Rüşvet ve raf bedeline dur diyenler 31 Mart seçimini kazanır

Rüşvet ve raf bedeline dur diyenler 31 Mart seçimini kazanır
2 Mart 2019 18:53

31 Mart seçimleri, Rüşvet ve Raf bedeli şartı.

 

 

 

Numan ALADAĞ H&H YORUM

 

Değerli okuyucularım, bir seyahat münasebetiyle yazılarımıza ara vermek zorunda kaldık. Yeniden beraber olma mutluluğu ile hepinizi saygı ile Selamlıyorum.

 

İnsan zaafı olan bir çeşit varlıktır. Peygamberler hariç herkes hata yapabilir. Hatasız kul olmaz. Ama bile bile de hatalara teşebbüs etmek, göz yummak ve seyirci kalmak ihanetkarlığın ta kendisi değil midir?

 

İtimat kazanmanın en belli başlı yolu, ona layık olmaktır. İtibar kazanmanın en büyük elemanı, Allah korkusu ve karekterdedir. Aynı şey, sizi değerlendirip itimatı kazanmanın en büyük alimidir.

 

Bir insanı gerçekten tanımak mı istiyorsunuz: Onun, sözlerine ve yaptıklarına bakınız. Alışkanlıklarımız, ilgilerimiz kişilik yapımızın temel öğelerinin belirtilerdir. Yaşantımızı şekillendiren tepkilerimizin tümü, bunlarla bütünleşir.

 

Çok kez kişilerle ilgili yargılarda bulunur, başkalarını tanımlamaya girişirken, günlük ilişkilerimizle edindiğimiz değişik, çok kez de birbirleriyle çelişik davranışları ele alırız. Bunlardan sonuçlar çıkarıp kişilerin gerçek değerlerini, değersizliklerini belirtmeye çalışırız. Bu yol yetersiz, aldatıcıdır.

 

Karşılıklı ilişkilerimize bağlı davranışlarımızın çoğunda sürekli olmayan, koşullara göre sık sık değişen tepkilerimiz vardır. Değişken davranışlardan genel sonuçlar çıkarıp kişilikle ilgili yargılara varmak geçerli yol değildir. Değişmeleri de bir değişmezlik olarak görmedikçe bu böyledir.

 

Yaşam görüşü, yönelişi kişiden kişiye değişir. Alışkanlıklarımız, ilgilerimiz, güncel davranışlarımız ve bencil oluşumuz, bunda büyük röl oynarlar.

 

Görüş bilinçlerimiz başka da olsa, dünyayı alışkanlıklarımız ve ilgilerimiz açısından yaşarız. Türk Milletinin iyi niyet ve Türk kültürü alışkanlıklarına göre, yararsız olduğunu bildiğimiz yolda yürümeyi sürdürdüğümüz, deneğlerimiz arasındadır.

 

Alışkanlıkları değiştirmek en güç uğraşlardan birisidir. Bunu başarmak, irademizi kuvvetlendirip kendi nefsimizi yenmektir.

 

Kişinin kendisini yenmesi, “Gün dostunu düşmanını tanıma günüdür” Milli seslenişini esas alarak, başarıların en güçlüsü ve yücesidir.

 

Orduları yenenlerden değil, kendilerini yenenlerden korkmalıdır. Bir orduyu yenen güç, başka bir orduya yenilebilir. Kendisini yenen, tüm doğal ve toplumsal engelleri yıkacak gücü kendisinde görebilen kişidir ki, böylelerinden korkulur.

 

Merhum muhabere Orgeneral Hamza Günalp paşa diyor ki: “Düşmanlarınızı sıcak savaş (Silah) ile yenemezsiniz. Düşmana karşı zafer kazanmanın en ekonomik ve kolay yolu, düşmanlarınıza karşı ekonomik yaptırım uyguladığınız zaman, düşmanlarınıza karşı zaferi kazanmışsınız demektir.”

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, diyor ki: ” Halkımı sömüren marketlere izin vermeyeceğiz.” seslenişin, esas alarak o zaman, Türk çiftçisinin ve sanayicisinin, destek istediği noktalardan uzak olmaması ilkeleri ile acilen Raf ve Giriş ücreti şartını talep ederek ekonomik terör oluşturan, binlerce mağazalar zincirine sahip olan mağazaların, Raf ve Giriş bedeli şartına dur demesi, kendisini rahatlatır.

 

Raf ve Giriş bedeli şartının kaldırılması halinde, Türk çiftçisi ve sanayicisi rahat bir nefes almış olur.

 

Ekonomik-anarşik terör oluşturma zihniyetinde olanlara haddini bildirmek için Türk Milleti’nin, 15 Temmuz da ki, birlik-beraberlik ruhu gibi ekonomik yaptırımlarla, gereken ders verilmelidir.

 

Kim ne derse desin, Raf ve Giriş bedeli şartına dur denilmediği zaman, Allah korusun, Milli sermaye ve çiftçi, zor duruma düşecektir.

 

Tanzim satışların yerine, binlerce mağaza zincirleri olanlar, neredeyse sıfır sermaye ile ürün alımı yapıyorlar. Bu mağazalar zincirlerine, Raf ve ürün Giriş bedeli şartına dur desinler. O zaman, işler kendiliğinden düzelir ve piyasalar rayına oturur.

 

Hükümet yetkilileri, böyle işler yerine kıymetli zamanını stratejik önem taşıyan dahili-harici işlere zaman ayırmaları daha da kolaylaşmış olur.

 

Raf ve ürün Giriş bedeli şartı ne demek? Raf ve ürün Giriş bedeli şartının uygulandığı bir ülkede, iktisadi demokrasinin mevcut olmadığının belgesi ve kara para demektir.

 

Siyasi parti liderleri iyi bilmelidirler ki, bir ülkede gerçek demokrasinin mevcudiyetinden bahsedebilmemiz için, ilk önce iktisadi demokrasinin mevudiyeti şarttır.

 

Kara para ve başta rüşvet olmak üzere her türlü ahlaksızlık demektir. Kara para hareketliliğini kontrol edemeyen bir ülkelerde, iş başındaki iktidarlar, rahat çalışma imkanı elde edemezler. Ayrıca o ülkelerin, her zaman tehlikelerle karşı karşıya olduğu da unutmulmamalıdır.

 

Bir zamanlar, Fetö terör örgütünün klübüne bağlı olan iş yerlerinde ki, milyarlarca lira para hareketlilikleri kontrol edilmedi ve 15 Temmuz da ki, zulüm ve zalimliliklerini gördük.

 

Suriye’liler, kara paranın babasıdır. Kara para, her türlü ahlaksızlıkların oluşması demektir.

 

Kara para hareketliliği ile ilgili örnekler:
Şanlıurfa ve Suriye’lilerin bulunduğu diğer iller de, neredeyse yerli esnaf kalmadı. Çünkü Suriyelilerin getirdikleri kara para ile her türlü işyeri açıyorlar ve bu da Türk sanayicisini ve esnafını iflas ettiriyor ve böylece meydan Suriye’lilere kalıyor.

 

Suriye’lilerin açtığı iş yerlerinde neredeyse hiç KDV fişi kesmiyorlar. Cumhurbaşkanı Racap Tayyip Erdoğan’nın talimatıyla, acilen Suriye’lilerin para hareketlilikleri kontrol edilmelidir ki, rahatlıkla stratejik konularla ilgilenmeye zaman bulsun. Kara para hareketliliği olan bir ülkede, iligilerin işini zorlaştırmak demektir.

 

Yıl Temmuz 1995 Australia-Queensland-Bundaberg şehri: Budaberg de, mağazada alışveriş yaptım arabama bindim eve gittim. Kapıyı açmaya çalışırken maliye polisi bana dedi yaptığın alışveriş fişi lütfen; ben fişi bulamadım, maliye polisi bana 187 Australia doları ceza kesti ve gitti. Ertesi gün mağazaya gittim dedim fişim burada kalmış galiba, dedi ne kadarlık fiş idi, 132 dolar dedim ve kasiyer sakladığı fişimi verdi. Fişi maliye polisi karakoluna götürdüm, kesilen ceza iptal edildi.

 

Eğer ki, Türkiye de sigara içme yassağı gibi ve böyle caydırıcı kanunlar çıkarılmış olsa, Türkiye de ekonomik krizler yaşanmaz.

 

Suriye kaynaklı kara paranın getirdiği ekonomik faaliyetlerin Türk ekonomisine ve Milli sermayeye olan olumsuz yansımalarının arkasındaki küresel güçlerin faaliyetleri muzakere edilerek, risklerin ortadan kaldırılması yönünde ilgili ve yetkili kurumlar tarafından, çalışmalar yapılarak, acil tedbirler alınmalıdır.

 

Suriye’lilerin, İslam dininden ve Türk ahlakında yeri olmayan bir çok ahlaksızlıkların yapıldığı açıkça ortadadır.

 

Suriye’lilerin bu ahlaksızlıkları eğer ki, kontrol edilip dur denilmediği zaman, Allah korusun, gelecekte Türkiye çok büyük tehlikelerle karşılanacağı unutulmamalıdır.

 

Suriye’lilerin Türkiye de ki, faaliyetlerini destekliyenlerin başında, sanayi ötesi toplum ülkeleridir.

 

Ekonomik terörün başka faaliyetleri:
Özellikle Şanlıurfa Akçakale ilçesinde Suriye’li esnaflar, hiç KDV fişi vermiyor. Suriye’lilerin bu ekonomik terör faaliyetleri, acilen durdurulması gerekir. Çünkü bu tür faaliyetler, hükümetin işlerini zorlaştırıyor.

 

Suriye’liler, hem ekonomik hemde her türlü anarşik olayların meydana gelmesine sebep oluyorlar.

 

Suriye’lilerle ilgili iddialar, iftira değil ve yaptıkları herşey ortadadır. Bu konuda, mühendis Binali Yıldırm, Başbakan iken “Gün dostunu düşmanını tanıma günüdür” ve “lafla Millilik olmaz” sözleri önemlidir.

 

Genelkurmay Başkanı iken Orgeneral Yaşar Büyükanıt paşa diyor ki: “Sözde değil özde olmalıdır.” Milli seslenişi de, çok önemlidir.

 

Ruhunda Allah korkusu ve vatan kavramı olan, herkesin bu Milli seslenişlerden ders alması gerekir.

 

Öneri: 31 mart mahalli idareler seçimini kazanmak isteyen siyasi parti adayları, rüşveti naalet ve nefretle kınamadıkları zaman, seçimi kazanmaları zorlaşır.

 

Rüşvet ve raf bedeli şartı, her türlü ahlaksızlıkların ana aktif maddesidir (Sebebidir).

 

Dikkat Dikkat!
Siyasi parti liderleri ve belediye başkan adaylarının, hiç birisi, zamanın maliye Bakanı mehmet Şimşek gibi demiyor ki, “Yolsuzluk yapanların Allah belasını versin” bu Milli seslenişe, siyasi parti liderleri ve belediye başkan adayları şu ifadeyi eklemelidirler: “Rüşvet verenlerin, alanların ve onlara destek olanların, Allah belasını versin demelidirler” ki, Türk kamuoyunun, desteğini ve sevgisini alsınlar.

 

Maliye Bakanlığı yetkililerine, Raf ve ürün giriş bedeli tehlikesinin hatırlatılması:
Çiftçi ve sanayiciden ürün alındığı zaman, üç ay sonra ürün bedeli veriliyor. Bu uygulama ile gereken karı elde ediyorlar. Üç aylık ürün bedelini ödemeye bir itirazımız yoktur. Amma, en büyük ekonomik ve anarşik terör, Raf ve ürün Griş bedeli şartıdır.

 

Maliye Bakanlığı olarak, Raf ve ürün Giriş bedeli şartı ile ekonomik ve anarşik terör oluşturmaya sebep olanları neden kontrol etmiyor?

 

Acilen Maliye bakanlığının, stratejik önem taşıyan bu işe el atması gerekir.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın, önce bir iktisatçı olması gözüyle, sonra da Cumhurbaşkanı olması ile Raf ve ürün Giriş bedeli şartına acilen müdahale etmesi gerekir ki, kendisi daha rahat ve stratejik önem taşıyan konularla ilgilenmek için, zaman bulsun. Çünkü zaman çok kıymetlidir.

 

Bu nedenle, Raf ve ürün Giriş bedeli şartı ile ilgilii alışkanlıkların üzerine gidebilmek büyük güç, Allah korkusu, Fetö terör örgütü gibi riyakar “İhanet şebekesi” olmaması ve İman kuvveti ister.

 

Bir düşüncesi ve vijdanı olduğu, hüriyete bağlandığı, daima rüşvet ile mücadele etmeye ve Allah’tan korktuğuna, güncel ve bencil davranmayıp, kabiliyetli olduğu, sulhu özlediği, Cenab-ı Allah’ın ve T.C kanunlarının yassaklarına teşebbüs etmeyen, onurlu, şerefli ve varlıkların daima en mükemmeli olmaya layıktır.

 

Türk Miletinin ülkesi ve Milleti ile bölünmez bütünlüğünü koruyup, savunanların Cenabı ALLAH yardımcısı olsun.

 

Ayrıca seçim arefelerindeki faaliyetler, Türk milletini lüks tüketime alıştırıp, bir tembellik ordusunun oluşturulmasına sebep olunuyor.

 

Ay-Yıldızlı Şanlı Türk bayrağının dalgalandığı topraklarda, yaşıyan insanlar, daima üretici olmalıdırlar ki, Cenab-ı Allah kendilerine sağlık, huzur ve bereket versin.

 

Bu bahar arefesinde Hükümet ilgilileri, Türk tarımında moderleşme için, başta Şanlıurfa olmak üzere, Türkiye genelinde meyveciliğin gelişmesi için, bu konuda Türk çiftçisinin mutlaka eğitilmesi gerekir.

 

Tokatlı merhum ziraatçi Mustafa amca diyor ki: “Tarım ve meyvecilik düşmana karşı en güçlü silah demektir. Ayrıca sağlıklı, huzurlu olmak, gıda ve doğal içecek sanayisinin gelişmesi, Cenab-ı Allah’ın bereketini almak demektir” Mustafa amca’nın, bu Milli deyişlerden her Türk vatandaşının ders alması gerekir.

 

Cenab-ı Allah, bu seçim arefesinde ruhunda Allah korkusu ve vatan kavramı olanların, vatana hizmet etmesini kendilerine nasip etsin inşallah.

 

Rüşvet alanların, verenlerin ve göz yumarak ülkemizde ahlaksızlıkların meydana gelmesine sebep olanlara Cenab-ı Allah, onları kahr-ı perişan etsin inşallah. Amin.

 

Cümle vatan şehitlerini ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve ziraatçı Mustafa amcayı rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hasta ve yaralılara acil şifalar dileriz.

 

ÖZDEYİŞLER:

 

Politikacıyı anlaşmazlıklar, fikir ayrılıkları ve menfaatler besler. (Tarık Buğra
Mal kaybeden bir şey kaybetmemiştir. Onurunu kaybeden çok şey kaybetmiştir. Cesaretini kaybeden her şeyi kaybetmiştir. (Goethe)
Ahlak bakımından yanlış olan bir şey, politika açısından da doğru olmaz. (W. E. Gladstone)
Partiler gemideki yolculara benzerler, eğer gemiyi devirecek olurlarsa hepisi de yok olur. (Andre Maurois)
Sabahın dördünde arayabildiğiniz kişiler, dostlarınızdır. (Marlene Dietrich)
Düşman isterseniz, arkadaşlarınızı geçmeye çalışın, dost isterseniz, arkadaşlarınızın sizi geçmesine izi verin. (La Rochefoucauld)
Raf ve giriş ücreti şartını uygulayan mağazalar, Fetö denen riyakar “İhanet şebekesinden”, daha tehlikelidirler. (Numan Aladağ)
Gerçek vatanseverlik, anarşik ve ekonomik terör oluşturanlara karşı, ekonomik yaptırım uygulamak en güçlü silahtır. (Numan Aladağ)

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun