış cümleler veya çiziktirilmiş figür+karikatürler vardır.

Safile USUL H&H YORUM

Böyle, “Bunu okuyan…” la filan başlayan veya, “Ah, Ayşe senin yüzünden int’aaar edicem.” filan gibi bol bol karalamalar okuyabilirsiniz tuvaletlerde veya bazen felsefi, yani; “Bu dünya kimseye kalmaz.” filan gibi cümleler.

Ben üniversiteyi yurtdışında okudum, bir orta Avrupa ülkesinde.

Orda tuvalet kapılarının arkasında ise, çok bolca Hz. İsa karikatüleri vardı.

İsa’ya kafayı takmış çok sayıda öğrenci olmalı diye düşünürdüm ben de gördükçe.

Daha sonraki yıllarda ise, şunu anladım…

Avrupa’nın bilhassa da Katolik olan ülkeleri çok aşırı muhafazakar ve öğrenciler
çocukluktan itibaren yetişirken bu fenomenden çok etkileniyor ve sonraki yıllarda aile ve toplum düzeni ile olan psiko-ihtilaflar bir kısmı ile de, İsa karikatürleriyle dışa vuruluyor/artikule ediliyor. (artikulasyon:ifade ediliş şekli)

Şimdi, burdan nereye geleceğim…

Bugün bazı yazarların, “AİHM de dine saygısızlığı mahkum ediyor.” şeklindeki yorumlarını okudum.

Bu niteliksel olarak külliyen yanlış bir iddia.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu iddiaya temel olan kararlarını siyasal İslam tehlikesi var şeklinde bir yorum yaptığında veriyor.

Ama temelde ve niteliksel olarak, dile getirilen her türlü görüş ve duygusal ifadeyi kişi hürriyeti ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiriyor.

Şöyle ki…

Genel olarak Avrupalılar ve de AİHM, Müslüman toplumların dini konular söz konusu olduğu zaman galeyena gelebileceğini ve bundan dolayı ortaya toplumsal ve siyasal şiddet çıkabileceğini düşündüğü için, evrensel kişi ve fikir özgürlükleri kuralını bu toplumlar için fazla buluyor…

Ve, böyle bir vaka ile karşılaştığını düşündüğünde siyasal patlamaları engelleyebilmek için bu tür, “3. Dünyaya özel” ve aslında hukuksal bir niteliğe değil, siyasi bir endişeye dayanan kararlar veriyor.

Lütfen bu ayrım gözardı edilmesin ve Türkiye’nin perspektif olarak evrensel hukuk çıta iddiası karartılmasın.

Kaldı ki…

Fazıl Say’ın ceza almasına sebep olan cümlesinde dine değil, kendisini çok dindar ve mukaddesatçı olarak lanse edenlere bir yönelim var.

Fazıl Say’ın o cümlesinde dinin kendisine veya Allah ile Peygamber’e yönelik bir içerik yok.

İsteyen tekrar okusun.

Bu arada…

Ben dünkü yazımı yazarken, Başbakan Erdoğan’ın Fazıl Say’a 10 ay hapis cezası verilmesine yönelik olarak, “Bizi onlarla meşgul etmeyin” dediğini henüz okumamıştım.

Akşam saatlerinde haberlerde rastladım sonra.

İfadesinden belli ki, bu cezayı çok uygun bulmuş.

Hatta belki az bile bulmuş olabilir.

Ki, ben Erdoğan’dan başka birşeyi zaten beklemem ama yine de böylesine frontal bir ifade onun evrensel hukuk düzenine kaç fersah uzak olduğunu birkez daha göstermesi bakımından çarpıcı idi.

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan