Sağlık ve tüketim prensipleri

Sağlık ve tüketim prensipleri
5 Mart 2013 18:39

Yazımızın konusu: Sağlık ve tüketim prensipleri hakkında olacaktır.

 

Numan ALADAĞ H&H YORUM

   
Ey Yüce Türk İslam alemi! Hayatımızda ki, faaliyetlerin amacı nedir, biliyor musunuz?
 
   
Hedef: Huzurlu, Sağlıklı ve Mutluluk dolu bir yaşam!
 
 
 
  
Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “ Beyaz şeker üretimi yerine kahverengi şeker, beyaz un yerine kepekli un üretimi teşvik edilecektir” beyanatı Yüce Türk İslam alemi tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Sayın Başbakan’nın bu konudaki, açıklamasını takdir ederek bu yazıyı kaleme alma ihtiyacını duydum. İnşallah bu yazımıza geçici memnuniyetçilik stratejisini uygulattıran yerli ve yabancı sermaye yetkilileri tepki göstermezler. Çünkü her şey Yüce Türk İslam Alemi’nin sağlığı için. Sayın Başbakan’ın beyaz şeker yerine kahverengi şeker ve beyaz ekmek yerine, kepekli ekmek üretim ve tüketim projeleri inşallah en kısa zamanda gerçekleşir.  
 
   
Ayrıca Avrupa birliğine girmek isteyen Türkiye GDO’lu ürünleri kullanması halinde Avrupa birliği olarak kullanmadığı GDO’lu ürünleri, kullanan Türkiye’yi nasıl Avrupa birliğine alacak diye soru işaretleri doğuruyor?
 
 
 
   
Sanayi ötesi bir topluma erişildiğinde, tüm kuruluşların amacı sağlığın geliştirilmesi, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam toplumunun oluşturulması yönünde teşkil edilmiştir.
 
   
Milli eğitimin amacı: İnsanların  kültürlü, sağlıklı ve mutlu bir hayat, sanayi ötesi toplumlara uyumlu bir insan kılmaktır. Diyanet işlerinin amacı; inançlar, gelenekler, ibadetler ve görenekler ile huzurlu, mutluluk dolu bir toplum oluşturmaktır. Adalet kurumlarının amacı: Haksızlıkların önlenmesi, adaletli bir toplum düzeninin oluşturması ve mutlu bir hayatın sağlanmasıdır.
 
   
Yani, bütün ilgili kurumların amacı, sağlıklı, huzurlu bir toplum yaratmak için, her ilgi alanının sorumluluk çemberi içerisinde çalışırlar.
 
   
Bütün bunlar iyi de, biz Yüce Türk İslam Alemi olarak sağlığımızın değerini biliyormuyuz? Mesela, çocuklarımızın ve insanlarımızın, dondurma üreticilerinin, dondurmalarda tatlandırıcı olarak kullandıkları FRUKTOZ şurubunun GDO’lu ürünlerden üretilmemiştir yazısı ne yazık ki, etiketlerde yazılmıyor. İşte bu da insanlarımızın ve gençlerimizin geleceklerini tehlikeye atmak demektir. GDO’lu FRUKTOZ şurubunun gelecekte yaratacağı tehlikeleri, SİGARA da olduğu gibi mutlaka ama mutlaka, altını çizerek iddia ediyorum ki, bu konu da Yüce Türk İslam alemi bilinçlendirilmelidir. GDO’lu FRUKTOZ şuruplu dondurmayı bilinçli kullanıp, sağlığını tehlikeye atmak kullanıcıya aittir. Bu konuda hiç bir şey diyemeyiz. Türkiye’de ki, ilgili kurumların görevi, dondurma da, sigaradaki gibi, bilinçlendirme olmalıdır.  
 
 
 
    
Türkiye’de son yıllarda trafik ve sigara ile ilgili caydırıcı yasalar çıkarıldı ve çıkan yasalar münasebetiyle araç sürücüleri araca bindiği zaman, acaba ne eksiğim var diye ilk önce kendisini kontrol edip, bir eksiği varsa onu gidermeye çalışıp, sonra hareket ediyor. Eğer, ilgili kurumlar tarafından caydırıcı yasalar getirilmemiş olsaydı, hiç bir şeye aldırış etmeden arabaya binilip, insanların ölümüne ve yaralanmasına sebep olacak faaliyetler yaratılmış olunacaktı.
    
Her iş kolun da ilgili kurumların önderliğinde aynı caydırıcı yasalar Türk parlamentosu tarafından çıkarılması ve uygulanması halinde, Yüce Türk İslam Alemi’nin sağlığı, huzursuzluğu ve yoksulluğu böylece asgariye indirilmiş olunacaktır.
 
    
Sanayi ötesi toplum ülkeler, bakıyorlar ki, bir ülkede jet hızı ile zengin olma ve bürokraside yükselme kültürü yaygındır. Uluslarası bazı kulüpler ve bazı sosyal dilim (Sivil Toplum) kuruluşların’nın önderliğinde Türk bürokrasinin üst kademelerinde göreve getirilmesine vesile oluyorlar. Gelecek vaat etmeyen hizmet sektöründe faaliyet gösteren yerli ve yabancı sermayeler, daha çok katma değer elde etmeleri için her türlü gayret ve çabayı sarf  ederek, işi kılıfına uyduruyorlar. Ya GDO’lu ürünler zararlıdır kabul etmeyeceksin ya da GDO’lu bitkilerden üretilen FRUKTOZ şurubu zararsızdır diye Türk kamuoyunu bilgilendireceksin ki, Yüce Türk İslam Alemi tercihini yapsın.

Bir örnek verelim: Yaz aylarında Türk gençliğinin dondurma tüketimi yaygındır. Dondurmalarda tatlandırıcı olarak kullanılan FRUKTOZ şurubunun GDO’lu ürünlerden üretilmemiştir ibaresinin, okunabilir bir şekilde ambalaja yazılması gerekir. Üretici firmaya bu konuda sorulduğun da, efendim ilgili kurumlar tarafından yasal izin alarak imalatımızı yapmaktayız cevabı karşımıza çıkıyor. Üretici firma daha fazla katma değer üretsin diye, Yüce Türk İslam Alemi’nin sağlığı hiçe sayılıyor. Üretici firmalar diyor ki; GDO’lu tatlandırıcı kanserojen madde içermez. Mademki, zararlı bir madde içermiyor niye GDO içeren FRUKTOZ şurubu kullanılmamıştır yazılmıyor? 16 karakterde taze sütlüdür diye yazılıyor. Aynısı GDO ile ilgili de yazılsın? Yerli ve yabancı sermaye, dondurma üreticileri iyi bilmelidirler ki, Yüce Türk İslam Alemi her şeyin farkındadır. Bazı  üreticiler daha çok katma değer üreteyim diye 80 Milyonluk Türk Milleti’nin ve gençliği’nin geleceğini riske atmaya hakkı yoktur. Bu GDO yazısı ya yazılacak ya yazılacaktır. Ya da FRUKTOZ yerine doğal tadlandırıcı kullanılacaktır.  
 
  
Ey Türk Milleti! İlgili kurumlar; bu ürünlerde kullanılan tatlandırıcı kesinlikle “GDO’lu ürünlerden üretilmemiştir” şartı getirilemez mi? Sayım Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 01-Mayıs 2012  yılında Habertürk Tv. de canlı yayında yerli yatırımcıya çağrı yaparak yatırım yapması gerekir, yoksa kar hep dışarıya gidiyor açıklaması ne kadar doğru ve isabetlidir. Yüce Türk İslam Alemi olarak ve çocuklarımızın ve bizlerin sağlık ile ilgili geleceğini teminat altına almayı düşünüyorsak, GDO’lu olup olmadığı konusunun araştırılıp, sorgulanması gerekir. Birleşiminde ne varsa yazılması gerekir şartı aranmalıdır.
 
 
 
  
Ey FRUKTOZ kullanıcıları! Bir işi yapmak isteyen bununda çaresini bulmak zorundadır. Hiç bir iş yapmak istemeyen bir bahane bulacak. Sen yapmazsan başkaları yapar. (Numan Aladağ)
 
 
  
Cenab-ı ALLAH, Yüce Türk İslam alemini, ”İnsanların hayırlısı, insanlara en faydalı olanıdır.” Hadis-i Şerif-i ile yazımı tamamlıyorum. ALLAH’ın huuzuru, bereketi ve başarısı üzerinize olsun.  
 
 
   
Vatan Şehitlerini, T.C.’nin kurucusu M.K.ATATÜRK’ü ve nesli tükenmiş müslümanları Rahmetle, Gazileri Minnetle anar. Hastalara Şifa-i şerifler dileriz.
 
 
   
Özdeyişler: Yalancının cezası kimsenin kendine inanmayışı değil, asıl kendisinin kimseye inanmayışıdır. (Shakespeare, William)
 
   
Sağlıklı olmayı istemek sağlığın ek şartıdır. (Seneez)
 
   
Erdem sağlık, erdemsizlik hastalıktır. (Petrarca)
 
   
Bu topraklar çok hain gördü, ama şurası da bilinmelidir ki,, Yüce Türk İslam alemi Zaferler’le hepisini de tarihe gömmüştür. (Numan Aladağ)


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun