Salgının nedeni Mu varyantı mı?

Salgının nedeni Mu varyantı mı?
3 Eylül 2021 11:39

Delta varyantının ardından son zamanlarda gündeme gelen ‘MU varyantı’ endişeleri artırdı. “Dünya Sağlık Örgütü’nün de izlemeye aldığını duyurduğu Mu mutantının bir etkisi var mı?” sorusuna yanıt arayan Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, konuştuğu uzmanların görüşlerini köşesine taşıdı.

 

 

Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol’a ‘Mu varyanıtna’ ilişkin soruları yönelten Sarıkaya, “Şu ana kadar bununla ilgili elde veri yok. Neden de bu konuda PCR testlerinde bunu gösterecek bir ayrı çalışma olmasından kaynaklı” görüşünü aldığını aktardı.

Konuştuğu bilim insanlarının görüşlerinden yola çıkarak bir değerlendirmede bulunan Muharrem Sarıkaya, şunları yazdı:

 

 

“Mu varyantı, Delta gibi korkutucu yanı olan bir virüs değil… Aktardıklarına göre, nasıl ki Delta, ilk İngiltere’de görülen Alfa varyantının bir ileri haliyse, Mu da Güney Afrika mutantının bir ileri aşaması. Vuhan’da ortaya çıkan ilk virüsten daha hızlı hareket ediyor ve öldürücülük oranı daha yüksek, ancak ilk belirlemelere bakıldığında Delta Plus’un yarattığı kadar etkili görünmüyor. Ancak yine de bilimsel veriler olmadığı için kimse kesin konuşmak istemiyor.”

Son zamanlarda yaşanan vaka artışlarında ‘önlemlerin gevşemesi ve gribin artması’na işaret eden Sarıkaya, şunları belirtti:

” ‘Önlemler gevşedi, vaka sayısı arttı ve bu da ölümü getirdi…’ En iyi veri de son dönem nezle-grip vakasındaki artış. Geçen sene ortada görünmeyen nezle-grip vakaları son dönemde artış gösterdi. Hastanelerin acil servislerine koronavirüse yakalandığı endişesiyle gidenlerde son dönem influenza vakasına sıklıkla rastlanır olmuş.”

 

 

Bunun nedenini sordum, istisnasız hepsi aynı noktaya işaret etti:

 
‘Geçen yıl herkes maske ve mesafeye dikkat ediyordu, kafeler, lokantalar ve insanların buluşma mekanları kapalıydı, bu da salgını durdurdu. Bugün bunların açılmasının yanında, maske mesafeye dikkat de edilmiyor. Bu da influenza vakasında artışa yol açıyor…'”

 

 

HASTANELER ZORLANACAK

 
Grip ve nezle geçiren yurttaşların PCR merkezlerine ve acil servislere yöeneleceği için hastanelerin zorlanacağını aktaran Sarıkaya, “Son dönem 330 bin seviyesine çıkan PCR test sayısındaki sınırı da daha da zorlayacak. Peki aşılar bunun için yeterli değil mi? Şu ana kadar Türkiye’de yapılan aşıların hemen hepsi mevcut varyantları karşılamaya yeterli. Birkaç gün önce gerçekleştirdiğimiz yayında da hem Prof. Dr. Mehmet Ceyhan hem de Prof. Dr. Serap Yavuz Şimşek etki güçlerini ayrı tutmak kaydıyla koruyuculukları konusundaki ortak fikirlerini dile getirdi. Nitekim dünkü yayınımızda Prof. Dr. Davutoğlu Şenol da aynı görüşü dile getirdi” dedi.

 

 

AŞILILAR NEDEN HASTALANIYOR?

 
Prof. Dr. Davutoğlu Şenol’a, “Aşılıların neden hastalandığını” soran Sarıkaya şu yanıtı aldığını belirtti:

“Aşıların koruma oranı çok yüksek ama yine de yüzde 95-98 bandında kalıyor. Yani aşı olanların yüzde 2’sinde hastalıktan tam koruma sağlamıyor; buna yol açan da alt grup hastalığı olması, ümmin sisteminin kötü olması gibi nedenler. Önceki günkü vaka sayısından yola çıkınca daha iyi anlaşılıyor. Toplam 23 bin 946 vakaya rastlanmış; bunun yüzde ikisini alırsanız 479’unun bu kapsama girdiği görülür. Dolayısıyla aşı korumuyor safsatası yapanların bunu görmesi gerekir. Geriye kalan 23 bin 467 vakanın aşısızlar olduğunu görmek gerekir. Pireyi, deveyle eş tutmanın anlamı yoktur. Bu arada Sinovac aşısının koruma sağlamadığına yönelik iddialar da gerçek değil. Evet koruma eşiği düşük, ama hiç korumuyor demek de doğru değil.”