Sessiz Çığlık buluşmasında tutuklu eşleri: Asla başımızı öne eğmedik, çünkü onlar suçsuz

Sessiz Çığlık buluşmasında tutuklu eşleri: Asla başımızı öne eğmedik, çünkü onlar suçsuz
8 Mart 2014 15:10

Balyoz davasında çeşitli cezalara çarptırılan subayların eşleri, bu cumartesi günü de Kocaeli’nin Gölcük İlçesi Değirmendere semtinde ‘sessiz çığlık’ eyleminde bulundular. Balyoz ve Ergenekon davalarının koca bir yalan olduğunu belirten tutuklu eşleri, “Biz eşler olarak asla başımızı öne eğmedik. Bu dava başladığından beni bizim başımız dikti, çünkü bizim eşlerimiz suçsuzdu” diye konuştular.

 

 

‘Sessiz Çığlık’ buluşması her Cumartesi günü olduğu gibi bugün de Gölcük’ün Değirmendere semtindeki Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirildi. Tutuklu yakınları ellerinde tutukluların fotoğrafları ile pankartlar taşırken, bazılarının dün tahliye olan İlker Başbuğ’un da katılımı nedeniyle İstanbul’daki eyleme gittiği öğrenildi.

 

Burada bir açıklama 16 yıla mahkum Deniz Kurmay Albay Önder Çelebi’nin eşi Gonca Çelebi, eşinin 2,5 yıldır suçsuz yere cezaevinde olduğunu belirterek şunları söyledi:

 

“Dün akşam buruk bir sevinç yaşadık. İlker Başbuğ paşanın tahliye olmasına sevindik ama biz beraat etmesini istiyoruz. Ergenekon davası adı altında pek çok yurtseveri tutukladılar. Doğu Perinçek, Tuncay Özkan ve ismini sayamadığım birçok yurtsever var. Fakat bu öyle bir dava oldu ki, içine Danıştay katillerini de kattılar malesef, insanları kandırabilmek için. Ama Ergenekon’un koca bir yalan olduğu belli zaten. Aynı bizim davamız olan Balyoz davası gibi.”

 

22

 

KUMPAS LAFIYLA ÜMİTLENDİK

 

Açıklamasında “Ben Anayasa Mahkemesi’ne seslenmek istiyorum.” diyen Gonca Çelebi şöyle devam etti:

 

“İlker Başbuğ’un davasını öne aldı, haksız tutukluluktan, uzun tutukluluktan, davanın adil olmadığından. Aynı şekilde biz iki ay önce kumpas lafıyla tekrar ümitlendik. Birçok insan ‘kumpas’ demeye başladı. Bizim 2,5 yıldır seslendiğimiz şeyi birileri nihayet duydu. Bir havuç sallandı önümüze biz de bekliyoruz. O yüzden Anayasa Mahkemesi’nin en kısa zamanda Balyoz Davası’nın başvurucularından birini pilot dava olarak ele alıp aynı şekilde bu davadaki adil yargılanma ilkesinin çiğnendiğini, haksız bir şekilde tutuklama yapıldığını, bu tutuklamanın devam ettiğini ve adil olmayan mahkemelerde ceza kesildiğini halka anlatmasını, göstermesini istiyoruz. Çünkü bizim başka dayanacak bir noktamız yok. En yüksek merci bizim için Anayasa Mahkemesi”

 

33

 

ASLA BAŞIMIZI ÖNE EYMEDİK

 

Gonca Çelebi, tutuklamalar nedeniyle ailelerin ve çocukların büyük sıkıntı çektiğini, ancak bunun manevi boyutunun daha ağır olduğunu belirterek şunları söyledi:

 

“Biz eşler olarak asla başımızı öne eğmedik. Bu dava başladığından beri bizim başımız dikti. Çünkü bizim eşlerimiz suçsuzdu. Bugün bazı soruşturmalar devam ediyor. İnsanlar kafalarını öne eğerek gidiyor hapishaneye. Tahliye olduklarında da kimselere duyurmadan çıkıyorlar. Bir tanesinin eşi çıkmıyor meydanlara. Biz 21 Eylül’den beri her Cumartesi günü meydanlardayız, haksızlığımızı dile getirmek için. Maddi yanı da çok acı. Ben çalışmıyorum. Eşimin maaşının üçte ikisi elimize geçiyor. Hatta şimdi vasilik sebebiyle o da elime geçmiyor. Dava sona erene kadar ben maaş dahi alamayacağım. Benim annem babam olmasa ne yapacaktım ben? Ama maddi tarafını dile getirip kimseye kendimi acındırmak istemem. Ama manevi tarafı o kadar büyük ki.”

 

44

 

İMAMLAR ORTAYA ÇIKARILSIN

 

Üç yıla yakın süredir cezaevinde bulunan Deniz Kurmay Aybay Ümit Metin’in eşi Berna Metin de, eşinin 16 yıl hüküm giydiğini hatırlattı. Berna Metin, İlker Başbuğ’un tahliye olmasının kendilerini biraz olsun sevindirdiğini belirtirken şunları söyledi:

 

“Bizim için bir umut kapısı oldu. Çünkü hiçbir zaman istemedik huzur ve mutluluktan başka bir şey istemedik. Bize onu da çok gördüler. Hiçbir zaman hırslarımız olmadı. Ama eşimizi yanımızda çok gördüler bize. Onlar suçsuz. Bu davaların hepsi komplo. Diğer davalarda çözülmeler oldu. Bizim bu Balyoz Davası’nda da çözülmeler olmasını bekliyoruz. Madem bu kumpassa bir şey yapılması lazım. Yargıtay onadı. Yargıtay’da imam var dediler. Hani nerde, kim bu imam? Bunların ortaya çıkarılması lazım. Hem askeriyedeki hem dışardaki hepsinin ortaya çıkarılması lazım.”

 

BUNU YAPANLAR YARGILANSIN

 

Berna Metin, “Ben hükümete sesleniyorum.” diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü:

 

“Madem TSK kumpasa uğradıysa lütfün bize bu kampası yapanları biran evvel bulsunlar. Suçsuz insanlar çıksınlar. Bizi o kumpasa uğratanları, bunu bize yapanları biz görelim. Benim sözüm var. Ben çalıştığım halde, Silivri’deki tüm mahkemelere gitmeye çalıştım. Kendi kendime ben orada ağlayarak söz verdim. Bize bunu yapanlar yargılandığı zaman, hiç uzak demeyeceğim ben her mahkemelerine gideceğim. Onların yüzlerini göreceğim.”

 

Kababalık açıklamaların ardından sessizce dağıldı.