Yazımıza, iki Hadis-i Şerifle ile başlayalım:

 

 

1- (Bilgi öğrenmek her mü’mine farzdır.)

 

 

 

2- (ALLAH bir kulu aşağılatmak istedi mi bilgiyi haram eder ona.)

 

 

Büyük Türk Milleti olarak, umutlarımızı yitirmemeliyiz. Büyük bir millet kendi varlığına, kendi kültürüne, vicdan muhasebesini daima ön planda tutup ve ALLAH’ına sarılmazsa o millet erir.

ALLAH’a inanarak, samimiyetle yapılan hayırlı işlerin, daha iyi ve mutluluk getireceğine inanmalıyız. Bu ALLAH’ın emridir. İnsanları gözetlediğimiz zaman, hep böyle olmamış mıdır?

 

 

 

 

ALLAH’tan korktuğumuz zaman; bütün karanlıklar silinmiş, bütün ıstıraplar dinmiş ve iyiliğe yönelmiştir. Yüce Türk İslam alemi olarak, ruhumuzu sulayıp beslemeliyiz.

 

 

 

 

Yüce Türk İslam alemi olarak! Kazandığımız özgürlükten toplum hayatımızı sağlam bir temel kurabilecek bir şekilde sanayi ötesi toplum ülkeleri gibi yararlanabilirdik; ne yazık ki, halen bunu başarmış değiliz. Bunun içindir ki, çağımızda yaşayan insanların faaliyetleri gelecek nesiller için derin bir hayret konusu olacaktır. Yüce Türk İslam alemi olarak, daima bilimsel kavram ve metodların değerini bilen bir toplumun, kendi yaşayışını düzenlemek için bu kavram metodlardan faydalanmaması üzücüdür. Bilim Yüce Türk İslam aleminin yeryüzünde bulunan her şeye hakim olmasına vesile olması demektir. Kendi irademize hakim olmamızı ve üreterek başarımızı sağlayabilir. Gözle görülecek gerçeğe yönelmemiz yerine soyut kavramlar arasında debelenip durduk. Az gözlem ve çok muhakeme insanı hataya, çok gözlem ve az muhakeme de hakikate götürür.

 

 

 

 

Şanlıurfa’nın asil ailelerinden, Fettah amca bakın ne söylüyor? ‘‘Kıyafeti çok düzgün, dıştan çok temiz görünenlerin evlerine gittiğiniz zaman içler acısı manzaralarla karşılaşacaksınız. Dışı cilalı, içi berbat kimseler çoktur. Hele dışı cilalı olduğu halde kalpleri kirle pasla boğulan kimseler daha feci bir manzara arz ederler” Maddi temizliği değil, manevi temizlik kalp ve huzurun ana temelidir. Bunun bilincinde olup, idrak etmeliyiz.

 

 

 

 

 

 

 

Harran Ovası’na 1995 yılında, dönemin Cumhurbaşkanı Sn. Süleyman Demirel ve Başbakan Tansu Çiller tarafından Harran’nın Parapara köyüne Atatürk Barajı’nın suyu Türk çiftçisinin kullanımına sunularak hizmete açılmıştır. Sanayi ötesi toplum ülkeleri Türk çiftçisini destekleme adı altında, tam tersine Türk çiftçisini tembelliğe odaklandırma desteklemesidir. Elbette Türk çiftçisi, eğitilerek desteklenmelidir. Toprağın çölleşmesi, çiftçinin tembelleşmesi ve Yüce Türk İslam aleminin, gelecekteki protein (temel gıda hammaddesi) ihtiyacının teminat altına alınmaması için; destekleme adı altında perde arkasında ki oyunları araştırıp, dikkat etmeliyiz.

 

 

Harran Ovası yaklaşık 20 yıldır su ile tanışmıştır. 20 yıldan beri yağ sanayinin ana hammaddelerinden, pamuk ve mısır yetiştirilmektedir. Bu ürünlerden elde edilen yağın, temizlik (Sabun-şampuan-deterjan) ana hammaddesinin, PETROL ORJİNLİ temizlik maddeleri yerine bitkisel temizlik maddelerinin üretimi yapılamaz mıydı? Tembellik ve kirliliğe odaklanılırsa tabi ki, yapılacak şey yapılmaz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bitkisel temizlik ürünlerinin üretimi için, halk eğitim merkezlerine büyük görevler düşüyor! Halk eğitim merkezleri pratik proje üretim merkezleri olmalıdır. Örneğin, bu konuda Akçakale halk eğitim merkezi, ev hanımlarına ve genç kızlarımıza bitkisel temizlik ürünlerinin, üretim eğitimine önem verilmesi halinde, hem kendi ekonomisi hem de petrol orjinli ürünlerin tüketimini asgariye indirip, sağlıklı bir yaşam elde edilmesine vesile olmuş olup, önderlik yapmalıdır. Şanlıurfa’nın eski belediye başkanı, Müh. Sn. Ahmet Bahçıvan’nın meşhur bir sözü var: ”Projesi olmayandan, hiçbir zaman idareci olunamaz” ne kadar doğru ve isabetli bir söz…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1- On Kilo Arap (Potas) sabunu.

 

2- İki litre ikiyüz elli gram (2.250) 70 derecelik etil alkol. 

 

 

3- İki yüz elli gram (25) Huide Cad (Katran)

 

 

 

4- Kokusunu gidermek için, hoşlanacağınız esans.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HAZIRLANIŞI:

 

 

 

Etil alkol ve Huil de Cad karıştırılıp, Huil de Cad iyice eritildikten sonra, Arap (Potas) sabunu ilave edilir tahta bir kaşıkla iyice karıştırılıp, kokusunu gidermek için hazırladığınız esans ilave edilir. Hazırladığınız doğal bitkisel şampuanınız kullanıma hazırdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kullandığınız şampuan petrol orjinli ise, vücudunuzda PH oranını öldürüp öldürmediğini hekiminize danışınız. Petrol orjinli şampuan kullandığınız zaman, bitkisel temizlik maddelerine göre üç kat daha fazla su tükettiğinizi hiç merak ettiniz mi? Ayrıca çevre kirliliğine de yol açacağını da unutmayınız. Banyo yaparken bitkisel temizlik ürünleri kullandığınız zaman egzersiz yapma imkanını da yakalamış oluyorsunuz.

 

 

 

Bu yazımızda iddia ettiğimiz konuların doğruluk derecesini araştırıp gerçekleri öğrendikten sonra, soru ve önerilerinizi bizimle paylaşabilirsiniz.

 

 

Bu duygu ve düşüncelerle, vatan şehitlerini, Cumhuriyetimizin kurucusu M.K.ATATÜRK’ü ve nesli tükenmiş müslümanları rahmetle, gazileri minnetle anar. Hastalara şifa-i şerifler dileriz.

 

 

ÖZDEYİŞLER:

 

 

 

Bilgi elde etmeye uğraşan kişi, Muslümanlığın direğidir. (Hadis-i Şerif)

 

 

Kendi kendini temizlemeyen, başkasını temizleyemez. (Hacı Bektaş-ı Veli)

 

 

İnsanın manevi yapısı çocukluk hatıraları ile renklenir vemayalanır. (Numan Aladağ)

 

 

Öğrenip, üretmesini bilen, o insanın bir kitap olduğunu görürsün. (Numan Aladağ)

 

 

Hastalıklar, bencil ve tembelliğe odaklanmanın bedelidir. (Numan Aladağ)

 

 

Herkes evinin önünü süpürürse, bütün şehir temiz olur. (Confucius)

 

 

Tecrübe, aklın babası, hafızanın anasıdır. (Thomas Filler)

 

 

ALLAH çalışmak istemeyenlere yadım etmez. (Sophokles)

 

 

Kaynakça:

 

 

Hadis-i Şerifler: Hz. Muhammed ve Hadisleri. Abdulbaki Gölpınarlı OKAT yayınevi 1964

Şampuan Reçetesi: Prof. Dr. (Kimya yük. müh.) Abdullah Çoban