Sandıksal demokrasi ve Türkiye
16 Eylül 2024 17:30
Demokrasi kısa öz tanımı itibariyle Halkın kendi kendini yönetmesi anlamına gelir.
Yunus BÜLBÜL H&H YORUM
Daha bilimsel anlamda ise siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimine demokrasi deniyor.
Tabii ki tek bir Demokrasi tipi de yok.
Demokrasi uygulamalarda farklılıklar gösterip değişik isimler altında yönetim şekilleri olarak toplum yaşamında varlığını sürdürüyor.
En yaygın Demokrasi türü doğrudan Demokrasi, temsili Demokrasi ve bizde adı konmasa da uygulamada “Sandıksal Demokrasidir”
Demokrasinin özünü ulusal egemenlik seçme ve seçilme hakkı, katılımcılık özgürlük, eşitlik, çoğulculuk, çoğunluk, hoşgörü, hukuk devleti kesinlikle kuvvetler ayrılığı oluşturur.
Bunlardan birinin eksikliği Demokrasinin var olma olgusunu zedeler.
“Sandıksal Demokrasi” bir çeşit Demokrasicilik oyunudur.
Türkiye oynanan oyunda özünde budur. Burjuva Demokrasisi ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Göstermelik bir meclis vardır. Meclis halka umut olarak gösterilir, göstermelik bu meclis için 5 yılda bir seçimler yapılır. Halkın biriken gazı bu tür seçimler ile alınır.
“Bu düzenden bir şikayetin varsa seçimlerde sandık önüne geldiğinde değiştir. Değiştirmek için politika yap, partilerinin içinde çalış, Bu parti olmadı bir dahaki sefere diğerini dene…” derler.
Demokrasicilik oyununun tek aracı Meclis’te değildir
Sivil toplum kuruluşları, Medya ve gelişmiş propaganda araçları diğer parçalardır.
Yalan ve demegoji din vatan millet bayrak halkın kültürel değerler halkı düzen içinde tutmak için önemli araçlardır iktidarlar bunları tepe tepe kullanır.
Halk, medya ve gelişmiş propaganda teknikleri kullanılarak iktidar yanlısı sözde sivil toplum kuruluşları ki bunlar partiler, dernekler, sendikalardır sistem içinde tutulur.
Var olan Partiler kendilerini değişik ideolojik tanımlamalar içinde İslamcı,Atatürkçü Laik, Liberal, Reformist olarak gösterseler bile çarkın değişik dişlerinden biridirler.
Türkiye’nin 17 Nisan 2017’de yapılan referandumla Cumhurbaşkanlığı sistemi denilen ucube bir sisteme geçişle “Sandıksal Demokrasi” iyice resmiyet kazandı.
Cumhurbaşkanlığı sistemi denilen sistem ile TBMM tamamen devre dışı bırakılarak Demokrasinin olmazsa olmazı yasama devre dışı bırakılmış, yürütme tek kişinin kararına terk edilip yargı bağımsızlığını tümden yitirmiştir.
2017 den sonra Demokrasinin kuralı halk kendini yönetenleri belirlesin diye seçimler yapıldı ama bu seçimler göstermelik olmaktan öteye gitmedi.
Yerel seçimlerde sözde muhalefetin bazı belediye başkanlıklarını kazanmasının önü açılarak düdüklüde biriken buharın tahliyesi misali toplumun gazı alınırken esas ülke yönetimini belirleyen Cumhurbaşkanlığı seçimlerini sürekli olarak iktidarda olan Recep Tayip Erdoğan kazandı.
Türkiye Demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla uygulandığı batı tipi Demokrasinin uygulandığı seçimlerin adil eşit şartlarda yapıldığı bir ülke değil.
Türkiye klasik bir Ortadoğu ülkesi klasik Asya Rusya Afrika ve bazı Latin Amerika ülkelerindeki gibi “Sandıkasal Demokrasiye” sahip bir ülke olduğu için yapılacak olan seçimler toplumda biriken gazın 5 yılda bir alınmasından ibaret oluyor.
Bu anlamda mevcut Devlet başkanlarının “Sandıksal Demokrasinin” uygulandığı biz ve bizim gibi ülkelerde seçim yoluyla değişmesi pek mümkün olmuyor.
Şimdilerde tartışılan erken seçim olayı, “Toplumda biriken gazı erken mi alalım yoksa biriken gazın patlama ihtimali yok zamanı gelince mi alalım” tartışmasıdır.
Yazarın Son Yazıları:
Mustafa Kemal’in askerleri olmak
Herkes yesin içsin hesabı Dilber ödesin, öyle mi?
Bahçeli 154 kişiyi değil hepimizi tehdit etti!