Söğütözü’nden Seyit’in rüyası;

Söğütözü’nden Seyit’in rüyası;
2 Ekim 2013 09:42

Televizyonda “Aykırı Yanıtlar” adlı bir program yapıyordum, o günkü konuğum da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan idi…Başladık:

 

Haldun ERTEM H&H YORUM

 

“Hoş geldiniz efendim…Hatırımızı kırmayıp programımıza katıldığınız için sonsuz teşekkürler…”

 

“Bana bu saatte ekrana çıkma fırsatı vermeniz nedeniyle ben de size teşekkür ediyorum…Gerçi biz gün boyu ekranlardayız ama akşamın ilerleyen saatlerinde eksikliğimiz oluyor maalesef…”

 

“Burdan başlayalım o zaman…Hemen hemen her gün şurda burda konuşma yapmaktan gına gelmiyor mu size?”

 

“Mecburuz…Siyasetçinin müşterisi seçmense konuşma platformları da dükkan gibidir…”

 

“Konuşmalarınızı prompterden yapıyorsunuz değil mi?”

 

“Evet…Ama ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarımın çoğu bunu bilmiyor…Benim irticalen konuştuğumu zannedip ‘Vay be, Başbakanımızdaki konuşma yeteneğine ve hafızaya bak, ne kadar düzgün konuşuyor, o kadar rakamı küsuratına kadar nasıl da hatırlıyor’ diyor…”

 

“Gelelim Demokrasi Paketi’ne…Gazetelerimiz bu pakete “Hoş geldin Özgürlük”… “Erdoğan Devrimi”…”Çağ Atlatan Paket” gibi manşetler attılar…Doğru mu bunlar?

 

“Yok ya ne gezer… Biz bu paketi sadece türban serbestisiyle işimize gelecek seçim sistemi için hazırladık… Diğerleri çerez türü şeyler…Hatırlarsan 12 Eylül referandumunda da aynı şeyi yapmış, yargıyı ele geçirmek amacıyla hazırladığımız anayasa paketine birtakım şekerpare maddeler eklemiştik…”

 

“Pakette siyasi partilerde eş başkanlık gibi bir madde var…Tek lideri bile bulmakta zorlanan partiler iki lideri birden nasıl bulacaklar? Neden gerek gördünüz böyle bir şeye?”

 

“Başkanlık sistemi olmaz da şimdiki sistemle Çankaya’ya çıkarsam partimin başında en azından benim adamlarımdan biri olsun diye… Meydanı tamamen cemaate teslim etme riskine giremem ben…”

 

“Paketi açıklarken ‘Korkaklar zafer anıtı dikemezler’ dediniz… Ne demek bu?”

 

“Korku imparatorluğunda yaşadıklarını düşünüp kılını kıpırdatmayanları kast ediyorum…”

 

“Nefret suçlarına ağır ceza geliyor galiba…”

 

“Aslında bu noktada hata yapmış olabiliriz… Çünkü bizim içimizde de laiklerden nefret eden çok sayıda arkadaş bulunuyor…”

 

“Özel okullarda Kürtçe eğitimi serbest bırakıyorsunuz… Kimler gidecek bu okullara?”

 

“Zengin Kürt işadamlarıyla BDP milletvekillerinin çocukları…”

 

“Terör ve rüşvetten hüküm giyenler parti üyesi olabilecek diyorsunuz…”

 

“Tabii…O suçları işleyip de yakalanmayanlar üye olabiliyorsa enselenip hüküm giyenlerin de aynı hakka sahip olmasının demokrasi ruhuna daha uygun düşeceğini öngördük…”

 

“Çok teşekkür ediyorum efendim…”

 

“Bana değil bugüne kadar bize ısrarla destek veren milletime teşekkür et…”

 

YORUMU: Paket maket hikaye…Bizim memlekette gerçek demokrasi ancak rüyada görülür…

 


Yazarın Son Yazıları:
Rize’den Nuri’nin rüyası
Rüyaların İçinden Keçiören’den Hidayet’in rüyası;
Ankara’dan Ruhi’nin rüyası