Sarıgül’e ‘parti kurma’ diye kasetli şantaj mı yapıldı?!

Sarıgül’e ‘parti kurma’ diye kasetli şantaj mı yapıldı?!
6 Kasım 2013 09:55

Hükümete yakın gazetelerden Yenişafak yazarı Fuat Atik, CHP’li Mustafa Sarıgül’le ilgili öyle bir iddia ortaya attı ki yenilir yutulur cinsten değil… Atik’in ‘Mustafa Sarıgül’ün 1 milyar doları var!’ başlıklı bugünkü yazısı ortalığı karıştıracak cinsten… İşte o iddialar:

 

Kılıçdaroğlu’nun CHP Grup Başkanvekili olduğu dönemden bir fotoğraf…

 

Dosyaların sıra sıra dizildiği bir rafın önünde duruyor Kemal Bey. Görünen dosyaların üzerinde dönemin bazı bakanları ve AK Parti yöneticilerinin isimleri var. Kimi dosyalarda ise büyük puntolarla “Yolsuzluk” yazıyor.

 

Şişli Belediye Başkanı Sarıgül’ün yolsuzluk dosyası da rafta. O dosyada Sarıgül’e ciddi suçlamalar olduğu kamuoyuna çok kez yansıdı. Ancak çarpıcı olan dosyanın içindekiler değil; ortaya çıkan kompozisyon. “CHP, ihraç ettiği belediye başkanına kucak açacak kadar demokrat” sonucu çıkaracak derecede saf değilseniz, çok şey anlatıyor fotoğraf. Başlık at deseler “CHP’de ayak oyunu” derdim dokuz sütuna.

 

Kılıçdaroğlu, kendisine servis edilen o dosyalarla sivrildi. Aydın Doğan medyasının desteği ile çıkardığı gürültü, CHP’de önünü açtı. Dosyaların çoğu boş çıksa da 2009’daki yerel seçimlerde partinin İstanbul adayı olmayı başardı. Baykal, kasetle istifa ettirilince önce “Aday değilim” deyip bir hafta sonra çark eden Kılıçdaroğlu, o dosyaların rüzgarıyla liderliğe oynadı.

 

İstanbul’da CHP’nin oylarını arttırdığı için “Neden olmasın” diye düşündüğünden Baykal’ı arkadan vurmadı elbette. O nokta hala büyük bir sır. O rafta yer almayı hak edecek kadar önemli Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geçme hikayesi. “Baykal-Kılıçdaroğlu-Kaset” yazan bir dosya o rafa yakışırdı. Neyse geçelim.

 

Fotoğraf, eski bir CHP’Ii tarafından Sarıgül’ün CHP’den İstanbul adaylığını açıkladığı gün servis edildi. Baykalcı Savcı Sayan ironik fotoğrafı “Sarıgül’ü baronlar CHP’ye soktu” notuyla paylaştı twitter’da. Tam bir CHP klasiği anlayacağınız. Baştan sona ayak oyunu her kadrajında ince hesap… Konu CHP ve Sarıgül olunca benzer fotoğraflarla çok karşılaşacağız.

 

Kemal Bey’in, kendisine rakip olacağını saklamayan Sarıgül’le yan yana gelmesi bazı solcuların umutlandığı gibi “mutluluğun fotoğrafı” olmayacak.

 

“Sarıgül’ü CHP’ye al” baskısını fotoğraftaki dosyanın kapağını açarak bertaraf edebilirdi Kemal Bey ama yapmadı, İstanbul sermayesi vardı arada. Sarıgül’ü, ayağına parti yöneticisini gönderip CHP’ye davet etti. Bundan sonraki süreci de o sermaye çevrelerinin ince CHP hesapları belirleyecek. Kılıçdaroğlu’nun eli ise boş değil.

 

Sarıgül, 2009’daki oy oranının üzerine çıkarsa raftaki gibi dosyaların kapağı açılabilir. İstanbul’u alırsa işte o zaman Kemal Bey daha güçlü dosyalara ihtiyaç duyacak.

 

Hürriyet’le “seçim startı” havasında yayınlanan röportajında, üzerine basa basa “Nerede, görelim” dediği “kasetler” meselesi Sarıgül’ün en zayıf noktası.

 

Sarıgül, meydan okuyor ama kendisine kasetle şantaj yapıldığı iddiasını geçmişte yalanlamadı. Yeni Şafak’ta 13 Temmuz 2010’da Kamil Maman imzasıyla yayınlanan haber çarpıcı bir örnek. Sarıgül, 2010’da YDH ile seçimlere girmekten CHP’nin lehine vazgeçmişti.

 

“Sarıgül’ü vazgeçiren kaset mi?” başlıklı haber bu ani karar değişikliğinin perde arkası:

 

“İddialara göre, Baykal’ın gizli görüntülerini servis eden bir medya patronu, bir eski başbakan yardımcısı ve Adalet Bakanı’nın içinde yer aldığı ekip, Sarıgül’le bir araya gelerek parti kurma işinden vazgeçmesini istedi. Sarıgül’ü vazgeçiren en önemli ayrıntı ise Hilton Oteli’nde bazı görüntülerinin gizli şekilde kaydedilmiş olması. CHP Genel Sekreteri Önder Sav görüntülerin varlığından haberdar oldu ve bunu Kılıçdaroğlu’yla paylaştı.”

 

Sarıgül kaset iddiasını ne tekzip etti, ne de dava açtı. “Kaset”le gelen Kılıçdaroğlu da öyle… Şaşırtıcı değil mi?

 

İki yıl sonra “kasetleri görelim” diyerek meydan okuyan Sarıgül ise kendisine CHP’nin kapısını açıp Başbakanlığı gösteren İstanbul sermayesine güveniyor.

 

Paranın siyasette her kapıyı açacağına inanıyor o sermaye çevresi. AK Parti kurulurken “Erdoğan’ın 1 milyar doları var” iddiasını ortaya atmıştı Rahmi Koç. Ankara hedefli Sarıgül operasyonunda en az bu kadarını gözden çıkarmış olmalılar. Ancak siyasette paha biçilemez değerleri yine ıskalıyorlar.

 

Yedi dakikalık konuşmasında 2 kere “Bismillah”, 1 kere “Allah’ımın izniyle”, 4 kere “İnşallah” diyen Sarıgül’den Erdoğan’ın kötü bir kopyası çıkacağını bilmiyorlar.

 

Gezi tayfasının “Neden Taksim’de yoksun” eleştirilerine “fotomontaj” kokan fotoğrafla “Ben de aranızdaydım” twitinin karşılıksız olduğunu da…

 

Cem Uzan, Cem Boyner gibi “Samimiyet” testini geçemeyenlerle dolu siyaset tarihimiz. “Samimiyet” yoksa, geriye sol partilerde siyaset yapan “Şişli kalesi”nin koruyucusu kalır. Her yer de Şişli olmadığına göre…

 

Sarıgül’ün Başbakanlık macerası, en fazla Erdoğan’ın bakanları için hazırlanan dosyaların yanında biter, Rafın önünde mi olur, içinde mi, orası Kemal Bey’in performansına bağlı.