Kamuoyunda “sansür yasası” olarak bilinen, gazetecilere “kolay hapis” yolunu açan Dezenformasyon Yasa teklifi “kadük” olma yolunda. AKP kanadı, bazı maddelerin “anayasaya aykırılık içerdiği”ni ve “ekimde 2023 seçimlerine hazırlık” sürecinin başlayacağına dikkat çekerek “teklifin Meclis’e gelmesinin mümkün olmayacağını” belirtiyor.

 

 

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre AKP ve MHP’nin hazırladığı ve kamuoyunda “sansür yasası” olarak da bilinen dezenformasyon yasa önerisi “kadük” olma yolunda. Cumhur İttifakı, uzun süredir dezenformasyon yasa teklifi üzerinde çalışıyordu. Teklif, kamuoyuna, “basın, sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin düzenlemeleri içeriyor” diye sunuldu. Ancak TBMM’ye gelen teklifte yer alan 29. madde, hem basın yayın meslek kuruluşları hem de muhalefet tarafından sert şekilde eleştirildi.

 

 

ÇEKİNCELER VAR

 
Söz konusu maddenin gazetecilere yönelik “niyet beyanının önünü açacağına” yönelik endişeler Cumhur İttifakı’nda da dile getirildi ve söz konusu teklifin, muhalefet ile yürütülen görüşmelerin ardından “yeniden incelenmek üzere” TBMM Genel Kurul gündemine alınmadı. Önerinin önceki gün de “yeni yasama yılına kaldığı” açıklandı. Ancak AKP kanadı, bu teklifin “yeni yasama döneminde, yani ekim ayında da gündeme gelmeyebileceğini ve bir anlamda kadük kalacağını” düşünüyor. AKP kanadı ayrıca gelecek yasama döneminde tüm milletvekillerinin “seçime odaklanacağının” altını çiziyor. Türkiye’nin mevcutta dışarıda birçok operasyon yürüttüğünü ve diplomaside de pek çok gelişmeler yaşandığını belirten AKP’li kurmaylar, “2023’te seçim var. Bir yandan da hem iç politikada hem de dış politikada yürütülen bir süreç var. O nedenle böylesi bir dönemde bu teklifin yeniden genel kurul gündemine gelmesi çok mümkün görünmüyor” değerlendirmesini yapıyor.

 

 

“ANAYASAYA AYKIRILIK İÇERİYOR”

 
AKP kanadında da teklifte yer alan bazı maddelerin “anayasaya aykırılık içerdiği” kaydediliyor. İktidarın üzerinde durduğu en önemli noktanın “teklifle getirilen cezalar olduğunun” altı çiziliyor. Söz konusu cezaların hukuken uygulama aşamasında “pek çok haksız karar çıkmasına da neden olacağı” ifade ediliyor.